Page 63 - Hekimce Bakış Dergisi 86. Sayı
P. 63
74 Temmuz 2014
Toz solunur madende. Maske filan dese de bilir söylenen sayıların “an itibari ile” olduğunu
kitaplar, toz solunur madende. Kitapların ocak başında dinleyenler; bir haber, küçük
kömür işçisi pnömokonyozu dediğine “madenci bir umut ışığıdır beklenen. Devrilip giderken
hastalığı” denir madenci şehirlerinde. gencecik fidanlar, yalnızlığın soğuğu kalır
Tüm meslek hastalıklarında olduğu gibi, geride kalanların yüzünde; mevsim fark etmez.
“önlenebilir” olduğunu yazsa da kitaplar, zonguldak’ta bir anıtı var madencilerin. Siyah
izlense de ocağın tozu, gazı, bir türlü mermer üzerinde sarı plakalar, plakalarda
önlenemez madenci hastalığı denilen illet. maden kazalarında ölenlerin isimleri, doğum
Meslek hastalıkları istatistiklerinin ağır tarihleri. 1903’den başlıyor plakalar. 2004
ağbisidir madenci hastalığı. Bir araştırmada yılında üşenmeyip saymıştık. 1903’den 2003’e.
çıktı ortaya, madenci hastalığına yakalanan Bir asır eder. 3548 plakadan 2811’inde vardı
işçilerin %96’sında işten ayrıldıktan doğum tarihi. En küçüğü, 13 yaşındaydı
ortalama 10 yıl sonra koyulmuş tanı. Madenci madende ölenlerin.
hastalığına yakalanan işçi devam etmek ister
çalışmaya. Özelde dener şansını. işyeri hekimi Bizler uyurken rahat yataklarımızda ya da
olmaz derse işe giriş muayenesinde, başka seyrederken sevdiğimiz bir diziyi televizyonda,
şirkette dener şansını. O da mı olmadı, bir ya da ellerimiz sevdiğimizin ellerinde
bakarsın, zonguldak’ta işe giremeyen Soma’da seyrederken günbatımını, ders anlatırken
başlar çalışmaya. okulda, hasta bakarken poliklinikte,
kaçırdığımız tiyatro biletine üzülürken ya
Kazası boldur maden ocağının. Kitaplar yazar, da kızarken dolu gelip bizi almadan giden
istatistikler söyler, herkes bilir. “Ramak belediye otobüsüne, onlar inip kara ejderhanın
kala”ları almasan da istatistiklere, kimi ağzından yeryüzünün metrelerce altına,
“küçük” kazaları yazmasan da deftere, herkes kömür dökerler. Domuz damı yaparlar ağaç
bilir ki, kazası boldur maden ocağının. 2005 kütüklerinden. Çıtırtıları dinlerler arından
yılında çetelemiştik madendeki iş kazalarını. gelen. Ocak duvarında çıkmış koca koca
Bir yılda 451 kaza geçmişti aynı işyerinde mantarlara bakıp hayal kurarlar. Ama en çok,
kayıtlara. Kazmacıydı kaza geçirenlerin çocuklarını özlerler.
%72’si, %78’inde künt travma vardı
kazalananların. Eller, ayaklar, bacaklar ön Aynıdır onların öyküsü. Karpatlarda, Afrika’da,
plandaydı, bir de vertebral kolon. En yükseği Şili’de, zonguldak’ta, Soma’da.
270 gündü iş kayıplarının, ortalaması 20 gün. Hep aynıdır onların öyküsü. Bir ölünce manşet
Kimi zaman ölüm olur maden kazalarında. Acı olurlar gazetelere, bir de “gayri yeter” deyip
düşer toprağa. Gözyaşları katılır kömür karası başlayınca yürümeye.
alın terine. Fırsat bulsa,
silmek ister sözlüklerden
göçüğü, grizuyu,
zehirlenmeyi madenci
şehirlerinde yaşayanlar.
Analar, babalar, kardeşler,
çocuklar, sevdalıklar
toplanır maden ocağının
başına. Evden fırlarken ne
varsa, o vardır üstlerinde.
Soğuk da, yağmur
da işlemez entarinin
üzerindeki örgü yeleğe.
Bıraksalar elleriyle
kazar göçüğü, maskesiz
dalar gazın içine. Resmi
sayıları dinler yetkili
ağızlardan dökülen. Ama

