Gene mi fazla mesai?

Sağlık Bakanlığı yazı yayınlamış, Sağlık hizmetlerinin kesintisiz sunumu ve çalışma düzeninin ilgili mevzuata uygun olarak yürütülmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını istemiş.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de durumdan vazife çıkarmış. İstanbul’daki bütün kamu hastanelerinde uygulanmak üzere; ameliyathane ve endoskopi ünitelerinin en az %25 kapasitesinin hafta içi günlerde saat 22.00’a kadar, Cumartesi ve Pazar günleri ise 08.00 – 17.00 saatleri arasında aktif olacak şekilde planlanması talimatını vermiş.

Personel planlamaları, kesintisiz hizmet sunumunu sağlamak amacıyla vardiya ve/veya surtime sistemi, fazla mesai yani, esas alınarak yapılacak; gerekli cerrahi, endoskopik, anestezi ve destek hizmetleri personeli bu plana göre görevlendirilecekmiş.

Tabip odaları, sendikalar, sağlıkçılar haklı olarak karşı çıkıyorlar. Haklı olarak, diyorum, çünkü rakamlar ortada. OECD ülkelerinde 100.000 kişiye düşen hekim sayısı ortalama 377, AB ülkelerinde 414 iken Türkiye 239 ile sonuncu sırada. Hemşire ve ebe sayısında ise durum daha vahim. OECD ortalaması 988, AB ortalaması 882 iken Türkiye 361 ile gene sonuncu sırada.

Buna karşın bir vatandaş bir yıl içinde OECD ülkelerinde 6.4 kez, AB ülkelerinde 6.7 kez hekime müracaat ederken Türkiye’de 11.4 kez müracaat ediyor.

Yani, Türkiye’deki sağlıkçılar OECD ve AB’deki meslektaşlarının en az iki katı çalışıyorlar ama Sağlık Bakanlığı yeterli görmüyor, daha fazla çalışmaya zorluyor.

Peki, neden böyle yapıyor?

∗∗∗

Bakanlık aslında basit mantık yürütüyor.

Hastane poliklinikleri gündüz lebalep dolu, ameliyathaneler arı gibi çalışıyor. Mesai saati bittikten sonra ise poliklinikler bomboş, ameliyathaneler acil vaka dışında atıl duruyor. Nasılsa elimde hazır personel de var. O zaman ben de personeli mesai sonrası da çalışmaya zorlarsam sorun çözülür. En azından gündüz saatlerindeki yükün bir kısmını akşama kaydırırım, hastaneyi bir miktar rahatlatmış olur.

Bir nevi başlangıç enerjisiyle sonsuza dek çalışan Erke Dönengeci gibi.

Peki bu basit mantık yürütme uygulamada işe yarıyor mu? Yıllardır zaman zaman denenen bu çalışma düzeni neden bir türlü dikiş tutmuyor, yerleşik hale gelmiyor?

Geçmişte SSK hastanelerinde yaşanan bir tecrübeyle aktarayım.

∗∗∗

İki binli yılların başında Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan SSK hastanelerinde “Gönüllü Çalışma Uygulaması” başlatmıştı. Mesai sonrası da çalışmak isteyen doktor başhekimliğe başvuracak, yaptığı ameliyat ya da baktığı hasta başına da ek ödeme alacaktı.

İlk bakışta alan razı, veren razı, problem yok gibi görünüyor. Ama hiç de öyle olmadı.

Cerrah tek başına ameliyat yapacak değil ya, anestezist de lazım. O da yetmez, ameliyat hemşiresi de gerekli. Hadi onu da buldunuz, ameliyat öncesi ameliyathaneyi hazırlayacak, sonra da temizleyecek personel de olmalı.

Diyelim ki, ameliyat ekibini bir şekilde organize ettiniz, hastayı ameliyattan çıkar çıkmaz evine gönderecek haliniz yok ya, doğal olarak servise çıkaracaksınız. Servisteki mevcut hastalara yetişemeyen nöbetçi hemşire bir de cerrahın paralı ameliyat ettiği hastaya parasız olarak bakacak. Olacak gibi değil.

O halde bu mesai dışı hastalar için ayrı servis kuralım, deseniz o kadar personel nerede?

Netice ne oldu, derseniz, olay karakolda bitti. Şaka değil, hakikaten karakolda bitti.

Sözde gönüllü çalışma için yeterli eleman bulamayan başhekimlik gönüllü olmayanları da çalışmaya zorladı. Böylece olay zorunlu-gönüllü çalışmaya dönüştü. Biz de Okmeydanı SSK çalışanları olarak mücadeleye başladık.

Diğer SSK hastanelerinde kör topal da olsa işleyen sistem bu durumda bizim hastanede bir türlü işleyemedi. Böyle olunca Yaşar Okuyan devreye Şişli Emniyet Müdürlüğü’nü soktu. Basın açıklaması yaptığımız bir gün hastane içinde polis saldırdı, bütün günü Şişli Karakolu’nda geçirdik.

Meğerse dönemin ANAP’lı başhekimesi hakkımızda “Konferans salonunun kapısını kırdılar. “diye zabıt tutturmuş. Neyse ki biz gözaltındayken gelen Olay Yeri İnceleme Ekibi kapıda bir zorlama olmadığını tespit etmiş de bir buçuk yıl sonra beraat ettik.

Bu arada proje de unutulup gitti.

∗∗∗

Demem o ki; hastaneler kompleks ve entegre yapılardır. Vardiyalı çalışmaymış, surtime çalışmaymış, fazla mesaiymiş filan, böyle Zihni Sinir Projesi işlere gelmez.

Sağlık Bakanlığı gerçekten nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti vermek istiyorsa her şeyi baştan aşağı yapılandırması gerek.

 

Alıntı: birgun.net

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler