Ülkemizde İş Cinayetleri Artık Son Bulsun

Balıkesir’in Karesi ilçesinde kırsal Kavaklı Mahallesi’nde faaliyet gösteren mühimmat fabrikasının kapsül üretimi yapılan bölümünde henüz bilinmeyen nedenle patlama meydana geldi. Meydana gelen patlama ve çökme sonucu ilk açıklamalara göre 12 çalışanın yaşamını yitirdiğini derin bir üzüntüyle öğrendik. Yaşamını yitirenlerin ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralananlara ise acil şifalar diliyoruz.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Balıkesir Akademik Odalar Birliği (AKOB), Balıkesir Tabip Odası (BTO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Balıkesir Şubesi ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Balıkesir İl Koordinasyon Kurulu olarak acımız ve öfkemiz tarifsiz! Biliyoruz ki bu işçi cinayetindeki kayıpların tamamı önlenebilirdi. Ve yine biliyoruz ki işçi cinayetlerinin önlenememesi sermayenin doğası ve siyasi iktidarların bilinçli tercihlerinin sonucudur. Bu felaketin sorumluları, işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almayanlar; işyeri hekimlerine tabip odalarına üye olma zorunluluğunu göz ardı ederek çalışma izni veren ve böylece Balıkesir Akademik Odalar Birliği’ni, Türk Tabipleri Birliği’ni, Balıkesir Tabip Odası’nı denetim mekanizmalarının dışında bırakanlardır. Her ne kadar işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alındığı ifade edilse de bu trajedinin altında yatan asıl gerçek, fabrikada sendikal örgütlenmenin engellenmesi ve işçilerin iradesinin bastırılmasıdır. İşçiler haklarını savunacak bir örgütlülükten mahrum bırakıldıkça bu tür işçi cinayetleri kaçınılmaz hale gelmektedir.

Henüz Atatürk Şehir Hastanesi’ne yaralı getirilmediği, Özel Sevgi Hastanesi’ne 3 işçinin ve Balıkesir Devlet Hastanesi’ne de 5 işçinin yaralı olarak başvurduğu öğrenildi.

Olayın vardiya değişimi sırasında ve kapsül üretimi yapılan yerde meydana gelmesi nedeniyle ölen ve yaralananların daha fazla olabileceğinden endişe edilmektedir.

İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili yönetmeliğin kadük bir yönetmelik olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ülkemizde işçi cinayetleri her geçen yıl artmaktadır. Dünyada 3’üncü, Avrupa’da 1’inci durumdayız.

Aktörler farklı, acılar ve sebepler aynı!

İSİG Meclisi’nin verilerine göre;

  • 17 Ağustos 2009’da Çoşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda Ramazan topları için patlayıcı üretilen laboratuvar bölümünde patlama meydana geldi. Üretim tesisindeki binaları yerle bir eden patlamada 1 işçi hayatını kaybetti, 33 işçi yaralandı.
  • 29 Eylül 2009’da Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda meydana gelen patlamada 1 işçi öldü, 1 işçi yaralandı. Yangına maytap fitillerinin kurumadan kesilmesi sebep oldu.
  • 11 Şubat 2011’deki patlamada bir çocuk annesi 33 yaşındaki işçi Hediye Hallaç hayatını kaybetti ve 10 işçi yaralandı.
  • 14 Aralık 2014’te fabrikada gerçekleşen patlamada 1 işçi hayatını kaybetti.
  • 27 Ocak 2018’de Niğde’deki fabrikada gerçekleşen patlamada 2 işçi hayatını kaybetti.
  • 3 Temmuz 2020 tarihindeki Hendek havai fişek fabrikası patlamasında 6 işçi hayatını kaybetti.

Aslında senaryo tanıdık, işçiler yaşamını yitiriyor.

Patlayıcı maddelerin üretimi ile ilgili doğrudan çıkarılmış mevzuatlar, 1987 tarihli “Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Tüzük” ile daha geniş kapsamı olan 2 Mart 2019 tarihli “Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik”tir. Ayrıca kullanılacak ekipmanların da ATEX direktifi olarak bilinen “Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (2014/34/ab)” hususlarına uygun olması gerekmektedir. Bilirkişi incelemesinde bu yönetmeliklere uygunluğun değerlendirilmesi bir zorunluluktur. Ancak bilinmelidir ki işyerinin bu mevzuata uygun hale getirilmesi, işletme içinde yapılacak yatırımlar ile mümkün olmaktadır ve nedenle karar verici de uygulayıcı da işverendir.

Yukarıda adı geçen tüzük, depoların denetimi için aşağıdaki maddeyi içermektedir.

Depo denetlemeleri
Ek Madde 3 – (Ek: 14/5/2001 – 2001/2443 K.)

Yılda en az üç defadan az olmamak üzere, patlayıcı madde depolarının Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı valilikçe oluşturulacak komisyon tarafından denetlenir. Her denetlemede, güvenlik uzaklıklarına etki eden unsurların bulunup bulunmadığı da belirtilerek, hazırlanan depo denetim formlarının bir örneği valilikçe İçişleri Bakanlığı’na gönderilir. Gerek görüldüğünde İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulacak komisyonca da depo denetlemeleri yapılabilir.

