Çalışma acısı

Çalışma acısı

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı TTB Merkez Konseyi Başkanı

Bazen bunca saldırı, karalama ve havada uçuşan tehditlerle, üstelik sürekli acılara tanıklık etmeye dayalı bir çalışma alanında olmanın ağırlığıyla nasıl baş ettiğimi soruyor insanlar. Çalışma alanımda tanıklık ettiğim acılarla mücadele, bir de bana yönelen şiddetin tam da o mücadeleden kaynaklandığını, mücadelenin etkili olduğunu bilmenin rahatlığı koruyor olsa gerek. Yalnız olmamanın etkisi de çok elbette. Bundan sürekli beraber olma, yapışık yaşama da anlaşılmamalı, çünkü yalnızlığıma da çok değer veririm. Biraz mesafelenip kendime, dünyaya bakma anlarım olmazsa olmazdır. Ancak okuduğumuz her kitapta, bunu o da okumalı deyip, paylaştığımız, güzel bir müziğin titreşimlerini yan yana değilken de hissettiğimiz, bir filmi ayrı ayrı izleyip birlikte düşündüğümüz dostların varlığı nasıl sarıp sarmalar, nasıl onarıcıdır, anlatamam.

Bu hafta o dostlardan canım Tanıl Bora’nın her zamanki sürprizlerinden biri ile ışıdı günüm. Postadan gene kitaplar çıktı. Yayımlandığını duyar duymaz almayı planladığım, kitapçıma ısmarladığım ama daha ben alamadan elimde bulduğum “Uzun Yolculuğum Bir Yanımız Hep Çocuk Kaldı” kitaplardan biriydi. M. Halim Spatar TTB Merkez Konseyi üyeliği de yapmış Sevinç ablamızın, Sevinç Özgüner’in de dostuydu, sadece dostu mu bir de nikah şahidi. Faşistlerce evinde katledildiği 23 Mayıs 1980 tarihinden sonra İstanbul Tabip Odasının Sevinç Özgüner adına düzenlediği ödül töreni ve anmalarda görüşür, birlikte yaşadıklarını kendi ağzından dinlerdik. Neredeyse on yıl olmuş onsuz kalalı anmalar. O nedenle okuldaşım kızının yayına hazırladığı anıların basıldığını duyunca çok heyecanlanmıştım. Kitap postadan çıkınca da mutluluğumu tahmin edersiniz.

İkinci kitap ise Uğur Şahin Umman’ın “Çalışma Acısı Emek ve Eziyet Deneyimleri” idi. Soma katliamı sonrası “Çizmelerimi Çıkarayım mı?” kitabıyla çalışma acısına tanıklık ettiği madencilerle görüşmeleri sonrası yazdığı bu son kitabında daha derin bir tanıklığa eşlik etmeye çağırıyor bizi. Yollarımız kesişmiş, o çalışma acısına tanıklığımızı belgeleme çalışmalarımıza atıfla da imzalamış kitabını sevgili Uğur Şahin Umman. Tam da kitabı bana ulaştığı gün Artı TV’de bir söyleşisinde izlerken almıştım zaten selamını, kitabı da alınca sevgili Tanıl’ı düşündüm yeniden, nasıl hissettiğini aklıma düşenleri.

Bir başka acılara tanıklık, o tanıklığı mücadeleye dönüştürme hikayesine döndüm sonra. O mücadelenin yerini bulduğunu ayan eden şiddeti düşündüm. Acılara tanıklık etmemeyi seçenlerin yarattığı boşlukta serpilip gelişen bu şiddetle sevgili dostum Esin Şenol’da yarattıkları çalışma acısı değil de neydi gerçekten. Bu salgında her gün önlenebilir ölümlerle mücadele ederken, önlem almayanlara biriktirdiği öfkeyi mücadelesine yansıttığı için onu tehdit etmeyi kendilerinde hak gören, bir de ödüllendirilenlerle mücadele etmenin önlenebilir ölümleri durdurmak için verdiği mücadeleyi kesintiye uğratacağı kaygısını yaşatmaları da şiddet olarak üzerine boca edilmişken, sevgili Esin Şenol da bunların hepsiyle mücadele etmekten vazgeçmeyecek, biliyorum. Ben sadece buradan biraz kitap, biraz dostluk, çokça dayanışmayı bir kez daha hissetmesini istedim.

Çalışma acısını kapitalizmin sermaye birikimini artırmak için tüm araçlarıyla üzerimize saldığı günlerde, hekimlerin, tüm sağlık emekçilerinin tanıklık ettikleri acıları gidermeye çalışırken yaşadıkları zorluklardan, karşılaştıkları engebelerden, biriken tanıklıkların ağırlığına bir de bu acıyı katıp tükendiklerini koşullarda bu sarmaldan çıkmanın yolu dayanışma.

Siyasi otoritenin iyilik havarisi görünümünde attığı her adımda da bu dayanışmayı nasıl yok edeceğinin ince hesaplarıyla uğraştığını Resmî Gazete açıkça gösterdi. Bize düşen omuz boşluğumuzda birbirimizin yokluğunu hissetmek, varlığı için de dayanışmayla mücadele etmek.

 

Alıntı: evrensel.net

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler