Temiz Hava Hakkı Platformu, Temiz Hava Günü’nde Açıkladı: Hava Kirliliği Aşırı Sıcaklarla Birleşince Ölüm Riski Artıyor
Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de içinde olduğu Temiz Hava Hakkı Platformu, 7 Eylül Uluslararası Temiz Hava Günü’nde yaptığı açıklamayla hava kirliliğinin iklim krizinin yol açtığı aşırı sıcaklarla birleşince ölüm riskini artırdığına dikkat çekti ve çözüm önerilerini açıkladı.
Platform, Birleşmiş Milletler Çevre Programı verilerine göre insanların hava kirliliği ve aşırı sıcağa birlikte maruz kalmaları durumunda ölüm risklerinin %20 arttığını belirtiyor. Platformun açıklamasında hava kirliliğinin, iklim değişikliği ile yakından bağlantılı olduğunun altı çizildi. Fosil yakıtların ve biyoyakıtların yanması ile ortaya çıkan pek çok hava kirletici madde (ince ve ultra-ince partiküller, uzun ömürlü sera gazları ile metan, hidroflorokarbonlar gibi kısa ömürlü iklim kirleticileri), aynı zamanda küresel ısınmaya neden oluyor.
Temiz Hava Hakkı Platformu bileşenlerinden Halk Sağlığı Uzmanları Derneği temsilcisi Dr. Melike Yavuz, bu iki güncel ekolojik sorun arasındaki ilişkiyi şöyle açıkladı: “Örneğin, sıcaklık artışlarıyla birlikte her geçen yıl orman yangınlarının da süresi ve şiddeti artıyor. Bu felaketin acısını ülkemizde son yıllarda çok sık tecrübe ettik. Orman yangınları sırasında siyah karbon adı verilen bir kirletici ortaya çıkıyor ve havayı kirletiyor. Siyah karbon, en yaygın olarak bilinen sera gazı olan karbon dioksitin küresel ısıtma etkisinden 460-1500 katı daha büyük bir etki yaratıyor. İklim değişikliği ve hava kirliliği ölümcül bir ikili. Daha derin bir krizi önlemek için bir an önce harekete geçmemiz lazım. Görmezden gelmeye devam edemeyiz.”
Hava kirliliğinin de, iklim krizinin de Türkiye için yaşamsal tehditler olduğunun altını çizen Temiz Hava Hakkı Platformu, “Hava kirliliğini önlemek, iklim değişikliğini yavaşlatmak, böylece hem halk sağlığını hem de yaşamı korumak için ne yapılması gerektiğini biliyoruz” diyerek çözüm önerilerini sıraladı:
Hava kirliliği sistematik olarak izlenmeli ve şeffaf biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı.
Dünya Sağlık Örgütü hava kalitesi kılavuzuyla uyumlu şekilde hava kirleticileri sınırlamak için gerekli yasalar çıkarılmalı ve ödünsüz uygulanmalı.
Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıt bazlı enerji üretiminden uzaklaşılmalı, yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmalı.
Enerji, ulaşım, sanayi, ısınma, kent ve atık politikaları, yurttaşların sağlıklı bir çevrede yaşama ve temiz hava hakkı perspektifi ile yeniden tasarlanmalı ve zaman kaybetmeksizin uygulamaya geçirilmeli.
Platform, uluslararası saygın tıp dergisi Lancet’in haziran ayında yayımlanan son Kirlilik ve Sağlık Komisyonu Raporu’na da referans vererek, dünya çapında çevre kirliliğinin yol açtığı her altı ölümden birinin hava kirliliği kaynaklı olduğunun tespit edildiğini hatırlattı. Bu hava kirliliğinin yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle her yıl 6,7 milyon insanın yaşamını kaybetmesi anlamına geliyor. Rapor, son 20 yıldaki hızlı sanayileşme, plansız kentleşme, enerji için fosil yakıtların yakılması ile birlikte modern çevre kirliliği biçimlerinin neden olduğu ölümlerin dünya genelinde %66 arttığını ortaya koymuştu.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun açıklamasında, geçtiğimiz temmuz ayında, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamayı evrensel bir insan hakkı olarak tanıdığını hatırlatılarak: “Türkiye’nin de evet oyu kullandığı karar, 161 ülkenin oyuyla kabul edildi. Sağlıklı bir çevrede yaşamak artık devletler tarafından da resmi olarak tanınan bir insan hakkıdır. Karar, yurttaşların hükümetlerini ekolojik yıkımdan ve çevre kirliliğinden sorumlu tutabilmeleri açısından önemli bir hukuksal araç olacaktır.”
Platform adına BM kararını değerlendiren Dr. Melike Yavuz, “Türkiye’de, BM’den de önce Anayasamızda sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı yurttaşlarımıza tanınmıştır. Platform olarak, bu hakkın uygulanmasının ve denetlenmesinin azami önemli olduğunu düşünüyoruz ve sağlık ve çevre örgütleri olarak bu yönde çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
alıntı: ttb.org.tr