Anavatanında Talanın, Yağmanın Kıskacında Bir Ağaç; Zeytin
Türkiye bulunduğu coğrafya itibarıyla tarımsal açıdan şanslı ülkelerden birisidir. Pek çok bitkinin anavatanı Anadolu topraklarıdır. Bunlardan bir tanesi de zeytin bitkisidir. Oleacea familyasının bir üyesi olan zeytinin (Olea europaea L.) anavatanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesini de içine Alan Yukarı Mezopotomya ve Güney ön Asya’dır. Mardin, Hatay, Suriye, Filistin ve Kıbrıs adasını içine alan bölge zeytin bitkisinin anavatanı olarak kabul edilmekle birlikte Zeytin ağacının kökeni ve Zeytinin tarihçesi hakkında hiç kimse kesin bir bilgiye sahip değildir. Arkeolog ve paleo-botanikçiler yapmış oldukları araştırmalarda Akdeniz havzasında birçok değişik bölgede yabani zeytin verilerine rastlamışlardır.
Zeytinin Tarihi: Akdeniz Uygarlığının sembolü olan zeytinin tarımsal anlamda ilk kullanımına ilişkin verilere ise Doğu Akdeniz’de Suriye sınırları içerisinde rastlanmıştır ve tarihi MÖ 6.000 yılına dayanmaktadır. Veriler zeytinin buradan üç koldan dünyaya yayıldığını göstermektedir.
Son yıllardaki çalışmalarda Hatay, Kahramanmaraş ve Mardin şeridinde zeytin ağacının en alt türüne rastlanılmış olması bu yargıyı kesinleştirmektedir. Güneydoğu Anadolu’ da ilk yerleşimini tamamlayan zeytin, Batı Anadolu’
ya ve oradan da Ege adaları yolu ile Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’ ya kadar uzanmıştır. Sicilya yolu
ile Kuzey Afrika’ ya sıçrayan zeytin, Güneydoğu Anadolu’ dan çıkarak Suriye ve Mısır üzerinden ilerleyen ikinci kol ile birleşmiş ve böylece Akdeniz’ in tüm güney kıyılarına yayılmıştır.
Bir üçüncü kol da Irak ve İran üzerinden Afganistan ve Pakistan’ a kadar ilerlemiştir. XVI. Yüzyılda İspanyollar tarafından Güney ve Kuzey Amerika’ ya götürülmesi ile zeytinin dünyadaki yayılışı tamamlanmıştır.
Diğer bir görüşe göre ise zeytinin atası ve çıkış noktası “Olea Chrysophylla dır” Her daim yeşil olan ve dallarını dökmeyen yüksekliği 2 ila 15 metre arasında değişen yabani bir zeytin ağacı türüdür. Bu tür Güney Afrika’dan Orta Afrika’ya oradan Mısır ve Orta doğuya Pakistan ve Hindistan üzerinden Çine kadar ulaşmıştır.
Yunanistan’da zeytinin MÖ 1.500 yılında önemli bir ticari meta olduğunu gösteren verilere rastlanmış olup, Firavun
Tutankaon’un mezarında bulunan zeytinyağı ise MÖ 1325 tarihlidir. Veriler bu tarihlerde zeytinyağının sadece yemeklik olarak kullanımının yanı sıra dinsel, sağlık ve yakıt gibi çok değişik amaçlar için kullanıldığını göstermektedir. zeytinin Avrupa’ya yayılmasında Romalılar, zeytinyağı kültürünün yayılmasında ise Giritliler etkin rol oynamıştır.
Gerçek olan şu ki her uygarlığın zeytin ağacına ve tarihsel gelişimine ilişkin kendi hikayeleri bulunmaktadır. Kesin olan bir şey var ki zeytin tanrının insanlara bir armağanı olup Akdeniz uygarlığının temel sembolüdür.
Zeytin Din ve Mitoloji: zeytin, Kur’an ve İncil’de bir çok yerde geçen, Kuranı Kerimde ise incirle birlikte Tanrının insanlara bir hediyesi olarak Sina Dağı’na cennetten indirildiği yazan KUTSAl bir meyvedir. Aynı zamanda hiçbir yere ait değildir,
ne Doğuya ne de Batıya ! Üç din açısından da büyük önem arz eden zeytindağı’ nda İsa’nın gökyüzüne yükseldiği zamandan kalma zeytin ağaçları hala varlığını sürdürmektedir. Musevilerde Mesih’in zeytindağı üzerinden Kudüs’e geleceğine inanılır. İslam inanışında Sırat köprüsü Haram al-Sharif ile zeytindağı arasında kurulacaktır.
Hıristiyan inanışında ise İsa’ya peygamberlik bu dağda verilmiş olup göğe buradan yükselmiştir. Eski Mısır’da dini ayinlerde arınmak amacıyla zeytinyağı kullanılmış olup Firavunların mezarına zeytinyağı koymuşlardır. Romalılarda kutsal ekmeğin saklandığı mihrabın aydınlatılmasında zeytinyağı kullanımı şarttı. Yahudilerin Antlaşma sandığı da zeytinyağı ile kutsanmıştır.
Yetki güç ve bilgeliğin simgesi olarak kralların başına sürülmüş bu gelenek günümüzde Avrupa krallarının taç giyme törenlerinde hala sürdürülmektedir.
Dünya üzerinde yetişen ağaçların ilkidir ve mitolojide, tarih kitaplarında ve kutsal kitaplarda;
• Tanrıça Athena’nın hayatını sürdürebilmesi için zeytin ağacını sürekli görmesi ve kimi tanrıların da zeytin ağacının altında doğması gerektiği.
• Sezar’ın başında zeytin ağaçlarından yapılmış taçla halkın karşısına çıktığı,
•Uzun süre Olimpiyatlarda kazanan kişilere zeytin dalından yapılmış taç takıldığı,
• Herkül’ün silahının zeytin ağacından olduğu,
• Zeytin ağacına zarar verenler ölümle cezalandırıldığı,
• Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği haç’ın zeytin ağacından olduğu,
• Eski Yunan’da kutsal ağaç olarak kabul edilip zeytin tarımının sadece iyi ve dürüst insanlar tarafından yapılmasına izin verildiği,
• Zeytinyağının dinsel törenlerin kutsal lambalarında yakılmakta olduğu,
• Kralların ve yeni doğan bebeklerinin kutsanmasında kullanılmakta olduğu,
• Zeytin ağacı akıl ve zaferin, zeytin dalı barışın, zeytinyağı da saflık ve sadeliğin sembolü sayıldığı yazmaktadır.
Zeytin ve sağlık: Kutsal kitaplarda Tanrı’nın insanlara bir armağanı olduğu bildirilen ve benzersiz bir ağaç olan zeytin ağacının meyvesi zeytinin özü anne sütüne en yakın bir özelliğe sahiptir. İçerdiğindeki antioksidan maddeler nedeniyle çocukluktan yaşlılığa yaşamımızın her döneminde sağlık açısından eşsiz katkılar sunan zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. zeytin meyvesi önemli miktarda bitkisel kökenli antioksidanlar, mineraller ve vitaminleri içerir. Oleik asit
ve palmitoleik asit gibi kandaki kötü kolesterolü düşüren ve iyi kolesterolü yükseltmeye yardımcı tekli doymamış yağ asitlerini ihtiva eder. İçerdiği antioksidanlarla kanser, kalp hastalığı, kimi sinir hastalıkları ve şeker hastalığına karşı koruyucu özelliği vardır. İyi bir E vitamini kaynağıdır. Ayrıca A ve K vitaminleri ile demir, kalsiyum, magnezyum
ve potasyum mineralleri ve amino asitleri içerir. Bünyesinde az miktarda B vitamini komplekslerini de barındırır. Yaşlanmayı geciktirici özelliği vardır. Hücre yenilenmesini hızlandırır bu nedenle dokular daha hızlı bir şekilde kendisini yeniler.
Yüksek miktarda lif içeriğine sahip olan zeytinin yağı ise hazmı en kolay yağdır.
Ülkemizde Zeytin: Ülkemizde ilk resmi istatistiklere göre zeytincilik 1943/44 – 1944/45 kampanyasında 286 bin hektar alanda, 29,4 milyon ağaç sayısı, 127.025 ton dane zeytin, 12.817 ton sofralık zeytin ve 24.056 ton zeytinyağı ile başladı. zeytinciliğe verilen önem 1950’li yıllarla birlikte yavaşlamasına karşın Türkiye ilk zeytinyağı ihracatını 1961-62 döneminde yaptı. zeytinyağı ilk kez 1966 yılında destekleme alımı kapsamına alınan 24 tarımsal üründen biri oldu. 1970’li yıllarda verimin düşük ve maliyetin yüksek oluşu zeytinciliğimizi son derece olumsuz etkiledi. Bu dönemde tamamen doğal olan zeytinyağının insan sağlığı yönünden ne kadar değerli olduğu anlatılarak teşvik edileceği yerde, rafinasyon ile elde edilen diğer bitkisel yağların üretimi ve tüketimi teşvik edildi.
1980’li yıllar ve sonrasında zeytinlikler sökülerek, kıyı turizmine feda edilip, otel, motel ve villalar zeytinliklerin yerini almaya başladı. Aynı süreçte zeytin üreticisi başka tarımsal faaliyetlere yöneldi.
Oysa aynı dönemde geleneksel zeytin yetiştiriciliğinin ekonomik olmadığının farkına varan İspanya ve İtalya modern zeytinciliğe yöneldi.
Zeytinyağı ülkemizde ilk kez 1966 yılında destekleme alımı kapsamına dahil edilip ve 4.10.1966 tarih ve 6/7148 sayılı Kararname ile İzmir zeytin ve zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri zeytinyağı destekleme alımı ile görevlendirildi. Destekleme alımları 1973/74 ve 1979/80 dönemleri dışında 1987/88 dönemine kadar aralıksız devam etti. 1987-1990 yılları arasında destekleme kapsamından çıkarılan zeytin yağı 1991 yılında yeniden destekleme kapsamına
alındı 5 Nisan 1994 Ekonomi İstikrar Paketi çerçevesinde tekrar destekleme kapsamı dışında bırakıldı. Günümüzde ise üretimden bağımsız olarak genel bir destekleme sistemi olan Doğrudan Gelir Desteği (DGD) kapsamında zeytin üreticilerine 2000-2008 yılları arasında gelir desteği ödemesi yapıldı. Ayrıca üretim maliyetini düşürmek amacıyla Tarımsal Üretimde Kullanılan Mazot ve Kimyasal Gübre Destekleme Ödemesi Yapılması kapsamında zeytin üreticilerine mazot ve gübre desteği sağlanmaya başlanmıştır.
Tüm dünyada 16,6-20,4 milyon ton arasında (var yılı yok yılı:peryodisite ve iklimsel koşullara bağlı olarak üretimde farklılık) üretimi yapılan yaklaşık 900 milyona ulaşan zeytin ağacı varlığının yüzde 98’i Akdeniz Havzası’nda yer almaktadır. zeytinyağı üretiminin ise yüzde 95’i Akdeniz ülkelerinde gerçekleşmektedir.
Cumhuriyet tarihi boyunca zeytin ve zeytinyağı sektörünü geliştirmek için sarf edilen çabaların bir sonucu olarak ülkemizdeki zeytin ağacı sayısı günümüzde 167 milyon adete ulaşmıştır (Tablo 1).
Tablo 1. Ülkemiz Zeytin Ağacı Sayısı (000 adet) | ||||||
1990 | 2000 | 2010 | 2011 | 2012 | 2013 | |
Sofralık | 80.600 | 89.200 | 111.398 | 117.941 | 120.820 | 129.161 |
Yağlık | 5.960 | 8.570 | 45.758 | 37.486 | 37.084 | 37.869 |
TOPLAM | 86.560 | 97.770 | 157.156 | 155.427 | 157.904 | 167.030 |
Kaynak :TUİK
Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri önemli zeytin üreticisi bölgeler olup zeytin ağaçlarının %97’si İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Manisa, Aydın, Muğla, Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da bulunmaktadır. zeytinlik alanlarımız özellikle 2005 yılı
sonrasında %25 gibi hızlı bir artış oranıyla 806 bin hektara ulaşmıştır (Tablo 2). Bu zeytinlik alan genişliği ile ülkemiz İspanya, Tunus, İtalya, Fas ve Yunanistan’ın ardından altıncı sırada yer almaktadır.
Tablo 2. Zeytinlik Alan Genişliği (000 ha) | ||||
ÜLKE | 1990 | 2000 | 2010 | 2012 |
İspanya | 2.064 | 2.300 | 2.475 | 2.428 |
Tunus | 1.392 | 1.460 | 1.689 | 1.800 |
İtalya | 1.134 | 1.107 | 1.191 | 1.125 |
Fas | 365 | 415 | 830 | 968 |
Yunanistan | 691 | 709 | 834 | 934 |
Türkiye | 537 | 543 | 743 | 806 |
Dünya | 7.410 | 7.657 | 9.771 | 10.201 |
Kaynak:FAO
Ülkemizin zeytin ağacı sayısındaki artışa paralel olarak zeytin üretimimizde de önemli miktarda artış sağlanmış ve TÜİK verilerine göre zeytin üretimimiz 2013 yılı itibarıyla yaklaşık 1,7 milyon ton olarak gerçekleşmiştir (Tablo 3). Ülkemizde üretilen zeytinin yaklaşık %30’luk bölümü sofralık olarak tüketilirken, yaklaşık %70’lik bölümü yağlığa ayrılmaktadır. Türkiye zeytin üretiminde İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından dünyada dördüncü sırada yer almakta ve dünya zeytin üretiminin yaklaşık %10’luk bölümünü karşılamaktadır.
Tablo 3. Ülkemiz Zeytin Üretimi (000 ton) | |||||
2000-2009 | 2010 | 2011 | 2012 | 2013 | |
Sofralık | 431 | 375 | 550 | 480 | 390 |
Yağlık | 914 | 1.040 | 1.200 | 1.340 | 1.286 |
TOPLAM | 1.345 | 1.415 | 1.750 | 1.820 | 1.676 |
Kaynak :TUİK
Ulusal zeytin Konseyi verilerine göre Türkiye yaklaşık 400 bin tonluk sofralık zeytin üretimiyle İspanya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Dünya sofralık zeytin üretiminin yaklaşık %20’lik bölümünü sağlayan ülkemiz, yaklaşık 300 bin tonluk tüketimiyle de dünya lideri konumundadır.
Ülkemiz zeytinyağı üretiminde de dünyanın önemli ülkeleri arasında yer almaktadır. Türkiye yaklaşık 190 bin tonluk zeytinyağı üretimi ile dünya sıralamasında İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından dördüncü sırada yer almaktadır. Türkiye dünya zeytinyağı üretiminin yaklaşık
% 6’lık bölümünü gerçekleştirmektedir. zeytinyağı üretimindeki önemli artış tüketimimize de olumlu yönde yansımıştır. Tüketimimiz 2005 yılından günümüze yaklaşık %80 oranında artış göstererek 150-160 bin ton seviyelerine yükseldi. Türkiye zeytinyağı tüketiminde de İtalya, İspanya, ABD ve Yunanistan’ın ardından beşinci sırada yer aldı.
zeytinyağı üretim ve tüketimimize paralel olarak ülkemizde kişi başına zeytinyağı tüketimi de 2005 yılı sonrası süreçte yaklaşık 1 kilogramdan 2 kilograma artış gösterdi. Türkiye 30 bin tonluk zeytinyağı ihracatıyla İtalya, İspanya ve Tunus’un ardından dördüncü sırayı almaktadır. TÜİK’in verilerine göre 2013 yılı itibarıyla 295 milyon dolar ihracat geliri elde edilmiştir. Sektörün 2023 yılı zeytinyağı ihracat hedefi 700 bin tondur.
Ancak bütün bu gelişmelere rağmen üretim, girdi ve pazar odaklı bir destekleme politikası uygulanmadığı için tarımsal üretimin diğer dallarında olduğu gibi verilen destekler üretim maliyetlerini karşılamaktan uzak kalmış tarımsal üretimle uğraşan tüm üreticiler gibi zeytin üreticileri de yoksullaşmış, tarımsal üretimden vazgeçme aşamasına gelmişlerdir.
ZEYTİNCİLİKTE YASAL SÜREÇLER
1939 – 1996 Yılları: Cumhuriyet sonrası ülkemizde tarımın en önemli faaliyet alanlarından biri zeytincilik olmuştur.
Atatürk’ün 1929 yılında Yalova bölgesine yaptığı bir gezide zeytinciliğe gereken önemin verilmesine yönelik direktifleri ile ülkemizde zeytincilik seferberliği başlatıldı. Bu kapsamda zeytincilik konusunda araştırmalar yapmak üzere 1937 yılında Bornova zeytincilik Araştırma Enstitüsü kuruldu.
1939 yılında ise 3573 sayılı “zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” yürürlüğe koyuldu. Bu kanunla zeytin ülkemizde bir kanuna sahip tek bitki olmuştur. Yurt dışında eğitim görmüş uzmanlar tarafından yeni, bakımlı, sağlıklı ve verimli bahçeler tesis edilip, sofralık zeytin ve zeytinyağı işleme tesisleri kuruldu. Atılan bu adımlarla ülkemizde zeytincilik büyük bir hızla gelişme sürecine girdi.
1939 yılında yürürlüğe giren 3573 sayılı“zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması
Hakkında Kanun” kanun yapıcıların ülke tarımında, çiftçilerine, tarım arazilerine yaklaşımlarının bir sonucu olarak son derece koruyucu düzenlemeler getirmiştir. Bu kanuna göre özetle ;
• Zeytinlik sahaları daraltılamaz.
• Zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması, yerleşim sahaları hariç, zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması yasaktır.
• Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 km mesafede zeytinyağı fabrikası ve küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri hariç zeytinliklerin bitkisel gelişimine ve üremesine engel olacak kimyevi atık, toz ve duman bırakan tesis yapılamaz ve işletilemez.
• Zeytinliklerine bakmayan üreticiye ağaç başına 10 Tl idari para cezası verilir.
• İzinsiz zeytin ağacı kesenlere veya sökenlere ağaç başına 60 Tl idari para cezası verilir.
1996-2005 Yılları: Kanunun yürürlüğe konulmasından 57 yıl sonra 3573 sayılı zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’a dayanılarak ekolojik yönden uygun bölgelerde ve zeytin yetiştiriciliğine elverişli sahalarda zeytinlik kurulmasını sağlamak, mevcut zeytinliklerde ürünün miktar ve kalitesini yükseltmek ve maliyeti düşürmek, birim alandaki verimi arttırmak, zeytinyağı ve sofralık zeytin işletmelerindeki teknolojik yapıyı günün koşullarına uygun hale getirmek üzere gerekli teknik, ekonomik, ticari ve sosyal tedbir ve organizasyonları sağlamak amacı güden zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik 3 Nisan 1996 tarihinde Resmi Gazetelerde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelikle orman sahaları dışında kalan ve Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yabani zeytinlik, antepfıstığı ve harnupluklar ile her türlü sakız çeşitlerinin bulunduğu yerler ve 17.10.1983 tarih ve 2924 Sayılı Kanun kapsamında bulunmayan, orman sınırları dışında, zeytin yetiştirmeye elverişli fundalık ve makilik en az 25 dekarlık alanlar halinde Bakanlıkça tespit ve ilan edilmiş bulunan parseller için (zeytinlik saha tanımı 25 dekar); şartları uygun olanlar, köy muhtarlıkları, gerçek ve tüzel kişilere 5 yıllık süre zarfında zeytinlik tesis edilmek üzere tahsis; 5 yıllık sürenin sonunda da amacına uygun olarak zeytinlik tesis edilen sahaların Bakanlık görüşü ve onayı ile tapu devrinin gerçekleştirileceğine dair hükümler getirilmiştir.
Yönetmelikte, zeytinlik sahaların genişletilmesi ve geliştirilmesi; yabani zeytinlik sahaları ile makilik ve fundalık alanlardan zeytinlik haline dönüştürülecek yerlerin, öncelikle bu yerlerin dahil olduğu köylerden toprak sahibi olmayanlara, yoksa bu sahalara en yakın köylerden toprak sahibi olmayanlara, zirai eğitim almış olanlara, ikinci derecede küçük çiftçilere tahsisi amaçlanmış gibi görünse de yeterli sermayeye, kredi ve girdi maliyetlerini karşılama gücü olan diğer isteklilere Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yani kamunun olan yabani zeytinlik, antepfıstığı ve harnupluklar, her türlü sakız çeşitlerinin bulunduğu yerler ile orman sınırları dışında, zeytin yetiştirmeye elverişli fundalık ve makiliklerin tahsisi ve tapu devrine neden olduğu söylenebilir.
2005- 2014 Yılları: 2006 yılında yürürlüğe giren Tarım Kanunu’nda belirlenen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere 5 Nisan 2007 tarihinde Ulusal zeytin ve zeytinyağı Konseyi Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlük kazanmıştır. Söz konusu yönetmelik çerçevesinde, zeytin ve zeytinyağı üreticileri ile zeytin bitkisinden elde edilen asıl ve yan ürünlerin ticaretini yapan tüccarlar, sanayiciler ve/veya bunların oluşturdukları birlikler, dernekler, kooperatifler ve birlikler ile zeytin ve zeytinyağı ile ilgili araştırma ve eğitim kurumları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek tüzel kişiliğe sahip Ulusal zeytin ve zeytinyağı Konseyi kurularak çalışmalarına başlamıştır.
Zeytinlik sahaların genişletilmesi ve geliştirilmesi, zeytin ve zeytin yağı sektörünün güçlendirilmesine dönük yönetmeliklerin çıkarıldığı ve Tarım Kanunu’nda belirlenmiş ulusal tarım politikaları ortada iken günümüze kadar kirletici sanayilerin, madencilik faaliyetlerinin yok edici baskılarından, zararlarından zeytinlik sahalarının korunmasını sağlayan 75 yıllık zeytin Kanunun koruyucu kalkanı 20 madde “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır” değiştirilmeye çalışılmıştır. 2005- 2012 yılına kadar çıkarılan torba yasalar veya kanunun hükmünde kararnamelerde Madencilik kanunlarına eklemlenerek zeytincilik kanunun zeytinlikleri koruyucu maddesi 4 kez değiştirilmeye çalışılsa da her seferinde üretici örgütleri, meslek odaları, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, bazı siyasi partilerin ve üniversitelerin işbirliği, itirazları ve yaptıkları eylemlerle bu girişimler sonuçsuz bırakılmıştır.
Zeytinliklerin amacı dışında kullanılmasının, talanının ve yok edilişinin önünü Kanun değişikliği ile açamayacaklarını anlayan iktidar sahibi siyasi anlayış bir hukuksuzluk örneği daha sergileyerek zeytin Kanununun uygulayıcısı, zeytinciliğin geliştirilmesinden ve desteklenmesinden sorumlu bir Bakanlık olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı aracılığıyla 2012 yılı Nisan ayında “zEYTİNCİlİĞİN ISlAHI, YABANİlERİNİN AŞIlATTIRIlMASINA DAİR YÖNETMElİKTE DEĞİŞİKlİK YAPIlMASINA DAİR YÖNETMElİK” le zeytin Kanunun Koruyucu 20. maddesinin işlevsiz kılınmasını sağlamıştır. (3573 sayılı zeytin kanununa aykırı olarak hazırlanan yönetmelik değişikliği ile; Madde 4 zeytinlik saha tanımı en az 25 da; Madde 23 zeytin sahalarına 3 km mesafede hazırlatılacak ÇED Raporuna ve Gıda Tarım ve hayvancılık Bakanlığınca zeytincilik araştırma veya üniversiteden alınacak zeytinlik sahalara zararın olup olmadığına ilişkin bilimsel rapora istinaden Kamu Yararı Kararı alınmış plan ve yatırımlar; jeotermal kaynaklı seralar; yenilenebilir enerjiye dayanan elektrik üretim tesisleri; petrol doğal gaz ve savunma amaçlı tesislerin yapımına eşdeğer zeytin sahası tesis etmek koşulu ile İzİN verilmesi sağlanmıştır.
Yönetmelik değişikliği TMMOB ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Peyzaj Mimarları Odası’nın açtığı davalar nedeniyle Danıştay İdari Davalar Daire Kurulu tarafından 2013/157 sayılı karar ile iptal edilmiştir.
3573 sayılı zeytin kanununda maden kanunu, sonrasında da yönetmelik değişikliği ile yapamadıklarını günümüzde de yeni bir düzenlemeyle Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanarak 16.06.2014 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan Enerji Kanunu “Elektrik Piyasası Kanunu ile zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair kanun Tasarısı” kapsamında önceki düzenlemelerden daha açık (b ve c maddeleri) , kolaylaştırıcı ve yıkıcı biçimde yapmaya çalışmışlardır.
Yapılacak kanun değişikliğinin son cümlesinde “milletlerarası antlaşma hükümleri uyarınca gerçekleştirilmesi öngörülen elektrik üretimine yönelik yatırımlar ve yatırımlarla ilgili her türlü yapılar” (nükleer santraller, termik santraller vb. ) kanunun değişikliği ile getirilen istisnaların da dışında tutulacağı bildirilerek söz konusu yatırımlar kanundan ve ilgili maddelerinden muaf tutulmuştur.
Ayrıca 3573 sayılı kanuna aykırı bulunarak yürütülmesi durdurulmuş yönetmelik değişikliğinde bile yer verilen zorlayıcı ve koruyucu hükümler yani ÇED olumlu kararı, yapılacak faaliyetlerin 3 km mesafedeki zeytinliklere zarar verip vermeyeceğinin zeytincilik Araştırma veya Üniversite raporları ile belirlenmesi ve yok edilen zeytinliklere eşdeğer bir arazide zeytinlik tesis edilmesi koşulları da Kanun Değişiklik tasarısında kaldırılmıştır.
Kanun değişiklik tasarısında istisna getirilen faaliyetlere ilişkin değerlendirme ve olur yetkisi verilen 9 üyeli ZEYTİN KURULU’ nun oluşturulması ve üyeleri konusunda da düzenleme getirilmektedir. Yapılan düzenleme zeytin Kurulu’nun da diğer kurullarda olduğu gibi Kamu Kurum ağırlıklı oluşturulmasını öngörmektedir (zeytin kurulu 7 üye kamu kurumlarından, sadece 2 üye ise Üniversite , meslek örgütü, ziraat odaları veya zeytincilik konusunda hizmet veren sivil toplum örgütlerinden oluşturulacaktır ).
Kamu yararı kararı alınarak zeytin Sahalarında (25 dekar ve üstü zeytinlik arazilerde ) ve 3 km mesafede zeytin Koruma Kurulunun da uygun görmesi şartıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının izniyle yapılabilecek faaliyetlere ilişkin istisnalar yönetmelik değişikliğindeki maddelere ek olarak f ve g maddeleri de eklenmiş b ve c maddeleri kanun tasarısının gerçek amacını gözler önüne serecek biçimde yeniden düzenlenmiştir*;
a-Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları
b-İlgili Bakanlıkça kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri* (iptal edilen yönetmelik değişikliğinde “ kamu yararı kararı alınmış plan ve yatırımlar ” )
c- Kamu yararı kararı alınmış elektrik üretimine* yönelik yatırımlar (iptal edilen yönetmelik değişikliğinde “yenilenebilir enerji; rüzgar, güneş vb. yönelik yatırımlar ”) böylece termik, nükleer santral , doğalgaz çevrim santralleri vb.
d- Petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri
e- Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,
f- Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı,
g- Kamu yararı kararı gözetilerek yol altyapı ve üst yapı faaliyetlerinde bulunulacak yatırımlar,
Yapılan değişiklikle zeytinliklerde ve 3 km mesafede sadece zeytinyağı fabrikaları yapımı izinleri yukarıda getirilen istisnalara ek Gıda tarım ve Hayvancılık Bakanlığının izni ile her türlü tarımsal işletmeler ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmelerinin yapılmasına da olanak tanınmıştır.
Ayrıca yapılan değişiklikle getirilen herhangi bir bilimsel ve teknik dayanaktan yoksun zeytinlik saha (25 dekar ve üstü zeytinlik arazi) tanımına uymayan 25 dekarın altındaki zeytinlik araziler yapılabilecekler konusu belirsiz bırakılarak her türlü talana , yağmaya ve yapılaşmaya açık hale getirilmiştir. zeytinlik arazilerin büyük çoğunluğunun 25 dekardan küçük ve parçalı (ortalama 12 dekar ) olduğu dikkate alındığında kanun değişikliği ile getirilen zeytinlik saha tanımı ki 3573 sayılı zeytin kanuna aykırı bulunarak iptal edilmişti, zeytinlik arazilerin talanı ve yok edilmesi için çok daha kolay ve denetimden uzak bir zemin hazırlayacaktır. Ayrıca AB’nin konuyla ilgili 2366/98 EC mevzuatında 1 dekarın üzerindeki alanlar “zeytin yetiştirilen parsel” olarak tanımlanırken, “zeytin ağaçları ile kaplı alanlar” ise asgari olarak 100 metrekare olarak boyutlandırılıyor.
Ranta, talana, yapılaşmaya, ve uluslararası sözleşmeli enerji yatırımlarına çok cömert olan ve ayrıcalık tanıyan kanun değişikliğindeki en trajikomik değişiklik ise cezası arttırılan ve zeytinlik saha tanımının da kullanılmadığı “……. zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması yasağı” ve bu yasağa uymayanlara 1-3 ay olarak uygulanan cezasının 6 aya kadar artırılmış olması değişikliğidir.
Kısaca özetlemek gerekirse hiçbir ilgisi ve bağlantısı olmadığı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ‘nun 3573 sayılı zeytin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ettiği zeytinlik arazilerin yok edilmesine, talanına olanak tanıyan yönetmelik değişikliğinden daha ağır ve kapsamlı ayrıcalıklar getiren Kanun Değişikliği Tasarısı “zeytinlik arazilere bir ihanet, zeytin üreticilerine ve sektörüne bir darbedir”
Yasa tarım komisyonunda görüşülmüş, tüm itirazlara, yapılan görüşmelere ve eylemlere
rağmen Elektrik Piyasası Kanununa eklemlenen “zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair kanun Tasarısı” geri çekilmediği gibi uygun koşullar oluştuğunda kanunlaşacağı söylenebilir. Söz konusu zeytin sahalarının yağma ve talan yasasının çıkarılmaması, çıkarıldığında da yürürlüğünün durdurulması için her türlü çaba, eylem ve çalışmanın yürütülmesi, sağlığımız, üreticilerimiz ve geleceğimiz için bir zorunluluk , bir görevdir.
Bu görevi en iyi biçimde yapan zeytinliklerini, topraklarını, geleceklerini koruyan Manisa’nın Soma ilçesi, Yırca Köyü
(mahallesinde) halkını ve onları destekleyen, yanlarında olanları kurum ve kuruluşları anmadan geçmek haksızlık olur. Özel bir şirket tarafından termik santral yapılacak bölgedeki haksız ve hukuka aykırı bir biçimde acil kamulaştırma kararı alınarak kamulaştırılan zeytinlik sahalarında zeytin ağaçlarının kesilmemesi için aylarca çadırlarda nöbet tutan, mücadele eden, saldırılara uğrayan, Yırca köylülerini kutlamak ve alkışlamak gerekir.
