Rembrandt Harmensz Van Rijn

Rembrandt Harmensz van Rijn, kuşkusuz Hollanda’nın hatta 17. yüzyıl Avrupa’sının en önemli ressamlarındandır. ‘Işığın ressamı’ olarak tanımlanan sanatçı, yaşamı boyunca düzenli olarak ürettiği oto portreleriyle ve kendine özgü sanatsal teknikleri ve ışığı ustaca kullanması ile tanınmıştır.

Anatomi dersini betimleyen bu ünlü resim 1632 yılında yapılmıştı. Rembrandt o sıralar yirmi altı yaşındaydı. Amsterdam’a taşınalı bir yıl oluyordu. Daha önceleri, bu doğurgan kentte, iki yıl eğitim gördüğü Pieter Lastman’dan İtalyan ressam Caravaggio’nun tenebrismo (aydınlık ve karanlık alanların dramatik etkiyi artırmak amacıyla karşıtlık oluşturacak biçimde düzenlenmesi) tekniğini öğrenmiş; Amsterdamlı ustadan öğreneceğini öğrendikten sonra da, doğduğu kent Leiden’e geri dönmüştü. Orada, Oranje hanedanının hizmetinde bir devlet adamı ve büyük bir sanat tutkunu olan Constantijn Huygens’in dikkatini çekmiş; Huygens onu Amsterdamlı sanat taciri Uylenburgh’a salık vermişti.

Bu tablo, Rembrandt’ın Amsterdam’daki ilk önemli siparişlerinden biriydi. Bu tür siparişler 17. yüzyılda İspanyol egemenliğinden giderek kurtulan Felemenk burjuvalarının yeni âdetlerinden biriydi. Sri Lanka, Cava, Japonya, Brezilya’da ticaret kolonileri kuran; Batı Hindistan ve Doğu Hindistan kumpanyalarının faaliyetleri ile zenginliklerine zenginlik katan bu yeni burjuvalar kendilerini ölümsüzleştirmek amacıyla sanat yapıtlarında boy göstermek için yarış ediyorlardı. Ayrıca çeşitli dernekler, kuruluşlar ve topluluklar bir araya gelerek grup portreleri yaptırıyorlardı.

16 Ocak 1632’de, Amsterdam Et Pazarı’ndaki Lonca merkezinde yaklaşık 300 kişinin huzurunda yapılan otopsi işleminin beş ressam tarafından resmedildiği biliniyor. Ama bunlardan en bilineni Rembrandt’ın “Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi” dir. Resmin tam tarihi saptanabilmiştir, çünkü o yıllarda Amsterdam Cerrah Loncası, halka açık diseksiyonlara yılda bir kez izin veriyordu ve bunun için cesedin daha uzun dayandığı kış ayları seçiliyordu. Ayrıca diseksiyon yapılacak kişinin idamla hayatını kaybetmesi ve erkek olması gerekiyordu. Rembrandt’ın resminde gördüğümüz vücut da silahlı soygun suçundan asılan Aris Kindt’e aitti.

Cerrahlar Loncası üyelerinin bir anatomi incelemesi için toplandığı bir konferansı tasvir eden resimde, Dr. Tulp yanındakilerle birlikte kadavrayı incelemektedir. Figürlerden birinin elindeki kağıtta orada bulunanların adı yazılıdır. Resim, bu açıdan tarihsel bir belge niteliğindeydi. Rembrandt figürleri ilginç bir düzenleme içinde sunarak, örneğin bu resimdeki piramidal şekilde olduğu gibi, doğal bir görünüm sağlamayı başarıyordu. Tablonun başkişisi, tıp tarihinin önemli adlarından biri olan Felemenk doktoru Nicolaes Tulp’tu. O sırada 39 yaşında olan Dr. Tulp Cerrahlar Loncası üyesiydi ve Amsterdam’da hilkat garibeleri üzerinde tıbbi araştırmalar yapıyordu. Daha sonraları yanlışlıkla İsviçreli hekim Gaspard Bauhin’e atfedilse de kalınbağırsak ve incebağırsak arasındaki kapakçığı o tanımlamıştı. Dr. Tulp’un arkasındaki figürün elinde güçlükle sezildiği üzere, 16. yüzyılın büyük tıp adamı Andreas Vesalius’un tıp kitabı bulunmaktadır.

Resmin gerçek bir anatomi dersi olmadığı açıktır.Ne karın ne göğüs bölgesi açılmamıştır. Sadece kolu dirsekle bilek arasındaki bölümü kesilmiştir. Çünkü resim ısmarlamadır, karın açılırsa organlar çabuk çürüyeceğinden istenilen resim bitirilemeyebilinir. Dr.Tulp, sağ elindeki forsepsle kasın bir bölümünü kaldırmaktadır. Bu tuttuğu yapılar flexor digitorum superfacialis’tir. Niye bir işaret sopasıyla göstermemiştir, forsepsle kaldırmıştır? Bu sorunun cevabı Dr.Tulp’un sol elindedir. Tuttuğu yapılar sol elin hareket şeklini vermektedir. Öndeki iki kişi yani hekimlerden soldaki büyük bir dikkatle kadavranın ön koluna bakarken sağdaki ise gözlerini Dr.Tulp’un sol eline dikmiştir (4).

Resim yalnızca bir grup portresi değildir. Ancak ağır bir günah işlemiş kimselerin cesetlerinin kesilebileceğine inanılan Ortaçağ’ da yapılan ve günahkârların ölümünden sonra cezalandırılışlarını konu alan momento mori türünün de çağdaş bir örneğidir. Aynı zamanda bilimin bilgisizlik ve kör inanç karşısında kazandığı zaferi de temsil etmektedir.
Resimde yumuşak ve ton geçişleriyle oluşturulmuş sıcak bir ortam hissedilir. Kadavranın bedeninden yayılan çiğ ışık rengi dikkat çekicidir. Nietzsche bu resim için “insanlar ışığın çevresinde toplaşırlar, daha iyi görmek için değil, daha iyi parıldamak için” diyecektir.

“Rembrandt’ın Anatomi Dersi adlı eserini gördün mü” diye sorar bir mektubunda Vincent Van Gogh kardeşi Theo’ya. Ve devam eder: “…. Tenin tonlarını hatırlıyor musun? Toprak, çırılçıplak toprak, özellikle de ayaklar… Bir de yer yer aslında bütünüyle giysinin tonuyla yüzün tonu arasında bir kontrast var…” Van Gogh’un resimde dikkatini çeken sadece renkler ve kontrast duygusu olmuştur ama söz konusu resim tıp tarihi açısından eşsiz bir hazinedir.

Rembrandt’ın anatomi bilgisi tartışılamaz.Ressamın iki resimde bunu daha iyi anlayabiliriz.

Bathsheba 1654, Louvre, Paris
Bathsheba 1654, Louvre, Paris

 

Banyosunda Batşeba, Rembrandt’ın 1654 yılında yaptığı yağlıboya tablosudur. Rembrandt, bu eserinde, İncil’de geçen bir olayı betimledi. Bu olayda evinin çatısında dolaşmakta olan Davud, ordusunun generallerinden Uriya’nın karısı Batşeba’yı bahçesinde banyo yaparken görür..Aniden kadını arzulayan Davud ona bir mektup gönderir. Sonrasın da Batşeba’yı hamile bırakır. Günahı bununla kalmayan Davud, Uriya’nın kanlı bir savaşta ön saflarda yer alması emrini verir. Davud’un umduğu gibi Uriya savaşta ölür. Onun ölümünden sonra Davud, Batşeba’yı karısı yapar. Batşeba’nın Davud’dan olan çocuğu doğumundan birkaç gün sonra ölür. Hıristiyanlıkta bu ölümün Davud’a verilmiş bir ceza olduğuna inanılır.

Rembrandt, tablosunda, David’i ve onun kadına karşı olan arzusunu betimlememeyi tercih etti. Sadece Betşeba’yı banyo yaparken çizdi. Kadını hep bir kurban hem de bir günahkar olarak gösterdi. Düşünceli görünen kadın elinde bir mektup tutmaktadır ve takıları haricinde çıplaktır. Bu mektup Davud’un onu odasına gelmesi için yolladığı mektuptur ve ressam Betşeba’nın mektuba olan tepkisine odaklanmıştır. Kadın, kaderine razı olmuş gibi görünmektedir.

Eserde poz veren model aynı zamanda ressamın sevgilisi olan Hendrickje Stoffels’tir. Çok genç yaşında ölen Stoffels’in tabloda sol göğsündeki gölge ölüm sebebinin göğüs kanseri olabileceği şüphesini doğurur.Bu da bize ressamın insan vücudu konusunda ki ince dikkatini gösterir.Ayrıca yine aynı modeli kullanarak yaptığı ”Yıkanan Kadın” adlı eseri ilgi çekicidir. Günümüz kadınlarının da estetik dertlerinden olan selülit, Rembrant’ın tuvaline yansımıştır. Ama bu şairimiz Can Yücel’in dizelerinde ne de güzel dile gelmiştir.

Derede Yıkanan Kadın, 1655  Londra
Derede Yıkanan Kadın, 1655 Londra

RAMBRANDT’IN RESMİ ÜZRE

Karanlıklar arasından bir ışın
Bir kadın vücuduna vuruyor
Aşağıdan yukarıya
Yıkanmak üzre
Geceliğini kaldırmış
Bacakları bütün kadınların
bacaklarından
Ama o ezele kalacak
O bir ışın yüzünden
Aydınlatan yaşamımızı
Aydınlatan yalnızlığımızı
Bir tek ışın
yaşasın.
Can YÜCEL

 

Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler