Page 55 - Hekimce Bakış Dergisi 86. Sayı
P. 55
Hekimce Bakış 65
Ben de haklıydım onlar da. Çünkü yaşadıklarımdan Erkan’ın. Ama kime ne? zaten “tanı koymama” üstü-
gördüğüm, bildiğim çok net bir şey vardı. Ülkemde, ne oluşturulmuş bir sistem varken, tanı alanların ek
vatandaşının çalışma yaşamından kaynaklanan mağduriyetlerinin çözülmesini beklemek ülkemde
sorunlarını para odaklı, tazminat kurgusu ile çözen yaşayan bir hekim için henüz hata herhalde…
bir “sosyal devlet” (!) vardı. Her şeyin rakamsallaştı- Risk değerlendirmeleri, ölçümler, isgkatip vb.
rıldığı bu ülkede, pnömokonyoz tanısı almış bir ma- yöntemlerle insan hayatının rakamsallaştırılarak
dencinin %3-5 maluliyet oranı ile meslek hastalığı önemsizleştirilmiş hale getirildiği ülkemde, bir de
havuzuna bile alınmayacağını, ama mevzuat gereği ölümlü kazalardan sonra “tüm camilerimizde ve
de işsiz kalacağını, esasında %100 malul olacağını imam Hatip Liselerimizde Yasin-i Şerif okuttuk”
yaşayarak görüp öğrenmiştim. diyerek halkına seslenen devlet büyüklerimizin
Devleti temsil edenlerin meslek olduğunu bilince, çözüm beklemek ancak Thomas
Moore’un Ütopya’sında olur herhalde.
hastalıklarının sayılarını realize
etme amaçlı olarak politika belgesine Saat 9:10 olmuştu. Meslek hastalığı tanı süreçle-
2009 yılında koyup 2014 yılında rini birlikte yaşadığım diğer birçok madenci gibi
çıkardıkları bir hedef vardı. “%500 Erkan’da o soruyu sordu bana, “Bu işleri yapmayan
arttırmak.” Yaşadıklarımdan şirket var mı hocam, oralarda çalışabilir miyiz?”.
öğrendiğim, bu hedefin ve bu
sloganın, skor peşinde koşan kart
zamparaların yaptıklarından bir
farkı olmadığıydı. Sadece rakam,
sonrası mı? Bilinmiyor…
Erkan’ı tozsuz ortama aldığımda, yani yerüstüne çı-
karttığımda emeklilik süresi yıllarca uzuyordu. Ye-
rüstüne çıktığı için maaşındaki vergi muafiyeti de
kalkınca al sana yeni iki mağduriyet. zaten sağlığı
ile ilgili en temel organlarından birisi etkilenmişti
Son 1 saatte doktorluk kısmı ile doğru yaptığını
düşündüğüm her şeyin hekimlik boyutu ile eksik
kaldığı duygusu ile Erkan’a da Mehmet’e verdiğim
yanıtı verdim. “Bilmiyorum”. Erkan kaçak ocaklarda
çalışmak üzere odamdan arkasına bakmadan ayrıl-
dı. Kararlıydı, ölecekti. Madende ya da madenden…
Bu kadar takip, program, tetkik,
rapor, inceleme, harcama, toplantı,
malzeme, eğitim…
Adı ne olursa olsun.
Yapılan bu kadar şey ne içindi…
Bilmiyorum…
Fotoğraflar: Hasan KOCA

