20. Yüzyılın En Parlak Kadınlarından Biri: Tina Modotti
“Devrimci Fotoğrafçı Tina Modotti”; bütün ömrü boyunca sanat tutkusu ile siyaset ateşi arasında mekik dokuyan bu sıra dışı fotoğrafçının hayatının etkileyici bir portresi.
20. Yüzyılın en iyi fotoğrafçılarından ve en parlak kadınlarından biri olan Tina Modotti, bilinçli ve dikkatli bir şekilde objektiŞyle Meksikalı fakirlere ve özellikle fakir kadınlara odaklandı. İnsanları başrol oyuncusu yaparak onların trajedisini ve gizini ortaya çıkardı.
Asıl adı Assunta Adelaine Luigia Modotti Mondini olan Tina, 17 Ağustos 1896’da Kuzey İtalya’da bir kasabada doğdu. Mali güçlükler yüzünden önce Avusturya’ya taşınmak zorunda kalan aile, daha sonra da makine mühendisi olan baba Guiseppe Modotti’nin 1905’de Amerika’ya gitmesiyle yeni bir bocalama içine girdi. Tina henüz 12 yaşında iken beş küçük kardeşinin bakımına katkıda bulunabilmek için bir ipek fabrikasında çalışmaya başladı.
1913’te Tina, babasının ve ablasının yanına New York’a gitti. New York’ta İtalyan göçmenlerin yaşadığı Küçük İtalya tabir edilen muhit, çalkantılara gebe yapısıyla entelektüellerin ve sanatçıların uğrak yeri durumuna gelmişti. 1919’un ortalarında, “Tiger’s Coat-Kaplanın Postu” adlı Şlmde oynadığı başrol, aktrislik yaşamının tepe noktalarından biri konumundaydı. Ancak Tina, kısa süre sonra sinemanın kendisine sunduğu kısıtlı olanaklardan sıkıldı. İlgisini çeken pek çok şey vardı: Edgar Allen Poe’nun, Oscar Wilde’ın, Freud’un ve Nietzsche’nin yapıtlarını büyük bir açlıkla
okumaktaydı. Sürgündeki ressam Rafael Vera de Cordova, şair ve çevirmen Ricardo Gomez Robelo gibi pek çok entelektüel ve sanatçı ile aynı çevrelerde bulunmaktaydı. Bu çevredekilerin yolları, daha sonra, içlerinde ünlü Amerika’lı fotoğraf sanatçısı Edward Weston’un da bulunduğu Los Angeles’tan bir başka grupla kesişti.
1923’e gelindiğinde Weston’un da desteği ve cesaretlendirmesi sonucu Tina ciddi anlamda fotoğraşa ilgilenmeye başladı. İkisi birlikte Meksika’ya gittiler. Meksika’da o sırada sanatsal ve politik etkinlik açısından oldukça hareketli bir dönem yaşanmaktaydı. Tina’nın siyasi uyanışı oldukça şiddetli olmuştu ve bu dönemden sonra da siyasetin dışında hiç kalmadı. 1927’de katıldığı Meksika Komünist Partisi’nde yaşamında çok önemli rol oynayacak olan iki kişiyle tanıştı. Bunlardan ilki ateşli bir faşist karşıtı ve sokak savaşçısı olan ve Meksika’ya Komünist Parti’nin öncü konumdaki örgütlerini yeniden yapılandırması için gönderilen Vittorio Vidali idi. İkinci önemli kişi ise henüz 25 yaşında olmasına karşın Küba’da Gerado Machado’nun diktatörlüğünde gönderildiği hapishanede başlattığı ayaklanmayla adı Sol’un Adonis’i olarak duyulan devrimci Julio Antonino idi. Bu dönemde El Machette’teki etkinliğini arttıran Tina, dergi için fotoğraf çekmeye de başladı… Bu sıra dışı kadının ilginç yaşam öyküsünün devamı için kitabı edinmeniz gerekiyor. Ben de ödünç verebilirim, okuyup geri getirmeniz şartıyla tabii…