İyilik kazanacak

İyilik kazanacak

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı TTB Merkez Konseyi Başkanı

Gene uzun bir ara vermek zorunda kaldım yazmaya… Türk Tabipleri Birliği seçimli kongresine giderken mitingimiz sonrası yapılan saldırıları da yazmış, seçim sonrasında da İşkencenin Etkili Soruşturması ve Belgelenmesi Kılavuzu “İstanbul Protokolü” güncellenmiş baskısı için yapılacak toplantıya katılmak için Cenevre’ye gitmiştim. Yandaş basın saldırmak için fırsat ararken, Cenevre’deki toplantı fotoğrafını kullanmakta gecikmemişti. Maskesiz fotoğrafı kullanıp COVID-19 için, İsviçre’de bulaşmıyor mu, diye sormuştu yeni bir saldırı aracı bulmanın sevinciyle. Tabii ki bulaşıyor, bulaştı da. Kapalı bir salonda, salon dolu iken hiçbirimiz maske takmayınca, dönüşte yaptırdığım test ne yazık ki pozitif çıkıverdi. Hepimiz tam aşılı olunca, aramızdan çok fazla pozitif çıkmadı, çıkanlar da görece hafif geçirdik hastalığı ama iki yılı aşkın zamandır tüm kapalı ortamlarda maske takmış ve korunmayı katmerlemiş biri olarak, maske takmadığım toplantıda virüsü edinmiş olmak bir kez daha korunmanın çoklu araçlarını hatırlatmış oldu bana, ben de sizlere hatırlatayım. Kapalı ortamlarda maskenizden vazgeçmeyin, hatırlatma dozları da dahil aşılanmayı ihmal etmeyin.

Halsizlik ve alerjik bünyeme bağlı ufak tefek sorunlar dışında zorluk yaşamasam da sağlıklı insanlara bulaştırmamak için kendimi ayırmak zorunda kaldım. Bu ayırma sürecinde bir meslektaşımızın daha sağlıkta tırmanan şiddet sonucu katledilmesi üzerine oluşan tepki, yas ve öfkenin dayanışmayla aşılması için başlatılan iki günlük iş bırakma ve illerde sağlık otoritesine tepki göstermek için yapılan yürüyüşlere katılamadım ne yazık ki! Bu dayanışmanın en güzel fotoğraflarından biriydi polisin şiddetinden sıyrılıp el ele yürüyen gencecik kadın meslektaşlarım. Polislerin pervasızca kalkanı kafasına indirdikleri insan ise 50 küsur yıllık dostum, bu ülkenin, yalnız bu ülkenin değil tüm dünyanın davranış nörolojisi ve sinir bilim alanında önde gelen bir ismiydi. Çocukluğumuzdan hekimliğimize, hekimlikten insan hakları mücadelesine hep el ele yan yana yürüdüğümüz, birlikte üretip birlikte mücadele ettiğimiz canım Hakan Gürvit’e yöneltilen o saldırıyı da ekranlardan izlemek zorunda kaldım. Onur Yürüyüşü’nde tacizci diye anılan, hakkında suç duyurusunda bulunulan bir polisin o alanda kadınlara yönelen öfkesini, hekim gazeteci kim varsa savurduğu tehditleri de… Düşe kalka, barikatları aşa aşa her yaştan meslektaşım varmak istedikleri hedefe ulaşıp sözlerini söylediler, her bir adımlarını umutla ve orada olamamanın hüznüyle izledim.

Ardından sağlıkta şiddetin nasıl bu denli tırmanabildiğini bize tane tane anlatırcasına saldırılar başladı. Kötülüğün sıradanlığına kendini kaptırıp sel gibi akanlar meslek örgütümüzü, Türk Tabipleri Birliğini hedef göstermekten kendini alamadı. Kimi meslektaşlarımız da bu sele kapılıverdi. Sağlık Bakanlığı önüne siyah çelenk bırakmak isteyen meslek örgütümüz ve sendikaların elinden çelenk alınınca gösterilen tepkiyi karalamak da dahil bazı sendikaların yaklaşımı üzücüydü elbette ama bu saldırılar karşısında duyulan kaygının ve kendini siyasi otorite karşısında temize çekme telaşının tezahürünü topluma da yaşatılan korku ve sindirme davranışının sonucu olarak görmek gerekir sanırım.

Bize düşen bu selden insanları çekip çıkarmak olmalı! Hiç kolay değil muhakkak. Şiddetin alabildiğine olağanlaştığı, sevgili dostum Nilgün Toker’in Politika ve Sorumluluk kitabında anlattığı gibi toplumsal yaşamı politikadan uzaklaştırarak politikayı toplumsal yaşamı belirleyen, toplum dışı bir idare etme ve dolayısıyla kontrol altına alma aracına dönüştüren, neoliberal sistemin sorunlu hukuk normlarını dahi ortadan kaldırıp kabile içi belirsizliklerle donatan koşullarda iyilik için harcanması gereken çaba çok fazla. Sağlıkta şiddetin politik bir mesele olduğunu, politik mücadelenin toplumsallaşmasıyla aşılabileceğini bilerek…

Meslek örgütünü karalayarak uğradığı şiddete refleks gösteren eşini korumaya çalışan bir meslektaşımızın o şiddet ortamında yitirdiği çantasını bulup İstanbul Tabip Odasına bırakan ve bu saldırıya prim vermeden haberdar eden canım öğrencim, meslektaşım ve dostum olmasından onur duyduğum Ozan Toraman’ın, daha nice Ozanların, Hakanların, Rojdaların, İremlerin varlığı geleceğe dair umudumuz olmalı.

 

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı
TTB Merkez Konseyi Başkanı

 

Alıntı: https://www.evrensel.net/yazi/91247/iyilik-kazanacak

 

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler