Page 80 - Hekimce Bakış 95. Sayı
P. 80

SoNRADAN GoURMET



















        dr. BÜlENT KaVuŞTuraN              drbulentkavusturan@gmail.com

                                                                                              www.hekimcebakis.org


        YumurTa-YI HÜmaYuN




        Bizans’ın yerini alıp, onu tarih sahnesinden silen
        Osmanlılar, büyük bir siyasal varlık olmanın yanı sıra, İslam
        dünyasının da en güçlü temsilcisi olmuştur. Birbirinden
        farklı köken ve kültürden gelen insanları da siyasal ve
        askeri  şemsiyesi  altında  toplamıştır. Üç  kıtaya yayılan
        Osmanlı İmparatorluğu, birçok kültürle iç içe yaşamış ve
        kültürün her alanda olduğu gibi onlarla yiyecek içecek
        alışverişinde de bulunmuştur.

        Osmanlı İmparatorluğunun gelişme ve büyümesine
        paralel  olarak  Saray  mutfağı  da,  büyük  bir  gelişme   Saray’da mutfak o kadar önemli bir yere sahipti ki 8 ayrı
        göstermiş, saray ileri gelenlerinin bir sofra etrafında   bölümden oluşuyordu. Padişah için Kuşhane mutfağında
        toplanması devrin en büyük sosyal hareketlerinden biri   yemek pişirilir; Haremlerine, vezirlere, harem ağlarına  ,
        olmuştur. Bu nedenle, aşçıların bütün yaratıcılıklarını ve   Divan vezirlerine hep ayrı aşçılar ayrı mutfaklarda yemek
        becerilerini gösteren çok zengin ve lezzetli yemek türleri   pişiriyorlardı. En çok kuzu ve koyun etinin tercih edildiği
        ortaya çıkarılmıştır. Sultanlar ve devlet büyükleri, yabancı   saray mutfağında etlere mutlaka tarçın konuluyordu.  En
        misafir ve elçileri,  doyurmak ve ziyafet vermek amacı   popüler sebze ise patlıcandı. Hatta patlıcan özel olarak
        ile aşçılarına çeşitli yemek tarifeleri de geliştirmişlerdir.   Çin’den getirtiliyordu  Has Mutfak’ta görevli saray aşçıları
        Sarayda ve konaklarda aşçılar günün en sevilen kişilerinden   en güzel yemekleri pişirmek, yeni buluşlarla padişahın
        sayılırdı, Fransız devlet adamları, Sultan Abdülaziz’in Paris   gözüne girmek isterlerdi. Eğer sultan, yediği bir yemeği
        ziyareti sırasında yanında götürdüğü aşçılarını, alıkoymak   çok beğenirse o yemeği yapan aşçıya para ya da eşya ile
        için padişaha ricada bile bulunmuşlardı.                ihsanda bulunurdu. Saray mutfağı ve aşçıları ödüllendirme
                                                                sistemi,  Türk mutfak sanatının ilerlemesi ve yaratıcı
                                                                ustaların yetişmesi için önemli bir eğitim aracıydı.

                                                                Fatih Sultan Mehmet en çok karides, tavuk ve balık severdi.
                                                                Ona yapılan yemeklerde en çok yumurta kullanılırdı. II.
                                                                Abdülhamit’in en sevdiği yemek ise soğanlı yumurta idi.
                                                                Hatta bu yemeği kim daha iyi yaparsa ödüllendiriliyordu.
                                                                Çünkü bu yemek öyle  herkesin yapabileceği bir yemek
                                                                değildi.  Yemeğin pişme süresi tam 3,5 saat sürerdi. Bu
                                                                yemeğin adı:

                                                                Yumurta-yı Hümayun (Padişah yumurtası)
        80 Hekimce Bakış
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85