Page 62 - Hekimce Bakış Dergisi 85. Sayı
P. 62

74 Mart 2014
             BURSA BELEDİYE KANUNU’NDAN BAZI MADDELER


             100 maddeden oluşan kanunun içeriği çok geniş ve detaylıdır. Hatta o kadar detay ve incelikli
             kalem alınmıştır ki, bu nedenle dünyada örneği yok denebilir. O yıllarda böylesi ince ve detaylı
             bir standartlar silsilesi bu belgeyi benzersiz kılmaktadır. Bazı özetlenmiş maddeler şöyledir;

                Ve mahkeme kararıyla yiyecek     Ve ayağı yaramaz bârgiri        Ziyâdeye satarlarsa, muhtesib
             ve içecek ve giyecek ve hubûbât   işletmeyeler. Ve at ve katır      (belediye başkanı) dutub te’dîb
             ki; çarşıda ve pazarda vardır,    ve eşek ayağını gözedeler ve      ede. Ammâ bu bâbda ve gayride
             gözedilüb her meslek sahibi teftiş   semerin göreler. Ve ağır yük   mahkeme kararı bile ola.
             oluna. Eğer terâzûda ve kilede    urmayalar; zira dilsüz canavardır.   - Berber gözlene; kâfir başın tıraş
             ve arşunda eksük bulunursa,       Her kangısında eksük              etdükleri ustura ile Müslüman
             muhtesib (belediye başkanı)       bulunursa, sâhibine tamam         başın tıraş etmeyeler. Kâfir yüzin
             haklarından gele.                 etdüre. Eslemeyeni gereği gibi    sildikleri fota ile Müslüman
                                               hakkından gele. Ve hammâllar
                Etmekçiler, standart olarak    ağır yük urmayalar, ma’kul        yüzin silmeyeler. Usturaları
             alınan ekmeği narh üzere pâk      üzerine ola                       keskün ola.
             işleyeler, eksik ve çiğ olmaya.                                       Tabibler dahi gözlene;
             Etmek içinde kara bulunursa ve    - Ve sirke ve yoğurda su          bîmârhâne (hastahane)
             çiğ olursa, tabanına let uralar;   koymayalar. Su katılmış olub     tabiblerine göstereler, imtihân
             eksük olursa tahta külâh uralar   bulunursa, teşhir edeler veyahud   edeler, kabul etmedikleri
             veyahud para cezası alalar.       tahta külâh uralar, gezdireler.   kimesneleri men` edeler.
             Ve her etmekçinin elinde            Kuyumcular, sâde işi            Cerrâhlar dahi gözlene;
             iki aylık, en az bir aylık un     dirhemine bir akçe; minekârî işde   san`atlarında kâmil olalar.
             buluna. Tâ ki, aniden bazara un   dirhemine iki akçe ve altun sâde
             gelmeyüb Müslümanlara darlık      ise miskâline üç akçe; müşebbek     Değirmenciler gözlene;
             göstermeyeler. Eğer muhâlefet     işde miskâline beş akçe ve gümüş   değirmende tavuk beslemeyeler
             edecek olurlarsa, cezalandırıla.   düğmeler iriyi ve hurdayı gâyet   ki, halkın ununa ve buğdayına
                Eyle olıcak ekmek gâyet eyü ve   eyü hâlis işleyeler, bakır koyub   zarar etmeye. Ve âdetlerinden
                                                                                 artuk almayalar ve iri
             arı olmak gerekdir.               işlemeyeler. İşleyenin muhtesib   öğütmeyeler ve kesmüklü
                                               (belediye başkanı) gereği gibi
             - Aşcılar bişürdükleri aşı pâk    haklarından gele.                 buğdayı değiştirmeyeler ve illâ
             bişüreler ve çanakların pâk su                                      muhkem ve müntehî hakkından
             ile yuyalar ve tezgâhlarında        Ve boyacıları dahi gözedeler,   geleler.
             kâfir olmaya. Ve iç yağiyle nesne   kalb boyamayalar; boyarlarsa       Ve câmilerde dilenci tâifesin
             bişürmeyeler. Ve bir akçelik      gereği gibi hakkından geleler.    yürütmeyeler.
             eti her ne narh üzerine alurlar
             ise beş pare olur. Bir akçelik aş    Ve iplikçilerin ipliği tire       Ve her san‘atı aydan aya kadı
             alanın aşına bir pâre koyalar.    ipliğine berâber ola. Ve astar ki,   ile teftiş ede ve dahi göre ve
             İki pulluk dahi etmek vereler.    şehirde işlene, sekiz arşun ola,   gözede. Her kangısı kim ta‘yin
             Bir akçelikden artuk alsalar ya   eksük olmaya. Olursa hakkından    olunan narhdan eksük sata,
             eksük alsalar, bu hisâb üzerine   geleler.                          muhtesib (belediye başkanı)
             vereler. Cemî‘ Edirne’nin aşcıları   Hammâmcılar, hâmmâmları        hakkından gelüb teşhîr ede.
             ittifakiyle teftiş olundı.        gözedeler, yunmuş ola, ıssı ve      Fil-cümle bu zikr olunanlardan
                                               sovuk su ile ârâste ve dellâkleri
                Ve kile ve arşun ve dirhem     cest ve çâlâk ola. Usturası keskin   gayrı her ne kim Allâh ü Te‘âlâ
             gözlenile; eksüği bulunanın       ola. Şöyle ki, usturası altında   yaratmışdır, hepsini de muhtesib
             hakkından geleler.                kimesne zahmet çekmeye ve         (belediye başkanı) görüb gözetse
             Un kapanında olan kapan           nâzır olan fotaları pâk duta;     gerekdir, hükmi vardır.
             taşlarını, mahkeme kararıyla      Müslümana verdüği fotayı kâfire   Şöyle bileler, her kim muhâlefet
             muhtesib (belediye başkanı)       vermeye.                          ve inâd ederse, itâba ve ikâba
             dâim görüb gözede. Tâ ki, hile                                      müstahak olur”
             ve telbîs olub un alan ve satan     Ve dahi hekîmlere ve attârlara
             kimesnelere zarar ve ziyân        ve cerrâhlara, muhtesib (belediye
             olmaya.                           başkanı)in hükmi vardır; görse ve   ( Hayvan haklarının 20. yüzyılın
                                               gözetse gerekdir.                 başında savunulmaya başlandığı
                Ve hamallar na‘lsuz at istihdâm                                  düşünülürse, bu maddede
             etmeyüb ve dağ yükünün iki          Bakkallar ve attârlar ve        zamanın çok ilerisinde bir hukuk
             yükünden ziyâde götürmeye.        bezzâzlar ve takyeciler, onun on
                                               bire satalar, ziyâdeye satmayalar.   anlayışı olduğu daha iyi anlaşılır)
             KAYNAKLAR
             1.  Gökhan Aktepe, “Tarihte İlk Kalite Hareketleri ve Osmanlılar’da Kalite”, Askon, s:6, Ağustos-Eylül-Ekim 2000
             2.  Mübahat Kütükoğlu , “Osmanlı İktisadi Yapısı”, Osmanlı Devleti Tarihi-II, IRCICA, İstanbul 1999
             3.  KANUNNÂME-İ İHTİSÂB-I BURSA, tam metin TSE yayını 1995
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67