Page 63 - Hekimce Bakış Dergisi 93. Sayı
P. 63

BiR RESiM BiNBiR SÖYLENCE


















        Dr. yelDa ertÜrk          eyerturk@gmail.com

                                                                                              www.hekimcebakis.org

         minyatÜr ve Sezaryen







        minyatür, çok ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere
        ve bu tür resim sanatına verilen addır.  orta Çağda
        avrupa’da elyazması kitaplarda baş harfler kırmızı bir
        renkle boyanarak süslenirdi. Bu iş için, çok güzel kırmızı
        bir renk veren ve  latince adı  “minimum” olan kurşun
        oksit kullanılırdı. minyatür sözcüğü ‘ miniare;  kırmızı ile
        boyanan’ kelimesinden türetilmiştir.  türkiye’de eskiden
        resme “nakış” ya da “tasvir” denirdi. minyatür sanatçısı için
        de “resim yapan, ressam” anlamına gelen nakkaş ya da
        musavvir denilmiştir.
        Fotoğrafın olmadığı dönemde padişahların tahta çıkış
        törenleri,  savaşları, yolculukları, şehzadelerin  sünnet
        düğünleri, giysiler gibi konularda çok değerli belge
        niteliğinde minyatürlü kitaplar üretildi.  kuran’da resmi   Firdevsi’nin Şehnamesinden sezaryenle doğum sahnesi.
        yasaklayıcı bir hüküm yoktur, ancak çeşitli dönemlerde   gibi işleyen ustalar, yüzyıllar boyunca doğayı en gerçek
        yorumlanan kimi hadisler canlı varlıkların suretinin    görünümüyle yansıtma çabasını göstermiş batılı ustaların
        yapılmasını engellemiştir. İşte bu nedenle İslam dünyasında   tersine, doğadan bağımsız bir gerçeği aramışlar, daha çok
        resim, Hıristiyan toplumlarda olduğu gibi din öğretisini   düşündüklerini, tasarladıklarını resmetmişlerdir.
        yaygınlaştırmak amacıyla kullanılmamış minyatürler daha
        çok edebiyat, bilim ve tarih konulu el yazma kitaplarda   minyatür ve tıp deyince hemen aklımıza Şerafettin
        yer almıştır. İslam minyatür sanatı, zaman ve mekâna    sabuncuoğlu gelir.  Fatih  sultan  mehmet döneminin
        sığdırılamayan bir  tanrı kavramına dayanan İslam       en  ünlü hekim  ve  cerrahlarından  olan  sabuncuoğlu
        öğretisinin öngördüğü soyut dünya görüşü doğrultusunda   Şerafeddin  1386  yılında  amasya’da    doğmuştur.
        kendine özgü kurallar geliştirmiş ve katışıksız renkler,   amasya’daki Bimarhane’de 17 yaşında hekimlik yapmaya
        belirgin kenar çizgilerini yeğleyen gölgesiz, iki boyutlu   başlamıştır 14 yıl boyunca da çalışmalarını sürdürmüştür.
        bir resim anlayışını benimsemiştir.  nakkaşlar, kitabın   Şerafeddin  sabuncuoğlu  iyi  bir hekim  ve  çağdaş
        metninde anlatılan olayları resimlerken ışık, gölge,    anlamda özgün bir bilim adamıdır.  En önemli çalışması,
        perspektif veya renk değerleri gibi avrupa resmine özgü   Cerrahiyyetü’l Haniyye adlı 1465 yılında yazılan yapıtında
        unsurları aramamışlardır. nesneleri ve canlıları çoğu kez   arı ve yalın bir türkçe ile uygulamalarını anlatmakta ve
        doğadan  soyutlamış, onları gerçek  görünümlerinden     renkli resimlerle de göstermektedir.  Hemen hemen
        farklı birer bezeme motifine dönüştürebilmişlerdir. Başka   tüm cerrahi branşlarda özellikle dağlama, koterizasyon
        bir deyişle doğadan alınmış öğeleri birer soyut nakış öğesi   traksiyonla ilgili ayrıntılı minyatürler öğretici niteliktedir.


                                                                                                    Hekimce Bakış  63
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68