Aile hekimlerinin kamuya ait binalarında hizmet vermesi gerektiğini belirten TTB Şiddet Çalışma Grubu Üyesi Dr. Alican Bahadır “Kamu güvencesinin yaratacağı algı, şiddeti önleyebilir” dedi.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve sağlık alanındaki şiddet her geçen gün artıyor. Son olarak Alanya 5 No’lu Damlataş Aile Sağlık Merkezinde (ASM) görev yapan Doktor Melek Bağce de kamu hizmeti verirken görevi başında boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından katledildi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Şiddet Çalışma Grubu Üyesi Dr. Alican Bahadır, ASM’lerin kamu güvencesinden yoksun alanlar olduğuna dikkati çekerek “Kamu güvencesinin yaratacağı algı ASM’ler gibi sağlık kuruluşlarında şiddetin bu kadar kolay yaşanmasına engel olurdu” diye konuştu.
Kesici, yaralayıcı aletler ve ateşli silahlarla kamu binalarına girmek yasak olmasına rağmen kamu hizmeti verilen ASM’ler ve hastanelerde bunu önleyecek bir mekanizma yok. Uzun süredir çalışma alanlarının güvensiz olduğunu dile getiren aile hekimlerinin “Kamu hizmeti kamu binalarında verilsin” talebi Dr. Melek Bağce’nin ölümü üzerine yeniden gündeme geldi.
“ASM’LER KAMU GÜVENCESİNDEN YOKSUN”
Aile hekimlerinin kamuya ait binalarında hizmet vermek istediklerini hatırlatan Dr. Alican Bahadır, “Birçok ASM binası şehirden uzak bir alanda yer alıyor. Meslektaşlarımızın yaşadıkları bir sorun karşısında iletişim sağlayabileceği bir bağlantı yok. Bazı meslektaşlarımız ise yalnız çalışıyor, dayanışma imkanı da bulamıyor” dedi. Sağlıkta dönüşüm programının uygulamaya konulmasıyla ASM’lerin kamu güvencesinden yoksun kaldığını belirten Bahadır “Artık ASM’ler öncelleri olan sağlık ocakları gibi değil. Bu durum ASM’lerin bina güvenliğini de etkiliyor. ASM binaları kamuya ait olsa daha güvenli hale gelebilir. Çünkü kamu güvencesinin yaratacağı algı, ASM’lerde yaşanan şiddetin bu kadar kolay yaşanmasına engel olur” dedi.
“İDARENİN SORUMLULUĞU VAR”
Sağlık alanında yaşanan şiddetin son 20 yılda arttığına vurgu yapan Bahadır “Sağlık alanında bir günde 100 kadar şiddet olayı yaşanıyor! Sözlü şiddete maruz kalan meslektaşlarımızın sayısı daha fazla. Sağlık hizmetinin niteliği azalırken şiddet de artıyor” diye konuştu. Toplumda var olan rekabetçi, çatışmacı iklimin sağlık kurumlarına da yansıdığını dile getiren Bahadır, “Sağlık alanında şiddetin en aza indirilmesinin sorumluluğu idarededir. Yeterli bekleme alanları, şiddet anında panik butonlarının olması ve kaçış kapılarının olması gibi düzenlemeler biz sağlık çalışanlarını daha güvende hissettirebilir. Ama şu an sağlık alanında bir kaos ortamı söz konusu ve buna son verilmesi için temelden adımlar atılmalı” dedi.
Alıntı: evrensel.net