Hekimler pediatri, acil tıp ve cerrahiden kaçıyor
Hekimlerin tıpta uzmanlık sınavındaki (TUS) tercihleri kaygı uyandırmaya devam etti. Çocuk hastalıkları (pediatri) acil tıp ve cerrahi branşlardan kaçış sürdü ve açılan kadrolar boş kaldı. Dermatoloji, plastik cerrahi, çocuk psikiyatrisi ise en çok tercih edilen üç uzmanlık branşı oldu.
Marttaki son sınava yaklaşık 23 bin aday girmiş, 21 bini (yaklaşık yüzde 90’ı) barajı geçmişti. Sınavdan sonra yaklaşık 10 bin uzmanlık kontenjanı açıldı. Yani sınavda barajı geçen bütün adayların yaklaşık yarısı bir uzmanlık alanına yerleşmeye hak kazandı. Son birkaç yılın TUS tercihleri, tıp eğitimi dahil tüm süreç ile Türkiye’nin mevcut ve yakın tarihteki sağlık hizmetlerine ayna tutuyor. Ciddi kaygılara yol açıyor.
Açılan kontenjanlar çocuk cerrahisinde yaklaşık yüzde 60, pediatride yarıdan fazla, genel cerrahide ve göğüs cerrahisinde yaklaşık yüzde 40, kalp ve damar cerrahisi, beyin ve sinir cerrahisi, kadın hastalıkları ve doğum, acil tıpta yaklaşık yüzde 25, iç hastalıklarında yaklaşık yüzde 20 boş kaldı. Buna karşılık kontenjanlar dermatoloji, plastik cerrahi, çocuk psikiyatrisi, nükleer tıp, sualtı hekimliği branşlarında tamamen; radyoloji, göz hastalıkları, kulak burun boğaz ve fiziksel tıp ve rehabilitasyon branşlarındaysa tama yakın doldu.
Eğitim verebilme kapasitesinin üzerinde kontenjan açılıyor
Ankara Tabip Odası yerleştirme sonuçları geçen hafta açıklanan TUS sınavının sonuçlarını değerlendirdiği bir rapor yayınladı. Raporda yer alan bilgiler, yakın yıllarda Türkiye’nin sağlık hizmetleri koşullarını bir kez daha ortaya koydu.
Raporda dikkat çeken değerlendirmeler şöyle:
Sınava giren hekim sayısı her yıl giderek artıyor. 2018’in bahar döneminde yaklaşık 13 bin hekim TUS’a girmişti. Bu sayı bugün yüzde 80 artmış durumda, bu ivmeyle devam ederse önümüzdeki birkaç yıl içinde tam iki katına çıkacak. Bu durum, son yıllarda tıp fakültelerinin sayı ve kontenjanlarının artırılmasının sonucunda ortaya çıkmıştı. Öğrenci sayısındaki artışlar, aynı zamanda üniversiteye giriş sınavlarında tıp fakültelerinin taban puanlarında ve sıralamalarında dramatik düşüşe yol açtı. Bu artışlarla büyük ve köklü üniversitelerdeki eğitimin kalitesi giderek bozuluyor. Anadolu’da yeni açılan birçok üniversitede ise eğitim olanakları nitelikli doktorlar yetiştirmek için zaten yetersiz. Aynı durum, tıpta uzmanlık kontenjanları için de geçerli. Birçok merkeze nitelikli eğitim verebilme kapasitesinin üzerinde kontenjan açılmıştır.
TUS’UN seçiciliği azalıyor
İncelenmesi gereken bir diğer nokta, TUS’ta barajı geçen öğrenci yüzdesindeki artış. Örneğin, mart 2021’de adayların yaklaşık yüzde 64’ü baraj olarak belirlenen 45 puanı geçmişti. Mart 2024’e kadar bu yüzde giderek yükselerek yüzde 91’e ulaştı. Özetle hem sınava giren aday sayısı hem de barajı geçen aday yüzdesi artıyor. Bu durum, TUS’un seçiciliğinin de giderek azaldığı anlamına geliyor. Tıpta uzmanlık kontenjanlarındaki artışla birlikte düşünüldüğünde, üniversitelerdeki temel tıp eğitimine benzer biçimde, uzmanlık eğitiminin niteliği de giderek azalıyor.
Doktora gereksinimimiz var. Ancak kaliteli ve bilimsel eğitim alan, iyi hekimlik değerleriyle yetişen nitelikli doktorlara gereksinimi vardır. Bu anlayışla devam edilirse, birçok yaygın ve önemli tanının atlanması ve hastaların önlenebilir basit nedenlerle yaşamını yitirmesi kaçınılmaz.
Pediatri çok önemli ama taban puanı baraja yaklaştı
Toplum sağlığını yakından ilgilendiren temel yaşamsal klinik branşlar ve cerrahi dallar, kontenjanları abartılı olarak artırılsa bile, son yıllarda giderek daha az tercih edilmekte ve puanları giderek düşüyor. Bu durumun sonuçları da toplum için yıkıcı olacaktır. Örneğin pediatri, içeriği en geniş klinik tıp branş. Bir çocuk hekimi hastasını neonatoloji, nöroloji, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, enfeksiyon, acil, yoğun bakım alanlarından genetik ve metabolik hastalıklara kadar değerlendiriyor. Bu nedenle çok ayrıntılı teorik bilgilere sahip olması gerekiyor. Ayrıca bu bilgileri klinik uygulamaya taşıyabilecek donanımı ve beceriyi de kazanmalı. Pediatri aslında en donanımlı hekimlerin seçmesi gereken bir branş. Ne yazık ki, son yıllarda tercih edilmiyor ve taban puanları baraj sınırına kadar yaklaşıyor.
Ameliyatları kim yapacak?
Pediatriyle birlikte çocuk cerrahisi, genel cerrahi, göğüs cerrahisi, kalp ve damar cerrahisi, beyin ve sinir cerrahisi, kadın hastalıkları ve doğum gibi önemli cerrahi branşlar ve iç hastalıkları da giderek daha az tercih ediliyor. Bunların yerine ‘daha az riskli‘ görülen cerrahi branşlar ve klinik tıp alanlarında yığılmalar görülmektedir. Bu bölümler de değerlidir ancak kanser hastalarından uzun ve zorlu ameliyatlarla kitle çıkaran, beyin kanamasına acil girişim yapan, kalp damarları tıkanan ve kalp krizi geçiren hastalara by-pass yapan, riskli gebe izlemi yapan, acil doğum yaptırarak bir çocuğun yaşamı boyunca engelli kalmasını önleyen cerrahlar ile diyabet, hipertansiyon, hormonal hastalıklar, kanser gibi çok sık görülen ve sonuçları yıkıcı olabilen hastalıkların tanı ve tedavisini yapan klinisyenler halk sağlığı için olmazsa olmaz.
Sebepleri ortada
Raporda ayrıda şu vurgu var: “Bu eğilimlere yol açan sorunlar çok iyi tartışılmalı ve bu sorunlara halk sağlığını önceleyen bir anlayışla çözümler aranmalı. İnsancıl olmayan iş yükü, sık ve yorucu nöbetler, ağır poliklinik yükü, performans sistemi, sağlıkta şiddet, mobbing, ağır malpraktis cezaları, ekonomik koşulların ve özlük haklarının yetersizliği, akademide liyakat, akademik ilerleyişe ve yaşam düzeni kurmaya engel olan zorunlu hizmet yükümlülüğü gibi sorunlarımız hala çözüm bekliyor.”
Alıntı: diken.com.tr