Nobel’den de Öte
İspanyol gazeteci Xavi Ayen, ünlü fotoğraf sanatçısı Kim Manresa’yla birlikte 2009 yılında Nobel ödüllü 16 yazarla yaptığı söyleşi ve fotoğraşarın yer aldığı bir kitap yayınlar: NOBEL’DEN DE ÖTE.
Kitabın İspanyolca ismi Nobelin Asileri diye çevrilebilir. Seçilen yazarlar da kitabın özgün adına uyan isimler: Wole Soyinka, Gabriel Garcia Marquez, Jose Saramago,Doris Lessing, Necip Mahfuz, Nadine Gordimer, Toni Morison, Günter Grass, Dario Fo, Orhan Pamuk, V.S. Naipaul, Wislawa Symborska, İmre Kertesz, Derek Walcott, Kenzaburo Oe, Gao Xingjian.
Gazeteci Xavi Ayen, pek çoğunu politik karşı duruşlarıyla tanıdığımız bu ünlü yazarlarla yaşadıkları ülkelerde görüşmüş, sevdikleri ortamları birlikte dolaşmış, Kim Manresa da fotoğraşarını çekmiş. İspanyol gazetesi La Vanguardia’nın kültür sayfasını hazırlayan Xavi Ayen ve fotoğrafçı Kim Manresa seçtikleri yazarlarla yaptıkları ilk söyleşilerden sonra farketmişler ki hepsinin bir ortak noktası var: Başkaldırı.
Yapıtlarıyla toplumsal yargıları, dilin yapısını dinamitleyen, insanların gündelik yaşamını sorgulayan bu yazarlar, bulundukları ülkelerde edebiyatın da ötesinde toplumsal sorunlarla ilgilenmiş, zamanlarının çoğunu politik mücadelelere adamışlar. Bu nedenle de yazar kitabın adını Nobelin İsyancıları koymuş. İsyandan edebiyata, edebiyattan Nobele…
Her yazarın bölüm başlığı onun dert ettiği konuyu çağrıştırıyor.
Olağanüstü siyah beyaz görüntülerin yer aldığı kitapta yazarların yaşamlarıyla ilgili yürek burkan, hayranlık uyandıran cesaret öyküleri de anlatılıyor. Örneğin kendisiyle yapılan söyleşiden kısa bir süre sonra ölen Mısırlı yazar Necip Mahfuz 1994 yılında köktendinci bir saldırı sonrası işitme ve görme duyusunu yitirmiş.
Yazmaya devam etmesi arkadaşlarının yardımıyla mümkün olmuş. Gazetecilerle birlikte çok sevdiği ve esinlendiği Kahire sokaklarını, kahvehanelerini dolaşıp yaşamının zorluklarını nasıl aştığını anlatmış. Nadine Gordimer, beyaz bir aileden gelmesine karşın Güney Afrika Cumhuriyetinde Apartheid yani siyahlara uygulanan ayrımcı acımasız politikaya karşı savaşmış; yazdıklarıyla ezilen kara Afrikalının sesi olmuş. Onunla birlikte hapis yattığı hücreyi gezmek gazetecileri çok etkilemiş.
Beyazların iktidarı yıkıldıktan sonra da ülkesinde kalıp demokrasinin gelişmesi için çalışmış. Söyleşiden kısa bir süre sonra kendisini
bağlayarak evini soyan hırsızların daktilosunu çalmadıklarına çok sevinip yazmaya devam etmiş. Ülkesinin petrol kaynaklarının sömürüsüne karşı çıkan, işbirlikçi hükümetleri korkusuzca eleştiren ve zaman zaman da solcu gerillalarla hükümet arasında arabuluculuk yaparak rehine kurtaran Nijeryalı yazar Wole Soyinka Nijeryanın Nelson Mandelası olarak anılıyor. Aldığı Nobel ödülüne karşın dağda küçük ve tüm konfordan uzak bir kulübede yaşayan yazarın alçakgönüllüğü gazetecileri şaşırtıyor.
Nazi toplama kamplarında sağ kalmayı başaran İmre Kertesz bu deneyimini romanlarına aktararak pekçok masum insanın öldüğü kıyımdan kurtulmanın yarattığı suçluluk duygusundan arınıyor.
İtalyanın mizah ustası, muhalif solcusu, eşi oyuncu, yazar Franca Rame’nin ”Nobeli sen aldın ama en çok sahnelenen eser benim” diye takıldığı Dario Fo, Tokyo metrosunda yaşanan şiddeti romanlaştıran Kenzaburo Oe, gittiği her ülkede ezeli göçmen Naipaul, gençliğinde Nazi partisine üye olduğu için derin pişmanlık duyan ama bunu açıklamaktan çekinmeyen Günter Grass, her yanda kitap ve gazete yığınlarıyla dolu evinde söyleşi yapılan Doris Lessing, Lizbon’un dimdik yokuşlarında gazetecileri nefes nefese bırakan ihtiyar delikanlı Saramago ve diğerleri.
Kim Manresa’nın olağanüstü siyah beyaz fotoğraşarıyla ve sevdiğimiz ünlü yazarların içten söyleşileriyle Nobelden De Öte bir başucu kitabı.