Sağlık turizminden denetimsiz estetiğe: ‘Bakanlık dümende olmak istiyor’

Özel bir hastaneye gittiğinizde bir köşede diğerlerinden ayrılmış bir masa ve o masa üzerinde de çeşitli ülke bayrakları görmeniz mümkün.

Bu o hastanenin sağlık turizmi/medikal turizm kapsamında çeşitli ülke vatandaşlarına hizmet verdiği anlamına geliyor.

Özel, kamu hastaneleri, muayenehaneler, polikliniklerde kısaca Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’na bağlı faaliyet gösteren her yerde sağlık turizmi yapılabiliyor.

Yani yabancı hastalar sağlık sorunlarını çözmek ve gerekirse ameliyat olmak için Türkiye’ye geliyor.

2010’larda yükselen ve giderek bir sektöre dönüşen sağlık turizmi için Sağlık Bakanlığı 4 Şubat 2019’da bir şirket kurdu.

Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. kısaca adı USHAŞ olan şirket, altı buçuk yıldır sağlık turizmi yetki belgesi onayından akreditasyona kadar birçok hizmet veriyor.

Bu şirketin kurulmasıyla Türkiye sağlık turizmi alanında devleşti. Dünyada sağlık turizminden en çok kazanan ilk 10 ülke arasına girse de son zamanlarda özellikle estetik operasyonlardaki komplikasyonlar ve ölümler, Türkiye’nin bu alanda kazandığı itibara gölge düşürüyor.

USHAŞ verilerine göre, 2019’dan beri Türkiye’yi ziyaret eden hasta sayısı ve o yıl sağlık turizminden elde edilen gelir şöyle:

2020-435 bin hasta, 1 milyar 371 bin dolar

• 2021-729 bin hasta, 2 milyar 16 bin dolar

• 2022-1 milyon 381 bin hasta, 2 milyar 206 bin dolar

• 2023- 1 milyon 538 bin hasta, 3 milyar 6 bin dolar

• 2024-1 milyon 506 bin hasta, 3 milyar 22 bin dolar

Türkiye’de 81 ilde 24 Temmuz 2025 tarihli listeye göre sağlık turizmi alanında hizmet veren kuruluş sayılarıysa şöyle:

• 656 özel ve kamu hastaneleri

• 3 bin 325 şahsa ait muayenehane

• 196 tıp merkezi

• Çoğu diş sağlığı üzerine hizmet veren 1707 sağlık kuruluşu

Yabancı turistler mide ameliyatından organ nakline kadar çeşitli sağlık sebepleriyle Türkiye’yi ziyaret ediyor.

Ama sağlık turizmi denince akla en çok estetik operasyonlar, burun ameliyatları, saç ektirmeler, ağız ve çene estetiği, dolgu, kalça kaldırma vb. operasyonlar geliyor.

Estetik ameliyatlarının sağlık turizmi gelirleri içindeki miktarını gösteren bir veriye ulaşamadık.

Fakat 2025’in ilk yarısında turizm gelirlerinin yüzde 6,9’u sağlık turizminden sağlandı.

2024’teyse bu oranın turizmdeki payı yüzde 5’ti.

Türkiye’nin 2025 hedefiyse 1,5 milyon hastaya hizmet verip 12 milyar dolar gelir elde etmek.

Sağlık turizmine estetik furyasından bakmak

Türkiye sağlık turizmi alanında başta estetik, organ nakli, kök hücre tedavisi, göz ve diş sağlığı olmak üzere akla gelebilecek her alanda hizmet veriyor.

Hem kamuda hem özelde verilen bu hizmetlerin en revaçta olanlarından biri de estetik cerrahi.

Ticaret Bakanlığı’nın açıklamalarına göre Türkiye’yi sağlık turizmi için ziyaret edenlerin geldikleri ülkeler şunlar:

  • Almanya
  • Britanya
  • Rusya
  • Azerbaycan
  • Kazakistan
  • Türkmenistan
  • Özbekistan
  • Irak
  • Afganistan

Daha çok Avrupalı ve Ortadoğulu turistin estetik operasyon olmak için geldiği Türkiye’deyse işler biraz karışık.

Yabancı turisti ülkeye getiren estetik furyası iç pazarda da Türkleri cezbediyor. Plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi tıp okuyanların uzmanlık için son yıllarda en çok tercih ettiği bölümlerden.

İç pazarda artan talep nedeniyle merdiven altı estetik işlem merkezleri bile kurulmaya başlandı.

Hatta öyle ki tüketici şikayet platformu Şikayetvar estetik operasyon mağdurlarının yaşadığı trajik hikayelerle dolu.

Yüz kaslarını kaybedenler, kör olanlar, kalıcı cilt yaraları edinenler…

O şikayetlerden bazıları:

*Yaklaşık bir ay önce botoks işlemi yaptırdım ve bu işlem için 360 bin lira ödedim. Botoks uygulamasını yapan kişinin doktor olmadığını ve işlemi yapmaya yetkili ruhsatı olmadığını öğrendim.

*Dudaklarıma onaysız vücut dolgusu yaptı. Dolgu yapılmış gibi bile durmamasının yanında, bir de dudak içimde yaralar ve iltihaplar oluştu. Doktor olduğundan bile şüpheliyim. Şimdi dolguları nasıl çıkartacağımı araştırıyorum.

*Annem, M. beye göz kapağı ve şakak germe ameliyatı oldu. Ancak ameliyat sonrasında göz kapaklarında belirgin bir asimetri oluştu ve gözlerinden biri uzun süre kapanmadı. Bu durum ciddi göz kuruluğuna yol açtı ve uzun süre çeşitli ilaçlar kullanmak zorunda kaldı. Şu anda da göz kapakları eşit değil ve bu durum görsel olarak rahatsız edici.

Bu şikayetler Türkiye’de giderek büyüyen ve sağlık turizmiyle de dışarıya açılan estetik sektörüne ait.

Ve denetimsizliğin sadece küçük bir kısmını anlatıyor.

Peki sorun nerede başlıyor?

Sağlık Bakanlığı, kendine bağlı poliklinikler, muayenehaneler ve hastaneleri denetleyebilse de güzellik merkezi vb. yerlerde yapılan işlemleri denetleyemiyor.

Buralarda yapılan çoğunluğu cerrahi olmayan işlemlerden bazıları şunlar: Dolgu, mezoterapi, botoks, ip-askı, yüz germe.

Bu merkezler ve türevi yerlerde hekim gözetimi olmadan, çeşitli kurs diplomalarına sahip olduğunu iddia eden kişilerce işlemler yapıldığı, sağlık meslek kuruluşlarınca defalarca dile getirildi.

Bazen hiçbir eğitim almadan bu işlemleri yapan kişilerin hastanın yüzünde ve vücudunda hasara yol açan yasadışı ilaç ve kimyasallar kullandığı biliniyor.

Estetik cerrahları zaten komplikasyonların fazla görüldüğü bu alanda merdiven altı yerlerin bakanlık tarafından denetlenmesini talep ediyor.

Tam bu noktada bakanlığın attığı bir adım tartışmaları başka bir noktaya taşıdı.

Ocakta yayınlanan yeni ‘estetik yönetmeliği’ne göre başka uzmanlık alanlarından hekimler de artık tescilli sertifika alarak estetik müdahale yapabilecek.

Bakanlık bu adımın artan talebe yanıt vermek amacıyla atıldığını açıklamıştı.

‘Bakanlık kürek çeken değil dümen tutan olmak istiyor‘

Türk Tabipler Birliği (TTB) Özel Hekimlik Kolu Başkanı Güray Kılıç Türkiye’deki sağlık turizmi ve operasyonlardaki komplikasyonları şu sözlerle anlattı:

*Türk Tabipler Birliği olarak da görüşümüz bu: Sağlık, ticarete konu edilemez. Sağlık, kamusal bir hizmettir ve ihtiyacı olanın erişebilmesi gerekir. Bunun için parası olması gerekmez. Ama şu anda parası olanın yüksek bedeller ödeyerek ulaşabildiği bir durumda. Bütün bu karmaşa da buradan çıkıyor.

*Sağlık Bakanlığı aslında temel ifadesini sağlıkta dönüşümün temel diskurunda buldu. Bakanlık artık direkt kürek çeken değil, dümen tutan olacak denmiştir.

*Maalesef ticarete konu edilince bizim mesleki temel ilkelerimiz, etik kurallarımız aşınıyor ve artık başka kaygılar öyle çıkmaya başlıyor.

‘Avrupalılar istedikleri her işlemi yaptırabilmek için geliyor‘

Britanya, Almanya ya da Hollanda gibi gelişmiş ülkelerde kişinin birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinden geçmeden istediği operasyonları yaptıramadığını ve arzu ettiği ameliyatları olamadığını söyleyen Kılıç, Avrupalıların istediği her işlemi yapabilmek için Türkiye’ye geldiklerini açıklıyor.

Takibi zor, kontrolsüz büyüme

Kılıç’a göre bu tercihte ucuz hekim işgücünün de payı büyük.

Özel hastanelerde ameliyathanelerin sağlık turizmi nedeniyle sabahlara kadar çalıştığını belirten Kılıç, estetik işlemlerdeki komplikasyonlar ve denetimsizlik hakkında şöyle konuştu:

“Gel, bir haftada tüm işlerini yaparız. Ondan sonra seni yollarız, anlayışı var. Örneğin bunlar liposakşın dediğimiz yağ aldırmalar, kalça ve meme küçültmeler gibi ağır operasyonlar. Bu işlemlerin hepsini bir seansla yapabilecek bir hız döngüsü var.

İşlemin ardından iki-üç gün sonra seni gezdirelim, dön memleketine. E bunun takibini kim yapıyor? Bunlar ağır işlemler. Bir kısmı hani tıbbi nedenlerden olabilir ama bir kısmı estetik operasyonlar gibi görünüyor ama hepsi tıbbi.

İnsan vücuduna müdahale ediyorsunuz, o müdahalede de olumsuz sonuçlar çıkabilir. Kişinin, yapanın yetenekliliği, başarısından da bağımsız. Çok iyi hekim olabilir, çok iyi koşullar da olabilir. Ama sonuçta her vücut aynı şekilde cevap vermez bu işlere. Dolayısıyla onu izlemek lazım. Bir olumsuzluk çıktığı zaman, biz buna komplikasyon diyoruz, ona müdahale edilebilmesi lazım. Ama o hız içinde maliyeti en düşük bir paket fiyat veriliyor.

Daha sonra emboli gelişirse ölebilir. O zaman o ülkelerde Türkiye hakkında haberler çıkar, aman oraya gitmeyin diye. Şimdi Türkiye bu durumda. Sağlık turizmini böyle aştılar. Bu alan kontrolsüz büyüdü.”

Sağlık turizmi kapsamında aracıların hastayı bir sağlık kurumuna yönlendirerek kısaca simsarlık/aracılık yaparak para kazandığına dikkat çeken Kılıç, bu durumun sağlıkta yasak olduğunu hatırlatıyor ve sağlıkta simsarlığın kabul edilemeyeceğini söylüyor.

Buna karşın USHAŞ’ın sitesinde yer alan resmi rakamlara göre ‘aracılık/sağlık simsarlığı’ yapan 1280 kurum var.

‘Türkiye’ye gitmeyin’ çağrısı

Türkiye’ye aracı kurumlar aracılığıyla estetik ve diğer operasyonlar için gelip hayatını kaybedenlerse Avrupa’nın gündeminde.

Britanya sık sık vatandaşlarına Türkiye’ye sağlık turizmi için gitmemeleri yönünde uyarı yapıyor.

2024’te altı Britanya vatandaşı Türkiye’de geçirdiği operasyonların ardından hayatını kaybetti.

Denetim politikalarıyla eleştirilen bakanlık bu tepkilere karşı sessiz kalırken 2025’in ilk altı ayında Türkiye’ye toplam 733 bin kişi sağlık turizmi için geldi.

Medikal turizm ve onun en önemli alanlarından estetik turizmindeki denetimsizlik sorunu giderek büyümeye devam ediyor.

Ama belki de en önemli sorun sağlığın kontrol edilemez şekilde ticarileşmesi ve bunun önüne geçemeyişimizdir.

 

Alıntı: diken.com.tr

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler