Kulaklıkla müzik dinleme ve işitme kaybı
Modern hayat yaşam tarzını, alışkanlıkları ve davranışları belirliyor.
Yeni kuşağın, “müzik dinleme” nedeniyle erken yaşlarda işitme sorunlarıyla karşı karşıya kalacaklarını ve bizlerden çok daha küçük yaşta tanıştıkları telefon-tablet-bilgisayar nedeniyle yine erken yaşta el-dirsek-omuz-boyun-omurga, yani kas iskelet sitemi sorunları ve elektromanyetik alan maruz kalımı yaşayacaklarını öngörmek çok zor değil.
Bu tehlikelerin yanında “normalleştirilen” kent tehlikeleri de yok değil. İlki hava kirliliği ki kentler için “sıradanlaşmış” bir sağlık riski. Kent insanları soludukları havayla nasıl bir risk altında olduklarının farkında değil. Bu denli yoğun oksidatif stres oluşturan kirleticilere maruz kalırken, onları azaltmak/kontrol etmek için önlemler alınmasını sağlamak konusunda çabalamak yerine kendilerine “pazarlanan” “anitoksidan” ürün tüketme peşindeler, çoğunlukla.
“Normalleştirilen” diğer bir tehlike ise gürültü. Gürültü modern zamanların en önemli halk sağlığı sorunlarından. Artık eskisi gibi sadece işyerinde karşılaşılan ya da trafik gürültüsü kaynaklı değil, gündelik yaşama direkt etki eden, çokça kaynak var gürültü-sağlık ilişkisini etkileyen.
Örneğin her gün dakikalar ve belki saatlerce kulalıkla dilediğiniz müzik, ciddi bir işitme sorununa yol açabilir.
Tablet, telefon, MP3 çalar, bilgisayar vb taşınabilir cihazlarla ve özellikle kulaklık kullanarak müzik dinlemek özellikle çocuk ve gençlerin sağlığını tehdit eden risklerden biri haline gelmiş durumda. Çocuk ve geçlerde sık kullanılan bu müzik dinleme biçimi işitme kaybına neden olabiliyor. Yapılan bazı çalışmalar gençlerin %60’a yakınının önerilen sınır değerlerin üzerinde bir ses düzeyinde müzik dinlediğini gösteriyor.
Bu konuda yapılan araştırmalar giderek daha fazla dikkat çekiyor. Hollanda’da yapılan ve 2018 yılında yapılan 9-11 yaşlarındaki 3316 kişiyi kapsayan bir çalışmada, yedi çocuktan birinde yüksek frekanslarda işitme kaybı saptanmış ve neden olarak da taşınabilir müzik cihazları gösteriliyor. Özellikle ergen ve genç yetişkinlerde yapılan çalışmalar var. Bazı çalışmalarda işitme kaybı oranı %20’lere çıkıyor.
Avrupa Komisyonu’nun bilimsel bir komitesi (Scientific Committee on Emerging and Newly Identified Health Risks) tarafından hazırlanan raporlarda bu cihazlarla müzik dinleme ile maruz kalınan ses düzeyinin 60 ile 120 desibel -dB (A)- arasında değişebildiği belirtiliyor.
Bu konuda alınabilecek önlemlerden bazıları aşağıdaki gibi sıralanıyor:
- Ses düzeyini yüksek ve dış ortam sesini bastıracak düzeyde tutulmaması.
- Cihazın maksimum ses düzeyinin %60’ının aşılmaması.
- Kulaklıkla bir saatten fazla müzik dinlenmemesi.
Kuşkusuz geçler için sadece taşınabilir cihazlar ve kulaklıklarla müzik dinlemek yanında gürültü kaynağı olan başka kaynaklar da var. Oldukça yüksek düzeyde sesin olduğu konser, disko, dans, maç vb etkinlikler de gelecekteki işitme kaybına sebep olabilen nedenler arasında.
İster kulaklıkla olsun, ister farklı kaynaklardan olsun müzik dinlerken kuşkusuz herkes aynı riske sahip değil. Ses düzeyine ne kadar süre maruz kaldığınız, günde, haftada ya da ayda ne sıklıkla maruz kaldığınız, sesin düzeyi, farklı gürültülere(trafik vb) maruz kalıp kalmadığınız vb birçok faktör var etkiyi belirleyen.
Bana, bize bir şey olmaz demeyin. İhtiyatlı olmak ve yüksek ses düzeylerinden uzak durmak en iyisi.
İşitmenizin etkilendiğini fark ettiğinizde artık çok geç olabilir.
Önleminizi alın, ihtiyatlı olun.
Dr. Cavit Işık YAVUZ
Ayrıntılar için kaynaklar:
https://jamanetwork.com/journals/jamaotolaryngology/fullarticle/2684510?appid=scweb&alert=article
https://ec.europa.eu/health/scientific_committees/opinions_layman/en/hearing-loss-personal-music-player-mp3/l-3/11-health-effects-sound.htm
https://jamanetwork.com/journals/jamaotolaryngology/fullarticle/2643552
https://www.nhs.uk/live-well/healthy-body/top-10-tips-to-help-protect-your-hearing/