Bursa’da Sağlık Çalışanları Vergide Adalet İstiyor!
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)’nın 21 Şubat 2024 Çarşamba günü başlattığı, sağlık çalışanlarından haksız ve adaletsiz bir şekilde kesilen vergi uygulamasından vazgeçilmesi, kesintilerin yıl içinde sabit kalması ve vergi kesinti oranının en fazla %15 ile sınırlanması ile ilgili “Vergide adalet istiyoruz” eylemleri devam ediyor. Bursa Tabip Odası, Yıldırım 16 No’lu Zümrütevler Aile Sağlığı önünde vergide adalet talebiyle bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, BTO Yönetim Kurulu Saymanı Dr. Abdullah Karadağ, SES Bursa Şubesi, Genel Sağlık İş Bursa Şubesi, Bursa Diş Hekimleri Odası, Dev-Sağlık İş Bursa Şubesi, Aile Sağlığı Merkezi Çalışanları Ebe ve Hemşire Derneği ve çok sayıda hekim katıldı.
Zümrütevler Aile Sağlığı Merkezi önünde, ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ pankartı açan hekimler adına konuşma yapan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, “Biz işçiler, emekçiler, emekliler, hekimler, dişhekimleri, hemşireler… yani ücretli geçinenler olarak yüksek enflasyon ve durmak bilmeyen zamlarla her gün yoksullaşıyoruz. Ülkemizde gelir dağılımı hızla bozuluyor. Düşük ücretlerle, azalan alım gücümüzle, sendikalaşmanın ve hak aramanın önündeki engellerle, meslek örgütlerinin işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığı bir düzende emek sömürüsü her gün biraz daha katmerleniyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi adaletsiz vergi sistemi nedeniyle kaşıkla verilen kepçeyle geri alınıyor. Enflasyonun altında ezilen ücret artışları dahi cebimize yansımadan vergilerle geri alınıyor. Türkiye’de vergi yükü giderek daha fazla işçilerin, emekçilerin, emeklilerin dar gelirlilerin omuzlarına yıkılmaktadır. Vergide adaletin kantarı her gün biraz daha bozulmaktadır” dedi.
En düşük vergi tarife dilimi artışının bilinçli biçimde düşük artırılması sonucunda tüm ücretliler erkenden daha yüksek vergi tarife dilimine girdiğini vurgulayarak, “Cumhurbaşkanı ilgili mevzuat gereğince ortaya çıkan bu tutarı yüzde 50’sine kadar artırmaya, yüzde 50’sine kadar da indirmeye yetkilidir. Ancak Cumhurbaşkanı bu yetkiyi 2024 yılında da kullanmamış, işçilerin erkenden üst vergi dilime girmesini engellememiştir. Öte yandan ücretlilerin gelir vergisi oranı da oldukça yüksektir. Bu oran yüzde 10 olarak saptanmalıdır. Bu yönde vergi mevzuatı değişikliği yapılmalıdır. Ayrıca, asgari ücret istisnası vergiden indirim değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalıdır” şeklinde açıklama yaptı.
Basın açıklaması metninin tamamı şu şekilde;
Sağlık Emek ve Meslek örgütlerinin yöneticileri ve üyeleri, şifa bulmaya gelen hastalar ve hasta yakınları bugün burada bir kez daha hepimizi ilgilendiren bir konuda yan yana gelmiş bulunmaktayız. Aslında daha önce emek ve meslek örgütlerinin sık sık dile getirdiği ve 21 Şubat’tan itibaren de kesintisiz olarak her çarşamba günü ASM’lerde dile getirilen konudan bahsediyoruz.
Biz işçiler, emekçiler, emekliler, hekimler, dişhekimleri, hemşireler… yani ücretli geçinenler olarak yüksek enflasyon ve durmak bilmeyen zamlarla her gün yoksullaşıyoruz.
Ülkemizde gelir dağılımı hızla bozuluyor. Düşük ücretlerle, azalan alım gücümüzle, sendikalaşmanın ve hak aramanın önündeki engellerle, meslek örgütlerinin işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığı bir düzende emek sömürüsü her gün biraz daha katmerleniyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi adaletsiz vergi sistemi nedeniyle kaşıkla verilen kepçeyle geri alınıyor.
Enflasyonun altında ezilen ücret artışları dahi cebimize yansımadan vergilerle geri alınıyor.
Türkiye’de vergi yükü giderek daha fazla işçilerin, emekçilerin, emeklilerin dar gelirlilerin omuzlarına yıkılmaktadır. Vergide adaletin kantarı her gün biraz daha bozulmaktadır.
2024 gelir vergisi tarife dilimleri 30 Aralık 2023 tarihinde Resmi Gazete’de “Gelir Vergisi Genel Tebliği” başlığında yayımlandı. Yayımlanan tebliğe göre ilk gelir vergisi dilimi 110 bin TL olarak belirlendi.
Vergi tarife dilimleri yıllardır bilinçli olarak yeniden değerleme oranı ve asgari ücret artışından az artırılmaktadır. Böylece ücretlilerin erkenden bir üst vergi dilimine girmesine ve daha yüksek oranda vergi vermelerine neden olmaktadır. Bu kadar yüksek enflasyon ortamında, yıl içinde bir üst vergi dilimine girdiği için eline geçen ücreti düşen ücretlilerin geçim mücadelesi daha da zorlaşmaktadır.
2000 yılında 2 bin 500 TL olan ilk vergi tarife dilimi, yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2024’te ilk vergi tarife dilimi 288 bin 571 TL olarak uygulanmalıydı. Oysa 2024 için ilk vergi dilimi 110.000 TL olarak saptandı. Yeniden değerleme oranına göre olması gereken ilk vergi tarife dilimi ile mevcut ilk vergi tarife dilimi arasında 178 bin 571 TL’lik bir fark oluştu.
En düşük vergi tarife dilimi artışının bilinçli biçimde düşük artırılması sonucunda tüm ücretliler erkenden daha yüksek vergi tarife dilimine girmeye başladık.
Cumhurbaşkanı ilgili mevzuat gereğince ortaya çıkan bu tutarı yüzde 50’sine kadar artırmaya, yüzde 50’sine kadar da indirmeye yetkilidir. Ancak Cumhurbaşkanı bu yetkiyi 2024 yılında da kullanmamış, işçilerin erkenden üst vergi dilime girmesini engellememiştir.
Öte yandan ücretlilerin gelir vergisi oranı da oldukça yüksektir. Bu oran yüzde 10 olarak saptanmalıdır. Bu yönde vergi mevzuatı değişikliği yapılmalıdır. Ayrıca, asgari ücret istisnası vergiden indirim değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalıdır.
Zenginin de fakirin de işçinin de patronun da aynı oranda ödediği ve bu yüzden adaletsiz olan KDV gibi dolaylı vergiler devletin tüm vergi gelirlerinin dörtte üçüne ulaşmış durumda. Herkes bilmektedir ki KDV gibi dolaylı vergiler bir ülkede ne kadar fazlaysa, o ülkede vergi sistemi o kadar adaletsizdir. Bizler ücretimizi almadan peşin gelir vergisi öderken, üstelik bu gelir vergisinin oranları çok yüksek iken zenginlere, patronlara sürekli olarak vergi afları geliyor.
Oysa yüksek enflasyon dönemlerinde ülkeyi yönetenlerin görevi işçilerin, emekçilerin, emeklilerin alım gücünü korumaktır; gelirde ve vergide adaleti sağlamaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın VI. Vergi ödevi başlıklı 73. maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır” hükmü yer almaktadır.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı için:
Gelir vergisi dilimleri üst sınırı, ücretlilerde yüzde 15’e düşürülmelidir.
Vergi tarife dilimleri en az yeniden değerleme oranı veya asgari ücret artış oranı kadar artmalıdır.
Asgari ücret vergi istisnası vergiden indirim yoluyla değil matrahtan indirim yöntemiyle uygulanmalıdır. Böylece bu istisnadan çalışanlar yararlanmalıdır.
İşverenlere sağlanan 5 puan SGK prim desteği herkese sağlanmalıdır.
Çağdışı damga vergisi tümüyle kaldırılmalıdır.
Her zaman her yerde söylediğimiz bir cümleyi yeniden burada etmek istiyoruz. Vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz…
Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kardan, ranttan daha fazla vergi alınan, az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni için,
Gelirde, vergide ve memlekette adalet için bugün sağlık emek ve meslek örgütleri ile birlikte vergide adalet mücadelemiz sürecektir.
ASM emekçilerinin kesintisiz bir şekilde vergide adalet için yaktığı çoban ateşlerini bugün biraz daha büyütüyoruz. Gelirde, vergide ve memlekette adalet için bugün sağlık emek ve meslek örgütleri ile birlikte vergide adalet mücadelemiz sürecektir. Tüm emeği ile geçinenleri ve ücretlileri bu mücadeleyi birlikte büyütmeye çağırıyoruz.
Vergide adaleti, gelirde adaleti, ülkede adaleti kazanacağız!
Direne direne kazanacağız!
Alıntı: bto.org.tr