Biriktirmeye çabalarken
Biriktirmeye çabalarken
Yollar ve toplantılar bitmez, onlara bağlı kalınca da yazı çıkmaz diyerek Nesin Matematik köyünde bir köşeye çekilip yazmaya karar verdim. Yıllardır her seferinde bir aksilikle katılamadığım Uluslararası Ege İnsan Hakları Okuluna katılmak konusunda bu yıl çok kararlıydım. Bu yılki Sonbahar Çalıştayının başlığı “Adalet Krizi ve Hak Siyaseti” konuşmacıları ile beni mıknatıs gibi çekmişti. Heyhat, hayat her zamanki dayatmalarıyla alıkoydu beni ilk günden, ikinci gün de kendi oturumum sonrası yorgunluk izin vermedi. Günlerdir çaldığım uykular üstüme çörekleniverince forumla, forumda ilk gün konuşan ve dinlemek için yanıp tutuştuğum konuşmacıların verdiği yanıtlarla yetinmek zorunda kaldım sonunda. Gene biriktiremedim, velhasıl cepten harcamaya devam ettim. Azıcık da olsa dinleyebildiklerimle dahi zenginleştirdi beni okul.
Uzun zamandır Türk Tabipleri Birliğinde sürdürdüğümüz tartışmaların hukukçular arasında da yapıldığını, insan hakları mücadelesinin de odağında olacağını yarın başlayacak ve gene ilk gününde olup sonrasında gözüm ve aklım arkada kalıp bırakacağım Türkiye İnsan Hakları Vakfının Travma ve İnsan Hakları Güz Okulunda da devam edeceğini görmek hep birlikte yeni bir kuruluş sürecinin imkanlarını araştırdığımızı hissettirdi sevinçle. Ege İnsan Hakları Okulu katılımcılarının yaş ortalaması, bu yılki okulun başlığında yalnız adalet krizinden söz edilse de tartışmaların gelip çoklu krize dayanması ve bu çoklu krizden hem gündeliğe hem geleceğe dair politikaların çoğalarak tartışılması umut verici.
Başından sonuna dinleyebildiğim tek sunum mücadele pratiklerinin yerinden yurdundan edilmiş insanlarla Yunanistan’da nasıl sürdürülebildiğini, sığınamama hallerini ve iltica politikalarının dışarı verilmesi (taşeronlaştırılmasından), geri püskürtmeler, Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelerle yaptığı ahlak dışı anlaşmalar, sıcak nokta iltica süreçlerini, hangi yasal araçlara sahip olduğumuzu ve hukukçuların nasıl hareket etmesi gerektiğini, ülkeler arası iş birliğinin neden gereğinden fazla olduğu anlatan Giota Massouridou oldu. Tüm zorluklara rağmen nasıl adanmışlıkla mücadelesini sürdürdüğünü dinlemek, hak öznesi olmaktan çıkartılmış insanları yeniden özne kılmanın geleceğin inşasında önemli yapı taşlarından biri olacağını düşündürdü ister istemez.
Çoklu krizlerden sonunda hak siyasetinin imkanlarına mücadelenin onlarca kesişim noktasını birleştirerek yürümek elzem. Forumda ilk gün dinleyemediklerimden Foti Benlisoy ile İsmet Akça’nın neoliberalizmin krizinden ekoloji mücadelesinin adımlarına uzanan yanıtlarıyla, Aslı Odman’ın son dönemde kavramsallaştırmaya çalıştığı em-ek-oloji boyutuna derinlik kazandıran tartışmalarına bugünden yürütülecek mücadeleyle yarını kurma perspektifini birlikte değerlendirebilme olanağım oldu.
Sağlığı toplumsallaştırabilmek için özellikle ortamları sağaltabilme tartışmalarımızdan, adaleti toplumsallaştırabilmenin olanaklarını tartışan bu toplantıda ucundan kıyısından dinleyebildiklerim biraz olsun biriktirebilme hallerimi besledi. Emek verenler sağ olsun diyorum.
Sanırım en fazla tartışmamız gereken, yollarını araştırmamız gereken toplumsallaştırma adımlarından birisi de hem çok tartıştığımız bir o kadar da kaçındığımız siyasete dair. Siyasetten uzak durduğumuz yanılsamasıyla yaptığımız siyasi tercihlerden toplumsallaştırabildiğimiz bir siyasetle değiştirme gücümüzü kazanacağımızı hep birlikte düşünmeliyiz. Bizi sessizleştiren, güvenlikçi ama güvencesiz hayatların içinde yalnızlığa razı eden politikalardan sıyrılıp birlikte ürettiğimiz bir dünyayı kurmanın imkanları ellerimizde.
Alıntı: evrensel.net