2011 yılından buyana hangi kurumlar kaç denetleme yapmıştır? Valilik denetim raporlarını İçişleri Bakanlığı ile paylaşmış mıdır? İçişleri Bakanlığı bir komisyon oluşturarak denetim yapmış mıdır? Bu soruların yanıtları kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Bu denetimlerin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne tür bulgulara yer verildiği de önemlidir. Peki denetimler uygun şekilde yapılmış mıdır?

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işyerinde her türlü önlemi alma ve güvenlik şartlarının gelişen teknolojiye uygun olarak iyileştirilmesi yükümlülüğünü işverene vermiştir. Öte yandan iş güvenliği uzmanlarına ise işverene rehberlik etmek, tespit ve önerilerini işverene iletmek görevini yüklemiştir. Birçok işyeri kazalarının gerçek sorumluları cezalandırılmadığı için bugünleri yaşıyoruz, bugünün hesabı da gerçek sorumlularına sorulmazsa, yarınlarda yeni işçi cinayetlerine hatta katliamlara gebe olur. Ücretlerini işyeri sahiplerinden alan iş güvenliği uzmanlarının bağımsız ve işin gereklerine uygun değerlendirmelerde bulunması her zaman ve her ortamda beklenemez; işverenlere maliyet çıkartacak önerilerde bulunması çoğu kez mümkün olamamaktadır. Bir kez daha iş güvenliği uzmanlarının bağımsız ve tarafsız, işin gereklerin özgürce yansıtabileceği uygun koşulların oluşturulması için ilgili tarafların bir araya gelmesi gerekmektedir.

Kamuoyuna yansıdığı üzere neredeyse hemen her gün bir fabrika yangını olmaktadır. Endüstriyel yangınlar kapsamında değerlendirilmesi gereken bu yangınların özellikle son yıllarda sıklıkla olması, konuya ciddiyetle eğilmeyi gerekmektedir. Bu noktada 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu vb. düzenlemelerle getirilen sistemin yangın, patlama ve işçi cinayetleri vakalarını önlemek üzerine kurgulanmadığını belirtmeliyiz. Getirilen kimi kurallar da kâğıt üzerinde kalmaktadır.

İşçi sağlığı ve güvenliği denetimleri artırılmalı, tespit edilen uygunsuzluklarda “caydırıcı” idari ceza işlemleri mutlaka uygulanmalıdır. Yine, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi etkin bir şekilde çalıştırılmalıdır. Yangın nedenleri ve hasarları üzerine veri ve bilgilerin toplandığı Yangın Bilgi Bankası kurulmalıdır.

Konuyla ilişkili yasa ve yönetmeliklerin olduğu ülkemiz, maalesef işçi cinayetlerinde Avrupa’da 1’inci, dünyada 3’üncü sırasında yer almaktadır. Bu bize sistematik olarak bir sorunun varlığını işaret etmektedir. İSG mevzuatları; TMMOB, TTB, belediyeler, sendikalar ve işveren temsilcileri ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan oluşan ortak bir Çalışma Grubu tarafından yeniden ele alınmalıdır.

Ayrıca, İSİG Meclisi’nin verilerinde İş kazalarında yaşamını yitirenlerin hakları açısından da çok önemli olduklarını göstermektedir.

TTB ve AKOB olarak olay yerine saat 13.00 civarında ulaştık. Patlamanın olduğu yerde (izin verildiği kadar) incelemelerde bulunduk. Fabrikada toplam 600 kişinin çalıştığını, patlamanın olduğu yerdeki çalışanların büyük kısmının kadın olduğunu, ölenlerinde çoğunun kadın olduğunu, toplam 17 kişinin çalıştığını ve ölü sayısının (12) net olmadığını öğrendik. Ayrıca, Bursa Adli Tıp Grup Başkanlığı’na otopsi için 11 işçinin parçalanmış cesetlerinin gönderildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Vardiya değişimi sırasında bu olayın olması, can kaybını ve yaralı sayısını artırmış görünmektedir.

Yaşananlardan öğrendiğimiz kadarıyla, yakın zamanda iş güvenliği ekibinin değiştirilmiş olduğu ve işçi güvenliği zafiyeti olduğu görülmektedir.

TTB, AKOB, BTO, SES Balıkesir Şubesi ve TMMOB Balıkesir İl Koordinasyon Kurulu olarak ülkemizde yaşanan işçi cinayetlerinin son bulması için mücadele edeceğimizi açıklıyoruz.

Hem işçi sağlığı ve güvenliği hem de çevre açısından büyük endüstriyel kazaların önlenmesinde mevzuat gereği gerekli tedbirlerin alınması ve eylem planlarının uygulanmasının önemli olduğuna bir kez daha acı bir şekilde şahit olduk. Tesis çalışanları ve yakınlarına bir kere daha baş sağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar ve kentimize geçmiş olsun diyoruz.

Olay soruşturmasının kamuoyuna kapalı, meslek odaları ve sendikaların katılımı sağlanmadan yürütülmesini doğru bulmuyoruz. Bu işçi cinayetinin takipçisi olacağımız bilinmelidir.

Yaralılara acil şifalar, ölenlere rahmet diliyoruz.

 

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Balıkesir Akademik Odalar Birliği
Balıkesir Tabip Odası
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Balıkesir Şubesi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Balıkesir İl Koordinasyon Kurulu

Alıntı: ttb.org.tr

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler