Sağlıkta cuma günü ‘G(ö)REV’ var

Birinci Dünya Savaşı sona ermiş, İtilaf Devletleri gemileri Sarayburnu önüne demirleyip toplarını Selimiye Kışlası’na çevirmişlerdir. Çok geçmeden Tıp Fakültesi’nin bir bölümü de İngilizler tarafından işgal edilir.

Haydarpaşa Tıbbiyesi öğrencileri yaşananları üzüntüyle izlemekte, çaresizlik içinde bir şeyler yapmak istemektedirler. Akıllarına Osmanlı İmparatorluğu’nda modern tıp eğitiminin başladığı 14 Mart 1827 tarihi gelir.

O tarihin doksan ikinci yıldönümünü vesile ederek izin alır, 14 Mart 1919 günü Darülfünun Konferans Salonunda bir çay partisi düzenlerler. Toplantıda yapılan konuşmalarda tıbbi konuların yanı sıra ülkenin içinde bulunduğu duruma da değinilir.

İyi bir hatip olan Memduh Necdet konuşmasını “İtiraf ediyoruz ki vatan, bilhassa onun kalbi, beyni olan İstanbul bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor. Ama korkmuyoruz… Buradayız, burada kalacağız… İstanbul bizimdir, çünkü istiklâl buradadır.” cümleleriyle bitirdiğinde salon alkıştan inlemektedir.

Aynı gösteriler sonraki yıllarda da devam eder ve 14 Mart giderek Tıp Bayramı olarak yerleşir. İlk yıllarda Tıp Talebe Cemiyeti tarafından düzenlenen kutlamaları da zamanla tabip odaları üstlenir.

Yetmişli yıllarda ise 14 Mart günü Tıp Bayramı olarak, 14 Mart haftası ise Sağlık Haftası olarak kutlanmaya başlanır. Bu arada geleneksel tıp baloları da yerini giderek hekimlerin sorunlarını anlattıkları protesto gösterilerine bırakır.

∗∗∗

Hekimler, sağlık çalışanları AKP döneminde de 14 Mart haftalarını AKP’nin sağlık politikalarını protesto eylemleriyle geçirdiler. Sağlıkta şiddet, özlük hakları, çalışma koşulları gibi konular sıklıkla bu eylemlerin ana temalarını oluşturdu.

TTB, AKP’nin kurduğu sağlık sisteminin bütünüyle çöktüğünden hareket ederek bu sene 14 Mart haftasın için farklı bir temayla girdi. Ana sloganını “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün!” olarak belirledi. Böylece aslında bir tema değişikliğinin ötesinde bir strateji değişikliğinin, daha doğrusu yeni bir stratejik aşamanın de ilk adımını atmış oldu.

Gerçekten de sistem öyle bir kör yumağına dönüştü ve öylesine çöktü ki, bugün artık AKP’nin kurduğu sistemi tamamen yıkmadan acillerden polikliniklere, aile hekimliklerinden eğitim ve araştırma hastanelerine, bir türlü ulaşılamayan randevulardan beş dakikada muayeneye, özellerdeki “ilave ücret” soygunundan sağlıkta çeteleşmeye kadar hiçbir sorunu çözmek mümkün değil.

Nitekim bir zamanlar AKP’ye büyük oylar kazandırdığı söylenen sağlık, son yıllardaki bütün kamuoyu yoklamalarında vatandaşların en çok şikayet ettikleri ilk üç arasına giriyor.

Aslında Saray da bu çöküşün farkında. Onun için göreve getirdiği sağlık bakanlarını durumu düzeltmeleri için sıkıştırıp duruyor. Ancak, heyhat; son hızla yokuş aşağı giden kamyon fren tutmuyor. Göreve gelen bakanlar canhıraş sistemin neresine yama yapmaya çalışsalar bir başka tarafı patlak veriyor.

Sağlıkta işleri düzeltmenin tek yolu kamucu-toplumcu bir sağlık sistemi kurmak. Ne var ki ona da AKP’nin ne genetik kodları ne de zihniyeti uygun değil.

Üzerinde “Sağlık Reformu” yazan kamyonun uçurumdan aşağı yuvarlanmadan ya da duvara toslamadan duracağı da yok.

∗∗∗

TTB işte bunun için aylar öncesinden başlayarak ‘Başka Bir Sağlık Sistemi Başka Bir Hekimlik Ortamı Mücadele Programı’ oluşturdu. Şubat başından başlayarak bir dizi panel, çalıştay, sempozyum gerçekleştirdi.

Şubat sonunda da İstanbul’dan yola düşüp Gebze, İzmit, Balıkesir, Bandırma, Bursa, Eskişehir’den geçen bir Beyaz Yürüyüş düzenledi. Yürüyüşün finalini de Ankara’da yaklaşık beş yüz hekimin katıldığı Büyük Hekim Buluşması ile yaptı.

Geçen hafta da 14 Mart Cuma günü için G(ö)REV kararı aldı.

İlk kez duyanlar için “G(ö)REV” kelimesi garip gelebilir, önce onu izah edeyim.

TTB’nin ilk G(ö)REV eylemi 5 Kasım 2003’te gerçekleşmişti. Hem kamuda grevin resmi olarak yasak olması, hem de TTB’nin meslek örgütü olması nedeniyle doğrudan grev yerine, aynı çağrışımı yapan G(ö)REV tercih edilmişti. Zamanla iyice yerleşti, şimdi bütün hekimler “G(ö)REV”in grev, grevin de “G(ö)REV” olduğunu biliyor.

TTB 14 Mart Cuma günü tüm hekimleri ve sağlık emekçilerini hastalara, çalışanlara iyilik sağlama şansı kalmamış olan mevcut sağlık sistemini ve yönetimi protesto etmek, “Başka Bir Sağlık Sistemi”ni muhataplarına ve halka anlatmak üzere G(ö)REV’e davet ediyor. Vatandaşları da o gün sağlık kurumlarına muayene olmaya değil, hekimlere, sağlık çalışanlarına destek olmaya çağırıyor.

Başta SES ve Genel Sağlık-İş olmak üzere sağlık alanında örgütlü diğer sendika ve derneklerden de aynı gün için iş bırakma kararı alanlar oldu.

O gün çöken sağlık sisteminin altında kalan doktorlar, sağlık çalışanları, hastalar için seslerini çıkaracakları önemli bir gün olacak.

O halde bu Cuma günü haydi G(ö)REVe, haydi greve!

 

Alıntı: birgun.net

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler