TTB ve İstanbul Tabip Odası’nın Çağrısıyla Büyük Hekim Yürüyüşü Yapıldı: 14 Martları Bayram Kılmak İçin; Şiddetsiz, Güvenli, Güvenceli, Demokratik Bir Yaşam İçin Mücadele Sözü Veriyoruz!
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) çağrısıyla her yıl 14 Mart Tıp Bayramı Haftası’nda yapılan Hekim Yürüyüşü, bu yıl 16 Mart 2024 günü ülkenin dört bir yanından gelen yüzlerce hekimin/sağlık emekçisinin katılımıyla düzenlendi.
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hekimlere/sağlık emekçilerine sağlık emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin temsilcileri ve milletvekilleri de destek verdi.
Yürüyüşte “Hekimlerin 14 Acil Talebi”nin yazılı olduğu dövizler taşınırken; “Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz”, “Yaşamak, yaşatmak istiyoruz”, “Sarayın hekimi olmayacağız”, “Sağlıkta ticaret ölüm demektir”, “Hastaneler halkındır, satılamaz”, “Parasız eğitim, parasız sağlık”, “Sağlıkta şiddet sona ersin”, “Asistan hekim köle değildir”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Saraya değil, sağlığa bütçe” ve “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganları atıldı.
Kadıköy İskele Meydanı’nda ilk olarak pandemide ve Şubat 2023 depremlerinde yaşamını yitiren hekimler/sağlık emekçileri ve tüm canlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Basın açıklamasında ilk sözü TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı aldı. “Bu 14 Mart’ta bir söz verelim: 14 Martları sadece hekimler için değil, tüm sağlık emekçileri ve insanlar için bayram kılabilmek için birlikte mücadele edelim. Çünkü sağlık hepimizin” diyerek söze başlayan Korur Fincancı; pandemide, Şubat 2023 depremlerinde, “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecinde yürütülen ortak mücadeleleri anımsattı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Sağlık altyapısında elimize kimse su dökemez” sözlerine tepki gösteren Korur Fincancı; bebek ölümlerindeki artışa, bölgeler arası eşitsizliklere, sağlığın ticarileştirilmesine, koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilememesine, sağlıkta şiddetin tırmanmasına, beş dakikada muayene dayatmalarına ve tüm bunlara bağlı olarak hekimlerdeki tükenmişliğe dikkat çekti. Korur Fincancı sözlerini şöyle noktaladı:
“TTB ve tabip odaları olarak, hekimlerin/sağlık emekçilerinin sermayeye teslim edilmemesi için mücadele ediyoruz. Ama yalnızca hekimlerin/sağlık emekçilerinin hakları için değil, halkın sağlık hakkını koruma mücadelesi de veriyoruz. Dahası yalnızca bu sınırlar içindeki halkların değil, dünyanın dört bir yanındaki halkların sağlık hakkını koruma mücadelesi de veriyoruz. Filistin’de ağır bir işgal ve bombalamalar altında mücadele veren sağlık emekçileri ile dayanışmayı sürdürüyoruz. Biz birlikte varız, birlikte güçlüyüz. Buradan bir kez daha söz veriyoruz: 14 Martları tüm dünya halkları, tüm hekimler/sağlık emekçileri için bayram kılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz!”
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nergis Erdoğan da hekimlerin/sağlık emekçilerinin son derece haklı, basit, uygulanabilir talepleri olduğunu fakat bu taleplerin hayata geçirilmesinin bir siyasi tercih olduğunu ifade etti. Bu siyasi tercihin örneklerinin sağlığın özelleştirilmesinde, vergilerdeki adaletsizlikte, deprem politikalarında görülebildiğini kaydeden Erdoğan, “Tercihi kendimizden yana döndürebilmek için güçlü olmaya, birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var. Hep birlikte bu tercihleri değiştireceğimiz, karar masalarına oturacağımız günlere olan inancımızla 14 Mart Tıp Haftamızı kutluyorum” dedi.
İTO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Saffet Ercan’ın “Hekimlerin 14 Acil Talebi”ni içeren basın açıklaması metnini okumasının ardından eylem sona erdi.
Alıntı: ttb.org.tr