TTB AHEK ve SES’in “Vergide Adalet” Eylemleri 42. Haftasında: Çalışanları Yoksullaştıranlara, Sağlığı Yönetemeyenlere Sesleniyoruz; Artık Yeter, Gidin!
Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu (TTB AHEK) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) öncülük ettiği, illerde sağlık emek-meslek örgütlerinin de katıldığı “Sağlık Çalışanları Vergide Adalet İstiyor” başlıklı eylemler, 42. haftasında devam etti. Hastaneler, aile sağlığı merkezleri ve vergi daireleri önlerinde yapılan basın açıklamalarında “Vergide Adalet İstiyoruz” ve “Eziyet Yönetmeliği’ne Hayır” yazılı pankartlar ve dövizler taşındı.
“Vergide Adalet” eylemleri, tüm sağlık çalışanları için vergide adalet sağlanana, vergi kesintileri yıl içinde sabit kalana ve kesinti oranı üst sınırı %15 olana dek her çarşamba sürecek.
42. hafta için hazırlanan basın açıklaması şöyle:
Çalışanları Yoksullaştıranlara, Sağlığı Yönetemeyenlere Sesleniyoruz: Artık Yeter, Gidin!
Bugün 25 Aralık 2024 Çarşamba. Vergide adalet eylemlerimizin 42. haftasındayız.
Açlık sınırının 24 bin lira, yoksulluk sınırının 67 bin lira olduğu ülkemizde, asgari ücretin açlık sınırının üzerinde olmasını bile çok gören bir hükümet tarafından yönetiliyoruz.
Önümüzdeki hafta memurlara %11 oranında zam yapılması planlanıyor. Emeklilerin bütçede aldığı pay %4,1’e düşmüş durumda. Hazine ve Maliye Bakanı’na göre, “bu oranların artırılması halinde ekonomi kötü etkilenecek”miş.
Biz sağlık çalışanları olarak, ekonomik krizin halkımızın yaşamını nasıl çekilmez hale getirdiğini görüyoruz.
Hastalarımız ilaçlarının katkı payını bile ödeyemez hale gelmiş durumda. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise muayene katkı payını 200 liraya çıkartmayı planlıyor.
Biz yoksulluğun ve sağlıksız ortamların, hastalıkların en önemli nedenlerinden olduğunu biliyoruz. Ancak hem Sağlık Bakanı hem de Hazine Maliye Bakanı yurttaşlarının sağlıklı olması için değil, halkın gözünü boyayacak algılar yaratmak için çabalıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı aylar önce milyonlar harcayanların vergi vermediğini ve vergide adaleti sağlayacağını söylemişti. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu kişilerden vergi alınması bir yana, vergi kaçıranların yemek masasında bahşiş olarak verdiklerini bakanlık bize aylık ücret olarak bile vermek istemiyor.
Aile sağlığı merkezlerinde ebe ve hemşire meslektaşlarımıza yoksulluk sınırının yarısına tekabül eden 30 bin lira ücreti reva görüyorlar.
Aile sağlığı merkezlerinde bebeklerimizin aşılarını yapan, gebelerimizi takip eden, yaşlıların yaralarına pansuman yapan bir ebe ya da hemşireye insanca yaşayacağı ücret ödemeyi tercih etmeyen hükümet, ayrıcalıklı kesimlere sermaye aktarmaktan vazgeçmiyor.
Hekimlere “Siz ne yapıyorsunuz ki?” diyebilen Sağlık Bakanlığı bürokratları, 18 hastanenin müteahhidine verdikleri sözü tutmak için bakanlık bütçesinin onda birini ayırdıkları şehir hastanelerine her ay 15 milyar lira verebiliyorlar ama düzgün tıbbi malzeme alamıyorlar ve yeterli aşı temin edemiyorlar.
Sağlık Bakanlığı şimdi de çıkardıkları yönetmeliklerle maaşlarımızı kesmenin ve reçetelerimize karışarak hastalarımızı ilaçsız bırakmanın peşinde.
Hastalarımız hastanelerden günlerce randevu alamıyor, özel hastanelere mecbur bırakılıyor. Sağlık hizmetini piyasa koşullarına göre ve tüketime dayalı bir sektör gibi yöneten, sağlık çalışanlarını performansa dayalı çalışmaya mecbur bırakan Sağlık Bakanlığı, ne halkın sağlığına çare oluyor ne de sağlık çalışanlarının insanca yaşamasına olanak tanıyor. Sadece halkın ve sağlık çalışanlarının sırtından yüksek kârlar elde eden imtiyazlı şirketlerin kârı artıyor; bu da yetmiyor, taşerona teslim edilmiş yoğun bakım yataklarında ölen bebeklerin hesabı bile verilmiyor.
42 hafta oldu bir daha soruyoruz:
- Sağlık emekçisinden %35 vergi kesintisi olur mu?
- Bizden topladığınız vergileri bizim için kullanacak mısınız?
- Yoksul halkımızın ve yoksullaşan sağlık çalışanlarının hak ettiği, emekliliğe yansıyan tek kalem maaş uygulamasına geçecek misiniz?
Toplumun sağlık hakkı, sağlık emekçilerinin yaşam hakkı ve mesleğimizin onuru için biz mücadeleye devam edeceğiz.
Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce basın açıklaması yaptık ama duymadınız. Siz yönetemediğiniz için biz tükenmek istemiyoruz.
Sağlık çalışanları olarak yarattığınız bu sağlıksız düzene karşı 6-10 Ocak tarihlerinde birinci basamakta iş bırakacağımızı ve tüm sağlık kurumlarında 8 Ocak’ta iş bırakacağımızı duyuruyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet ve sağlıkta adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Alıntı: ttb.org.tr