Yürüttükleri hukuk mücadelesini kazanmalarına rağmen Danıştay’ın acil kamulaştırma kararının yürütülmesinin durdurulduğu kararın açıklandığı günün sabahında 6000 zeytin ağacının yok edilmesini kepçelerin önüne bedenlerini siper etmelerine rağmen engelleyemediler, darp edildiler ve tutuklandılar. Yırca köylülerine zeytinliklerin, topraklarının, köylerinin önemini, onların ve geleceklerinin savunulmasında dayanışma ve mücadele ruhunun önemini bir kez daha gösterdikleri, yılmadıkları ve konunun ülke kamuoyuna taşınmasını sağladıkları için sonsuz teşekkürler.
Sonuç olarak;
Dünya’da en önemli zeytin üreticisi ülkeler arasında yer alan Türkiye dünya sofralık zeytin üretiminde ikinci, tüketiminde birinci, yağlık zeytin ile zeytinyağı üretiminde ise 4. büyük üretici konumundadır. Dış ticaret müsteşarlığı tarafından yayınlanan istatistiklere göre zeytinyağı, dışsatım değeri yüksek ilk 20 madde arasında yer almaktadır. Daha da önemlisi Anadolu zeytin ağacının genetik anavatanıdır.
Ülkemizde yaklaşık 400.000 çiftçi ailesi geçimini tümüyle zeytincilikten sağlamakta ve 1.200.000 tarım işçisi zeytincilik dolayısıyla iş olanağı bulmaktadır. zeytin ve zeytinyağı sektörü bütün olarak düşünüldüğünde, 6-7 milyon yurttaşımız geçimini bu sektörden sağlamaktadır.
Hemen hemen tüm bilimsel araştırmalar, insan vücudu için en sağlıklı yağın zeytinyağı olduğunu ortaya koymaktadır. Hiçbir kalp-damar rahatsızlığından ölüm olayının görülmediği Girit Adası’nda KİŞİ BAŞINA YILDA 23 KİLO, Biz DE İSE SADECE 1,95 kg ZEYTİNYAĞI TÜKETİLMEKTEDİR. Türkiye’nin zeytinliklerini yok etmesi değil, aksine bugün 167 milyon dolaylarındaki zeytin ağacı sayısının 200-250 milyonun, kişi başına düşen zeytin yağı tüketiminin ise 5 kilogramların (İtalya 10 kg, ispanya 13,3 kg, Yunanistan 17,1 kg) üzerine çıkarılması hedeflenmelidir (zeytin tüketim IOC ve ülke nüfus 2103 verilerine göre).
Ayrıca zeytinin anavatanı kabul edilen Anadolu’da 150 bin ton zeytin yağı tüketimi ile yer aldığı ( Avrupa’ da İtalya, İspanya ve Yunanistan’ın ardından 4.; Dünyada ise Amerika’nın ardından 5. ) sıralamada daha yukarılar hedeflenmeli insanlarımızın, gelecek nesillerimizin sağlığı ve zeytin üretimimizin sürdürülebilirliği için zeytin yağı üretimi ve tüketimini artırmayı hedefleyen tarımsal ve sosyoekonomik politikalar oluşturulmalıdır.
Doç. Dr. Ertuğrul AKSOY (aksoy@uludag.edu.tr)
- KAYNAKLAR
Anonim. 2013 Yılı zeytin ve zeytinyağı Raporu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü. Şubat 2014. - Aralık, A., 2014. Yap+Boz=Türkiye’nin zeytincilik Politikası. Tarım Ve Mühendislik Dergisi, TMMOB ziraat mühendisleri Odası, Ankara.
- Karabulut C. 2013 Yılı zeytin ve zeytinyağı Raporu. Aydın Ticaret Borsası. 2014 Keykubat B. 2014 . Ölümsüz ağaç zeytin kutsal tören, Sayı: 7. http://apelasyon.com/ Yazi/ 97 -olumsuz-agac-zeytin-kutsal-toren-derleme
ZMO Bursa Şubesi Basın Açıklaması. zeytinliklerin talanı yasasına HAYIR. 23 Haziran 2014 Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) www.faostat.fao.org - Türkiye İstatistik Kurumu www.tuik.gov.tr
- Uluslararası zeytin Konseyi (IOC) www.internationaloliveoil.org/estaticos/view/131-world-olive-oil-figures http://www.ayvalikzeytinyagi.org/zeytinin-tarihcesi
http://www.manzara.gen.tr/agac-resimleri/zeytin-agaclari-86650.html http://www.internethaber.com/images/other/yirca-koyu-zeytin.jpg