Page 13 - Hekimce Bakış Dergisi 105. Sayı
P. 13
Kitaplarda, vilayetlerin coğrafi
konumu, yüzölçümü, iklimi, doğal
oluşumları ve kaynakları, ziraat
ve hayvancılık açısından durumu
değerlendirilir. Ayrıca vilayetler;
nüfus, konuşulan diller,
kıyafetler, geçim kaynakları,
gelenek ve görenekler; sağlık ve
eğitim kurumları, doğum ve ölüm
oranları, bulaşıcı hastalıklar, akıl
ve sinir hastalıkları gibi açılardan
da değerlendirilir.
Haritalar, krokiler, planlar,
şemalar, grafikler, cetveller ve eczacı, 560 sağlık memuru ve Osmanlı döneminde sadece
yazılı bilgilerden daha değerli 136 ebe vardı. büyük kentlerde yaşayanlar veya
olabilen bazı fotoğraflar da olanak bulabileneler hastane ve
içeren kitaplar bugün bile 1920’li yıllarda tüm ülkede doktora ulaşabiliyordu.
başvuru kaynağı olabilecek sıtma, trahom, tifüs, kolera,
çiçek, verem gibi bir dolu salgın 1923-1938 arasında 49 sağlık
değerdedir. Cumhuriyetin
hastalık ile yaygın beslenme yasası çıkarıldı. Bu yasalar ile
ilanından önce TBMM
bozukluğu, enfeksiyonlar ve tüm ilçelere hükümet tabibi,
tarafından yaptırılan bu
tedavi edilemeyen yüzlerce köylere ebe-hemşire gönderildi.
çalışma ile ülkenin potansiyelini
hastalık vardı. 1920’lerde 1930’ların sonunda doktor sayısı
ve sorunlarını belirlemek,
Anadolu’da cerrahi bir sorunu 1700’lere, hastane sayısı ise
sonraki politikalara yön vermek
olan yurttaşların yaşamda 190’lara ulaştı. Ülkenin birçok
amaçlanmıştır. Bu kitaplarda
kalması mucizeydi. Bu nedenle yerinde Verem, Ruh ve Sinir,
ele alınan konular sadece
halk arasında “3 gün yatak Doğum ve Çocuk Hastaneleri
coğrafyacılar için değil tıp,
4.gün toprak” deyimi yaygın bir açıldı. “Örnek hastane” anlamına
halk bilimi ve tarihçiler için de
inançtı. Çünkü apandisit, mide gelen araştırma ve eğitim
önemli bir kaynak olup, özellikle
delinmesi gibi bugün kolaylıkla veren Numune Hastaneleri
ilk basılanların içerdiği bilgilerin
tedavi edilen hastalıklardan kuruldu. Daha Cumhuriyet
milli mücadele dönemine ait
kurtulmak mümkün değildi. kurulmadan 1920’lerde Sivas
olması bu araştırmaların önemini
Aşı Merkezi kuruldu, daha
bir kat daha artırmaktadır. Genç Cumhuriyet’in her devrimi
sonra kurulan Refik Saydam
değerli ve önemliydi ancak
Cumhuriyet kurulduğunda Hıfzıssıhha Enstitüsü ile serum
sağlık alanındaki devrim her
yaklaşık 14 milyon nüfuslu ve aşı üretimine başlandı. Bu
zaman gözden kaçmıştır. Oysa
ülkenin kabaca sağlık tablosuna merkezlerde üretilen kolera,
Atatürk döneminde yapılan
bakıldığında; vasat koşullarda çiçek, tifo, karma aşılarla
sağlık devrimi ile kurulan halkçı
86 hastane (yarısı askeri veya milyonlarca yurttaş aşılanarak
düzende sağlık hizmetleri
yabancılara ait), 1923 yılında çocuk ölümleri azaltıldı. Hatta
köylere kadar ulaşabildi. Oysa
tüm ülkede 344 hekim, 60
yurtdışına aşı ihraç edildi.
13