Dünyaya Kafa Tutan Köy
İngiliz gazeteci yazar Dan Hancox Dünyaya Kafa Tutan Köy’de İspanya’da Endülüs bölgesinde küçük bir köy olan Marinaleda’yı ve yaşamını bir ütopyanın gerçekleşmesine adamış belediye başkanı Juan Manuel Sanchez’i anlatıyor.
Marinaleda Endülüs’ün kalbinde işsizin ve polisin olmadığı, 2700 nüfuslu küçük bir köy, bir komunist ütopya. Çiftliklerin ve üretim tesislerinin mülkiyeti ortak, kararlar herkese açık genel toplantılarda tartışılarak alınıyor. İspanyanın önemli sorunlarından biri olan barınma konusunu bankalara filan gerek duymadan çözmüşler. Kooperatifin sağladığı malzemeyle ve imece usulü çalışarak evlerini inşa etmişler. Köy yüzme havuzu, spor tesisleri, kültür merkezleriyle benzerlerinden çok farklı olanaklara sahip.’’ Toprak işleyenindir’’ sloganından yola çıkarak Alba Düküne ait işlenmeyen, atıl durumdaki arazileri işgal etmişler. Şimdi bu tarlalarda zeytin ve daha pek çok tarım ürünü yetiştiriliyor.
Bütün bunlar kendiliğinden olmuyor elbette. Albert Camus’un anarşinin anavatanı dediği Endülüs yüzyıllarca feodal düklerin elinde sömürülmüş, yoksullaştırılmış. Bu yüzden mücadele ve isyan geleneği olan bir halkı var. Marinaleda halkı da düşlerini gerçekleştirmek için çok savaşmış, ağır bedel ödemiş. Açlık grevleri, toprak işgalleri, zor kullanılarak bastırılan pek çok ayaklanmayla geçen uzun bir mücadele tarihi var. Bu mücadelenin ilk kez 1979da belediye başkanı seçilen Juan Sanchez Gordillo gibi karizmatik bir önderi bulunuyor. Franco’nun ölümünden sonra demokrasiye geçiş sürecinde seçilen Gordillo köye yeni bir görsellik kazandırarak işe başlıyor. Sol sloganlar, Che posterleri, grevler sırasında ölen halk kahramanlarının resimleriyle duvarları donatır, Franco meydanının adını Allende Meydanı olarak değiştirir. Köy kısa zamanda bölgede protestoların, işgal ve grevlerin üssü haline gelir. Bu gösterilerden geriye, insanlar yakıcı Endülüs güneşinden korunamasınlar diye polisin ampute ettiği ağaçlar dizisi anı olarak kalır.
Marinaleda’nın ilk büyük eylemi 1980 yılında neredeyse tamamı geçici tarım işçisi olan köylülerin başlattığı ‘’açlığa karşı açlık grevi’’ idi. Bunu izleyen yıllarda toprak işgalleriyle süren mücadele sonunda İnfantado Düküne ait topraklar kamulaştırıldı. Bugün bu topraklarda El Humoso kooperatifinin zeytin çiftliği var; köylüleri jornaleros (gündelikçi) olmaktan kurtaran bu çiftlikte zeytin işlenerek satılıyor. Çalışanların ücreti ise İspanyadaki asgari ücretin iki katı. Köyde yaşayanlar ayda bir gün köyü geliştirmek için ücretsiz çalışıyorlar. Ortak yaşam kültürü gelişmiş Marinaledalılar güvenlik için polise gerek duymuyorlar.
İspanyada özellikle 2000 yılında itibaren patlayan inşaat krizinin yarattığı evsizler, evden atılanlar, boş apartmanlar, genelde %25, Endülüste% 40 lara varan işsizlik gibi sorunların olmadığı, Asteriks’in Romalılara meydan okuyan Galya köyü gibi mevcut düzene kafa tutan ütopik bir köy Gordillo’nun Marinaledası. Yunanistan’da Syriza, İspanya’da Podemos’un seçim zaferlerinden sonra dünyanın dikkatini çekti.
Günümüzün Robin Hood’u olarak tanınan Gordillo, geçen yıl Venezüelladaki bir söyleşisinde şöyle seslenir: ‘’sosyalizm gelsin diye bekleyemeyiz, onu biz inşa etmek zorundayız, mücadelemiz dünyaya yayılsın istiyoruz. Ütopyanın gerçeğe dönüşebileceğini gösterdik. Dükün toprakları için mücadeleye başladığımızda herkes bize deli gözüyle bakıyordu, evet 12 yılımıza maloldu ama başardık. Dünyada gerçek bir sola ihtiyaç var, özünde reformist olan sözde sosyalistlere değil. Onlar burjuvazinin tuvalet kağıdıdır, tuvalet kağıtları ne işe yarar?’’
Dan Hancox’un Dünyaya Kafa Tutan Köy’ü, başka bir dünyanın mümkün olabileceğini kanıtlayan bu benzersiz köyün onlarca yıla yayılan inanılmaz savaşımını ve başarısını anlatıyor.
Che’nin ünlü deyişi ‘’yalnızca düş kuranlar günün birinde düşlerinin gerçekleştiğini görebilirler’’ Marinaledada Endülüs’ün bu uzak köyünde sadece bir tişört sloganı değil, gerçeğin ta kendisi.
Engin Demiriz