Hekimler İçin 10 Acil Talep!
PEKİ NE İSTİYORUZ? NEDEN EYLEM YAPIYORUZ?
Aylardır sağlık alanındaki sorunları görünür hale getirmek ve çözüm önerilerimizi toplumla paylaşabilmek için çeşitli eylemler düzenliyoruz.
Eylemlerde bir yandan halkın sağlık hakkını korumak için mücadele ederken aynı zamanda sağlık çalışanlarının çalışma koşullarından kaynaklanan sorunlarını toplumla paylaşıyoruz.
Pandemi süreci, bu sağlık sistemi ile artık yol alınamayacağını çok açık bir şekilde gösterdi. Halkın sağlık gereksinimlerinin karşılanmasının önündeki engeller her geçen gün artarken, bu engellerle birlikte sağlıkçıların yaşam koşulları da katlanılamaz hale geldi.
TOPLUMUN SAĞLIĞI SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI İLE MÜMKÜNDÜR
Pandemi tüm ağırlığı ve yıkıcı etkisiyle devam ediyor. Biz sağlık çalışanları bu ağır yükün altında kalmamanın mücadelesini veriyoruz. Eğer bu ağırlığın altında kalırsak biliyoruz ki ezilecek olan toplumumuzdur.
Taleplerimizle biraz olsun nefes alabilmenin mücadelesini veriyoruz. Sağlık hizmeti verenlerin nefes alamadığı çalışma koşullarında halkımızın yaşam hakkının giderek zorlaşacağını gücümüz yettiğince paylaşmaya, iktidara göstermeye çalışıyoruz. Sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesi talebimizin toplumun sağlık hakkı almasıyla doğrudan ilişkili olduğunu göstermeye çalışıyoruz.
Emeğimizin karşılığı olan ücreti almayı, demokratik olmayan uygulamaların kaldırılmasını, iş güvencesi talebimizin karşılanmasını istiyoruz. Aynı zamanda, kamu kurumlarında halkın parasız sağlık hizmetini, kolay ve nitelikli almasının mücadelesini veriyoruz.
Tüm bu haklı taleplerimizin karşısında iktidar bildiğini okumaya devam ediyor. Bizlere düşük ücreti, fazla çalışmayı, angaryayı, baskıyı, pandemiye uygun olmayan sağlık kurumlarında çalışmayı reva görürken, topluma da ücretli sağlık hizmetini, 5 dakikada muayene olmayı, aylar sonralarına verilen randevuları, hastalıkları ve ölümü hak görüyor.
BU SAĞLIK SİSTEMİ SAĞLIKSIZLIK GETİRİYOR
Bu sağlık sistemi yoksulu, yaşlıyı, çocuğu, kadını yani sağlık hizmetine daha çok gereksinimi olanları görmezden geliyor. Tüm bu kötülüklere, eşitsizliklere, baskılara, yaşam hakkımızı yok sayan uygulamalara karşı sesimizi tüm topluma duyurmanın ve çözümü onlarla birlikte yakalayacağımızın umudunu yitirmeden mücadelemizi sürdürüyoruz.
EMEK BİZİM SÖZ BİZİM, SAĞLIK HAKKI HEPİMİZİN
Biliyoruz ki biz sağlıkçılar susarsak toplumun nefes alması daha da zorlaşacak, biliyoruz ki biz karşı durmazsak toplumun nabzı daha zayıf atacak, biliyoruz ki biz gerçeği paylaşmazsak toplumun umudu zayıflayacak, biliyoruz ki biz yeter artık demezsek toplumun sağlık hakkı ile birlikte yaşam hakkı daha da zorlaşacak.
Tüm bu sorunları görünür kılmak, çözüm önerilerimizi toplumla paylaşmak, daha da önemlisi umudumuz tükenmemiştir demek için yürüttüğümüz mücadeleyi daha da büyütüyoruz. Bu süreçte nöbet eylemlerimizle, basın açıklamalarımızla, bildirilerimizle, beyaz önlüklerimizle sağlık ve yaşam hakkını daha görünür kılacağız ve 8 Şubat G(ö)REV eylemimizle birlikte mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha göstereceğiz.
Biliyoruz ki halkımız bizim yanımızdadır, çünkü taleplerimiz tüm toplumun talepleridir.
İnanıyoruz ki 8 Şubat G(ö)REV eyleminde hastanelerden randevu almayarak, randevularını iptal ederek halkımız bu piyasacı ve yaşam hakkımızı tanımayan sağlık sistemine sağlıkçılarla birlikte dur diyecektir.
HEKİMLER OLARAK NE İSTİYORUZ?
- Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+ sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katından, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katından az olmamalıdır. Sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.
- Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri “prim ödeme tavanı” üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki katı olmalıdır.
- Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmelidir. Tüm Aile Sağlığı Merkez’ binaları kamu tarafından inşa edilmeli aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalıdır. 3 yıldan uzun süre görev yapan aile hekimi ya da aile sağlığı çalışanı tüm kamu dışı ebe, hekim ve hemşireler kamu kadrosuna alınmalıdır.
- OSGB’lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliğinin belirlediği asgari ücreti üzerinden ödenmelidir.
- Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL’ye çıkarılmalıdır.
- Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere, herhangi bir maddi kayıp olmadan (nöbet ücretinin kesilmesi vs.) nöbet ertesi izin hakkı tanınmalıdır.
- COVID-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, Pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7.200 olmalıdır.
- Sağlıkta Şiddet Yasası acilen TTB’nin önerdiği şekilde düzenlenmeli; cezalar tutuksuz yargılanma ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” olarak uygulamaya olanak veren sınırların üzerine çıkarılmalıdır.
- Tıbbi hatalarda kurumsal sorumluluğu görmezden gelerek hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
Taleplerimiz Sizin İçin, Bizim İçin, Hepimiz İçin… Sağlık Hakkı Mücadelesinde Yan Yanayız
Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu