Deprem gösterdi: Türkiye olağandışı durumlara hazır değil!

Depremler hastanelerin afet planlarının kağıt üzerinde kaldığını ortaya koydu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, depremin olağandışı durumlara hazırlıksızlığı çok açık ortaya koyduğunu söyledi.

Fincancı, bölgede yaşananların depremin büyüklüğünün değil, siyasi iktidarın ve kamu yöneticilerinin gereğini yapmamalarının, ihmallerin sonucu olduğunu söyledi: “Hiçbir mazeret kabul edilemez.”

Fincancı’nın yanı sıra, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Vedat Bulut, Dr. Alican Bahadır, Dr. Adalet Çıbık ve Dr. Dr. Kazım Doğan Eroğulları, Dr. Nusret Şahin İstanbul Tabip Odası’nda düzenlenen basın toplantısında 6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay Depremleri Birinci Ay Raporu’nu paylaştı.

6 Şubat Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğünde ve ardından Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi merkezli 7,6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmişti. Depremler 14 milyondan insanın yaşadığı Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’da 45 binden fazla ölüme yol açtı. Depremde toplam 448 sağlık çalışanı hayatını kaybetti, bunların en az 101’i hekim.

Ancak depremin üzerinden bir ay geçmesine rağmen bölgede hastanelerin, aile sağlık merkezlerinin, eczanelerin yıkıldığı bölgede sağlık hizmetleri ve hizmeti veren personelin sorunları sürüyor. Pek çok yerde, insani en temel ihtiyaçlar içme ve kullanma suyu, barınma, tuvalet, banyo hatta bazı bölgelerde gıda sorunu sürüyor.

Bakanlık iş birliğine yanaşmıyor
Fincancı sorunların depremin etkilediği alanın genişliğiyle ilgili olmadığını söyledi: “Bütün bu alanlarda koordinasyonlar belirlenmiş, iş birlikleri oluşturulmuş ve hızla birlikte çalışmaya başlayabilmeliydik. Ancak merkezi yönetim nedeniyle, merkezden tüm birimler çok geniş bir alanda hizmet sunamıyor görüntüsü ortaya çıktı.”

Emek ve meslek örgütleri depremin ilk gününden beri Sağlık Bakanlığı ile İşbirliğine hazırdı. TTB de bakanlığa önerilerini iletmek istemiş ancak yanıt alamamıştı. TTB 6 Şubat’ta işbirliği ve desteğe hazır olunduğu yazısı iletti. 23 Şubat’ta kadar toplam 14 yazışma ve iki görüşme yaptı. Toplam 3 bin 222 gönüllü hekimden oluşan iki liste iletildi. Sağlık Bakanı ile görüşmek için tekrarlayan talepler iletildi ancak olumlu yanıt gelmedi. Alanda TTB ve tabip odaları çalışmalarını birlikte yaptı.

Başından beri emek ve meslek örgütlerinin işin içine katılmadığını belirten Fincancı, şu eleştiride bulundu: “Hala enkazın kaldırılmadığı pek çok yer var. Halen şehir içlerinde molozlar nedeniyle yollar kapalı. Kaldırılan molozlar da ne yazık ki verimli tarım arazilerine, uygun olmayan şekillerde dökülüyor. Hava ve çevre kirliliğini tehdit eden sorunlar yaratıyor. Hala geçici yerleşim alanları yeterli değil. Çok kalabalık konaklamak zorunda kalıyorlar. Bu kalabalıklar hem bulaşıcı hastalıklara hem de salgınlara gidişi hızlandırıyor. Bunların her biri önceden planlanmış ve planlar da uygulanabilmiş olmalıydı.”

Hekimler bile afet planları olup olmadığını bilmiyordu
Hastanelerin afetler ve salgınlarda kritik önemi var. Depremler hastanelerin afet planlarının etkin ve uygulanabilir olmadığını ortaya koydu. TTB 14 yıl önce farka hastanelerden hekimlerle görüşerek konuyla ilgili yaptığı tespitleri bakanlığa sunmuştu. Çalışmaya katılan kamu ve özelde çalışan hekimlerin önemli bir kısmı, hastanelerinin olağandışı durum risk analizinin yapılıp yapılmadığını ve afet planı olup olmadığını bilmiyor. Çoğunun hastanesinde konuyla ilgili eğitim verilmemiş, tatbikat yapılmamış. Çalıştıkları hastanede afet planı olduğunu belirten hekimlerin yarıdan fazlası, olmadığını belirten hekimlerin de tamamı çalıştıkları hastaneleri afet/olağandışı durumlara karşı yeterli düzeyde hazırlıklı bulmamışlardı.

Aradan geçen zamanda bu konuda da adım atılmadığı son felaketle anlaşıldı. Kamu otoritesinin üzerine düşeni yeterince yerine getirmediğini belirten Fincancı, sözlerine şöyle devam etti: “Hastane afet planlarının dosyalar içinde kalan dokümanlar olmaması ve uygulamaya geçirilmesi, afet planlarının tatbikatlarla ve eğitimlerle etkinliğinin değerlendirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesi şart. Uygulanan özelleştirme eksenli politikalar, tüketim nesnesine dönüştüren sağlık ve AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programının olağan dönemlerde bile ciddi sorunlara yol açtığı koşullarda, olağandışı durumlara hazırlıklı olunmadığı çok açık. ‘Olağan’ dönemlerde birçok sorunla yüz yüze kalan hastaneler ve hastane çalışanları, afet/olağandışı durumlara hazırlıklı olma konusunda da kendi başlarına bırakılıyorlar. Unutulmamalı ki afet ve olağandışı durumlarla baş edebilmek kamusal bir görev.”

‘Hastanelerin yıkılması kabul edilemez’
Sağlık Bakanlığının ve iktidarın ihmali nedeniyle bazı hastanelerin yıkıldığını, çok büyük bölümünün ise hasarları nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini söyleyen Fincancı, “Oysa çağımızın bilgi birikimi, teknolojik olanakları vb. dikkate alındığında böyle bir sonuç kabul edilemez. Depremde yıkılmayan, faaliyetlerini sonlandırmayacak ölçüde çok küçük hasarlarla atlatabilen hastaneler inşa edebilmek mümkün” dedi.

Raporda konuyla ilgili ayrıca şu görüşler yer aldı:

“Kamu, özel ayrımı yapılmadan bütün hastane ve sağlık kuruluşları depreme dayanıklı hale getirilmeli, yenileri söz konusu niteliklere uygun olarak inşa edilmeli. Hastane ve sağlık kuruluşlarının olağandışı durum/afet planları etkili ve uygulamalı, sağlık çalışanlarının bu konudaki temel ve sürekli eğitimleri aksatılmadan gerçekleştirilmeli, konuyla ilgili tatbikatlar periyodik olarak gerçekleştirilmeli. Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğunun gerçekliği ve özeniyle; sağlık kuruluşları ve sağlık çalışanları depreme hazır sağlık sisteminin ögeleri haline getirilmeli.”

Düzenli aşılama başlamalı
Rapora göre sağlık hizmetleri sunumunun durumu şöyle:

*Hatay’da yataklı tedavi hizmetlerinin sunulduğu Dörtyol dışında hiçbir kurum kalmadı. Hatay’da travma cerrahisinin de yapılabileceği yatılı üçüncü basamak sağlık hizmetinin verildiği geçici hastane gerekiyor.

*Depremin üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen bağışıklama (aşılama) hizmetlerinde bir düzen sağlanamadı. Kahramanmaraş’ta kısmen bağışıklama hizmeti sunulurken, Hatay ve Adıyaman’da ise henüz başlamadı. Aile hekimleri sadece poliklinik hizmeti verebiliyor.

*Bölgede erişimi zor yerlere de sağlık hizmeti ulaştırılmalı, sağlık taramaları planlanmalı ve gebe, bebek ve kronik hastalar için mobil sağlık hizmetleri kurulmalı.

*Aşı dağıtımının elektrik olmayan yerler dahil, gerekirse günlük olarak planlanıp, bağışıklama hizmetinin bir an önce sunulmaya başlaması önemli.

Yeni doğan aşılamaları ve tarama testleri aksıyor
*Yeni doğan bebeklerin aşıları ve tarama testleri topuk kanı örneği alınması aksıyor. Erken korunma ve erken tanı için kritik önemi olan bu hizmetler bir an önce başlamalıdır.

*Çalışmaya başlayan sağlık kurumlarına doğum kontrol malzemesi dağıtılmalı.

*Kronik böbrek yetmezliği, insüline bağımlı şeker hastalığı ve verem hastalarının tedavilerinin aksamaması için önlem alınması (yaşadığı yerin saptanması ve sağlık gözetimi) gerekli.

*Geçici yerleşim alanlarında günlük ateşli hastalık, döküntülü hastalık ve ishal sürveyansı (takibi) yapılmalı.

*Bölgede sağlık birimlerinde ishalde sıvı-elektrolit replasmanı için yeterli oral replasman sıvısı (ORS) hazırlama tozu bulunmadığı gözlendi. Henüz sporadik olan ishallerin salgın yapabileceği de düşünülerek bölgeye yeterli miktarda ORS tozu temin edilmeli.

15 yaşın altına kızamık aşısı yapılmalı
*Son altı ayda Covid-19 aşısı yaptırmamış ya da Covid-19 geçirmemiş gebeler, yaşlılar ve riskli ek hastalıkları olanlar için Covid-19 ve grip aşıları, 15 yaş altına kızamık aşısı yapılmalı.

*Rutin yara yönetiminde tetanos önlemine özel dikkat gösterilmeli.

*Bulaşıcı hastalıkların tanısı için tahrip olan mikrobiyoloji laboratuvar altyapısı hızla yeniden kurulmalı.

*Gerekli alt yapı hazırlanana kadar dört ana grup enfeksiyon (ishalli hastalıklar, solunum yolu enfeksiyonları, döküntülü hastalıklar ve sarılık) için sendromik sürveyans (belirtilerin takibi) yapılmalı.

Günlük olgu sayıları her sağlık biriminde kayıt altına alınarak takip edilmeli.

Sendromik sürveyansın, mevcut ulusal çevrimiçi sürveyans sistemine veri giremeyecek durumda olan bölgedeki beş ilde yazılı formlarla başlatılmış olması sevindirici. Bu çerçevede elde edilen sürveyans verileri bölgedeki hekimler ile düzenli aralıklarla paylaşılmalı.

Suriye’deki kolera vakaları deprem bölgesi için risk
*Suriye’den kolera vakaları bildiriliyor olması deprem bölgesi için önemli risk taşıyor.

*Pirinç suyu biçiminde dışkılama tarif eden, bezi ıslak ancak kirlenmemiş gibi görünen bebeklerden mutlaka spesifik etken değerlendirme amaçlı dışkı örneği alınmalı.

*İshalli vakalarda kolera başta olmak üzere etkenlerin kesin tanısı için mikroskopi dahil hızlı tanı, kültür/besi yeri/kit, teçhizat alt yapısı kurulmalı ve kolayca ulaşılabilir olmalı.

*Bir bölgede kümelenmiş ishal olgularının, kolera şüphesi ve hastalık bildirimi için yeterli olduğu unutulmamalı.

*Birinci basamak sağlık hizmeti veren birimlerde ilk tercih olarak kullanılmaması gereken kinolonların sıklıkla bulunduğu ve kullanıldığı, sık görülen bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde yeterli olan, yan etki profili daha iyi ve direnç geliştirme riski düşük antibiyotiklerin (amoksisilin, penisilin, amoksisilin klavulonat, azitromisin vb) çok az veya hiç bulunmadığı/kullanılmadığı görüldü (KLİMİK Derneği, 2023). Deprem sonrası uzun sürmesi beklenen normale dönüş sürecinde antibiyotik yan etkilerinden ve dirençten kaçınmak için uygun antibiyotikler bulundurulmalı ve doğru endikasyonda hastalara önerilmeli.

Streptokok iyi izlenmeli
*Dünyada ve ülkemizde pandemi önlemlerinin kaldırılmasıyla son aylarda artış gösteren A grubu beta hemolitik streptokok (AGBHS) infeksiyonlarının hızlı testlerle erken tanısı ve uygun tedavisinin başlanması ağır seyirli infeksiyonların gelişmesini, diğer kişilere bulaşmasını ve negatif çıkan hastalarda gereksiz antimikrobik kullanımını engellenmek açısından çok önemli. Bölgeye, özellikle çocuklara hizmet veren tüm birimlere AGBHS için hızlı tanı kitleri acilen temin edilmeli.

*Su ile ilgili denetleme izleme çalışmalarına devam edilmeli, bulanıklık ve mikrobiyal kontroller dışında radyoaktivite değerleri de mutlaka analiz edilmeli.

Alıntı: Deprem gösterdi: Türkiye olağandışı durumlara hazır değil! – Diken

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler