Sağlıkta kesilen kaynaklar, artan tehlikeler
Türkiye dahil, dünya COVID-19 pandemisinden ne ders aldı? Gelir adaletinde ve sağlıkta eşitsizlikleri azaltmak, doğaya saygı, demokrasi, barış için ne yapıldı? Çok yazık, cevabı neredeyse büyük bir sıfır. Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu, otoriterliğin, savaşların, kıyımların, doğanın talanının arttığı, sanata, bilime verilen değerin azaldığı tüccar kafasıyla yönetilen ülkelerle dolu bir dünya. Gazze’ye bakın, İsrail insani yardımların ulaşmasına izin vermediği için, BM’nin bilgilendirdiğine göre 14 bin bebek açlıktan ölme tehlikesi ile karşı karşıya.
İşte bu koşullarda, 19-27 Mayıs 2025 tarihlerinde İsviçre’nin Cenevre kentinde 78. Dünya Sağlık Asamblesi (WHA) toplanıyor. Hatırlatayım, WHA dünyada sağlığın konuşulduğu en üst düzey organ, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) karar alma organı. DSÖ üyesi 194 ülkenin delegeleri, ilgili BM organları ve uluslararası kurum temsilcileri, DSÖ ile bağlantılı devlet dışı kuruluşlar katılıyor. Bu yıl toplantıda en önemli konular sağlığın ve ilgili kurumların yaşadığı finansman sıkıntıları. Düşünebiliyor musunuz, dünyanın zenginleri sağlığa ve sağlık emekçilerine yatırımın en iyi anlaşılması gereken dönemde sağlığın kaynaklarını kesip, silaha, savaşa ve doğa düşmanı enerjilere aktarıyor.
SAĞLIK İÇİN TEK DÜNYA
WHA’nın ana teması bu. Oturumlarda sürdürülebilir, dirençli sağlık hizmetleri ve küresel sağlık risklerine yeterli cevabın verilebilmesi için DSÖ’nün maddi kaynaklarını artıracak oturumlar dikkat çekiyor. Trump’ın göreve gelir gelmez ABD’yi DSÖ’den çıkarma çalışmalarına girmesi ciddi kaygılara yol açmış görünüyor.
WHA’nın katılımcıları arasında sağlık meslek profesyonellerinin birlikte kurdukları Dünya Sağlık Profesyonelleri İttifakı da (WHPA) var. WHPA, dünyadaki diş hekimlerini (FDI), hemşireleri (ICN), eczacıları (FIP), fizyoterapistleri (WP) ve hekimleri (WMA) temsil eden küresel kuruluşları bir araya getiriyor ve 130’dan fazla ülkede 41 milyondan fazla sağlık profesyoneli adına konuşuyor. Sağlık meslek profesyonellerinin temsilcileri sağlık çalışanları için ayrılacak kaynakların artırılmasının önemine değiniyor. Bu hafta başında gerçekleştirdikleri özel toplantıda sağlık hizmetlerinde evrensel kapsayıcılığı başarabilmek için dünya liderlerine sağlık çalışanlarına daha fazla yatırım yapma çağrısı yaptılar. FDI, FIP, WP ve WMA başkanlarının konuşmacı olduğu panel dikkat çekiciydi.
Başkanlar yaptıkları konuşmalarda sağlık emekçilerinin eğitimine ve özlük haklarına yapılacak harcamaların masraf değil dirençli, yüksek kalitede sağlık sistemleri ve kapsayıcılık için mutlak gereklilik olduğunu anlattı. Küresel sağlık sistemleri, ani ulusal politika değişimleri ve sıkılaşan bütçelerin şokuyla sarsılırken, bunun asıl yükünü sağlık çalışanları çekiyor. Bu arada hatırlatayım, Türkiye OECD ülkeleri arasında gayri safi yurt içi hasıladan sağlığa en az kaynak ayıran ülke durumunda. Toplantı sonrasında yapılan açıklamadaki şu ifadeler dikkat çekici: “Artan mali baskılar, sağlık iş gücü açığını azaltma konusunda beklenenden yavaş ilerleme, sağlık çalışanlarının güvenliğine ve zihinsel sağlığına yönelik artan tehditler, bakımın ön saflarında olanlar için “mükemmel fırtına” yarattı.”
Anlaşılacağı üzere COVID-19 sonrası sağlık çalışanları tüm dünyada zorluklar yaşıyor. Sağlık profesyonelleri kanıta dayalı uygulamalarla, düzenleyici çerçevelere ve etik kurallara uygun tutarlı ve güvenli bakımı sağlayabilir. Bunu bozacak her yaklaşım, kötü çalışma koşulları ve bilim dışı düzenlemeler hasta güvenliğini tehlikeye atar, toplum sağlığını bozar. Türkiye dahil pek çok ülkede yaşandığı gibi.
SAĞLIKÇI GÖÇÜ
Türkiye’de de çok konuşulan bu konu WHA’nın da gündeminde. Sağlık meslek örgütlerinin başkanları DSÖ’nün bu konudaki “Küresel Uluslararası Sağlık Personeli İstihdamına İlişkin Uygulama Esasları” belgesine atıfta bulunuyor. Başkanlar yoksul ülkeler aleyhine seyreden sağlık emek göçünün önlenebilmesi için, çıkılan ve varılan ülkelerin, sağlık çalışanlarının gereksinimlerini karşılayacak düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Belge 2010 yılında çıktı, önemli ve hala geçerliliğini korumakla beraber eksikler de içeriyor, uygulanması gönüllülük esasına dayanıyor ve dünyada sağlık çalışanlarının göçüyle ilgili sorunları çözmüyor.
Dünya kötülüklerin yaygın olduğu bir rotada ilerlerken sağlık çalışanları ve örgütleri iyilik için mücadele etmeye, sağlık hakkını savunmaya devam ediyor. Dünyanın kaynaklarının savaşa ve ölüme değil, yaşama, eğitim ve sağlığa harcanması gerekiyor. Bunun için de halkları düşünen iktidarlar gerekiyor.
Alıntı:
Bayazıt İlhan
birgun.net