Page 53 - Hekimce Bakış Dergisi 86. Sayı
P. 53
Hekimce Bakış 63
Odamın içine gelirsek, duvarları kömür tozundan tekerlekli sandalye, arka duvarda asılı duran koltuk
kararmış odamda temizlik birinci şart. Yoksa 3 ay altı değneği, yine duvarda asılı otomatik eksternal
içinde bir daha gerçek renginde bir eşyamı görmem defibrilatör, kapıp gitmek için heran hazır tuttu-
mümkün değil. Dolapların tozlu rafları, üzerlerine ğum ilkyardım çantası…Hepsi ve daha birçoğu acil
ILO okuyucu raporu iliştirilmiş yüzlerce akciğer durumların her an yaşanabildiği gerçeğini vuruyor
grafileri ile dolu. Yine kömür tozuna bulanmış bu insanın yüzüne adeta. Odanın çok kullanılmışlığını
raflarda, işçilere ait, gizliliğine özen gösterdiğim gösterirken, sakatlıkları, ölümleri, yaşanmış acıları
sağlık dosyalarının olduğu klasörlerin yanında bir da vuruyor yüzüme.
de zonguldak’taki bir işyeri hekiminin olmazsa ol- Bir işçim geldi geçenlerde odaya, Mehmet. Saat he-
maz gerçeği olan pnömokonyoz klasörleri dizili. O nüz sabah 08:05. Ocaktan yeni çıkmış. Gece 12’de
kadar çoklar ki, onlar bile tozlandı artık. Odada kö- girmiş yani. Biz uyurken o yerin 300 metre derin-
mür kokusunu almamak mümkün değil. Ama daha liğinde kömür kazmış. Alnı terli, kömür karası yü-
ağır bir his var içeride esasında. Bir hekim olarak zünde sadece gözlerinin beyazı var siyah olmayan.
aldığım ve belki de işçi sağlığı ve güvenliği gönüllü- Yürüdükçe elbisesinden kömür tozu dökülüyor.
sü birkaç insanın koklayabileceği meslek hastalığı Burnunun içinin kapkara olduğunu görmek için
ve iş kazalarının kasveti de var halihazırda bu oda- çaba sarfetmeme gerek yok. Birazdan konuştukça
da.
ağzının da içinin karardığını göreceğimi biliyorum
Bir çok işyeri hekiminin olabileceği gibi benim de zaten, alıştım artık bu görüntüye. Kirpik dipleri
22 yıllık hekimliğimin son 15 yılında düzenli olarak sürme çekmiş gibi kapkara. Gözlerde ışıltıyı merak
(!) büyüklü küçüklü, hatta ölümlü iş kazalarını ya- ediyorsanız o yok… Üstünde renkleri kaybolmuş
şamış olduğum, yüzlerce meslek hastalığı vakası ile bir kazak var. Bir dakika bu kazağı hatırlıyorum.
başbaşa kaldığım, meslek hastalığına yönelik tıbbi Evimde kullanmadığım giysilerimi bir süre önce
tanısını kendisine aktarmak zorunda kaldığım, ba- ihtiyacı olan insanlara versin diye ocak puantörüne
zen ağlayıp, bazen güldüğüm, bazen tehdit edilirken vermiştim. O da işçilere dağıtmış anlaşılan. iş kıya-
bazen elimin öpülmeye kalkıldığı işyerindeki bu feti olmuş anlayacağınız benim eski kazağım. Diğer
odamın çok hikayesi var aslında. işçiler gibi o da eski kazakları, pantolonları iş kıya-
feti yapanlardan.
Kömür tozuna bulanmış duvarlarının şahitliğinde,
sıklıkla ülkemdeki işçi sağlığı ve güvenliğine yöne-
lik sorunların tıbbi ve teknik boyutundan çok daha
fazla kereler sosyal sonuçlarını yutkunarak yaşa-
dım bu odada.
Kat sekreterim de yok! Akşam odanın zeminini sü-
pürdüğümüzde, ki kendim ya da sağlık memurum
Mustafa yapar, en az 3 kürek kömür toplanır kapı-
nın köşesinde. Biriktirsek bir yoksulu epeyce idare
eder hani.
Mehmet benden dört yaş küçük. Eşinden ayrılmış.
Vardiyalı çalışma, köylerden gelen bu insanların
sadece hafta sonları evlerine gidebiliyor olmaları,
düşük gelir seviyesi, bunların sonucu gelişen ahlaki
erozyon, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına bağ-
lı sakat kalma ve ölümler, aile baskısı ile yapılan er-
ken ve yanlış evlilikler vb. sebepler gözümün önün-
Üstündeki örtüleri hergün defalarca kömür den geçiyor biran. Kendileri açmazsa sormuyorum
karasına bulanan emektar sedye, sedyenin başu- ama sormam gerektiğini düşündüğümde bir hekim
cundaki acil müdahale malzemelerimizin olduğu olarak da ister istemez bu acı hikayeleri dinliyorum
pansuman arabası, kömür tozu ile kaplanmış örtü- onlardan. Madencilik sosyal hayatlarını da vuruyor
sünün altında kullanılmayı bekleyen defibrilatör, bu insanların, onların gizli gerçeklerinde...

