Doğunun Parisi: Bükreş
Daha çok bilinen eski adıyla Otopeni yenisiyle Henri Coanda hava alanına indiğinizde eğer elinizde Romen lei yoksa alan- daki exchange ofisten çok fazla para bozdurmayın hem yüzde 10 dan fazla komisyon alıyor hem de şehre gitmek için ihti- yacınız olan miktar sadece 9 lei, üstelik bu fiyata alana dönüş ücreti de dahil.
Yıllar önce gittiğimde ufacık bir hava alanı olan Otopeniyi yenileyip büyüttükten sonra adını da değiştirmeleri Henri Marie Coanda nın isminin de bir çok kişi tarafından bilimesine sebep ol- muş. 1886 yılında Bükreş’de doğan mucit 1910 yılında ilk jet motorlu uçağı üreterek dünya ha- vacılık tarihinin öncüleri arasında yer almış.
Para bozdurma işini hallettikten sonra otobüs ta- belalarını takip edin, 783 numaralı otobüs her 20 dakikada bir hareket ediyor bilet gişesi hemen du- rağın yanında. 8.60 lei ile 2 bilet içeren kartı alı- yorsunuz 1.6 lei kart bendeli bu fiyatın içinde. 1 lei yaklaşık 75 kuruşa denk geldiğinden ne kadar ucuz bir ülke burası diye düşünmeyin hemen he- men fiyatlar aynı. 16 km lik yol trafik durumuna göre 45 dk ile 1 saat arasında değişiyor. Son durak Piata Unirii. Eğer taksiye binmeyi tercih ederseniz km başına 1.39 ila 2 lei arasında ücret alan fark- lı firmalar var, iyi tarafı ücret tarifesinin taksilerin üstünde yazması. Elbette taksimetreyi açtırma ko- nusunda ısrarcı olmak şart.
Şehrin en hareketli bölümü Old City, Piata Univer- sitatii ile Piata Unirii arasında kalan yaklaşık 5-6 km karelik alan Bükreş’in kalbinin attığı yer. Bu bölge dışında kentte pek canlılık yok. O yüzden kalacak yeri bu bölgeden seçmekte fayda var.
Yemek konusunda sorun yaşamayacağınız bir şe- hir Bükreş. Sabah kahvaltısı için her köşe başında karşınıza çıkan fırınlarda bir çok alternatif mevcut. Bagel benzeri simitleri çok lezzetli mutlaka dene- yin. Öğle ve akşam için yerel restoranlara en az bir kez uğrayın çok çeşitli çorbaları var. Osmanlının etkisi midir bilinmez ama biber dolma, lahana sar- ma baklava mutfaklarında önemli bir yere sahip. Yöresel yemekleri bulabileceğiniz Caru cu Bere oldukça popüler özellikle akşamları rezervasyon- suz yer bulmak mümkün değil. Ancak 13.00-18.00 arası pek sorun olmuyor. Ayrıca bu saatlerde su- nulan set menülerden tercih yaparak daha eko- nomik seçenklerden de yararlanılabilir.
Meşhur köfteleri mici oldukça lezzetli ayrıca sosis çeşitleri ve ızgara etler harika. Old city de Xclusive Grill and Crepes de Beer Mix i mutlaka deneyin.
Karnınız doyduysa biraz yürümekte fayda var. Ro- manya deyince hemen herkesin aklına ilk gelen elbette Kont Drakula. Yaratıcısı Bram Stoker İngiliz gezgin Emily Gerard tarafından yazılan ‘’Orma- nın Ötesindeki Topraklar’’ isimli gezi kitabından esinlenerek yazdığı kitabın adının “Kont Wampyr” olmasını ve Avusturya’nın Steirmark bölgesinde geçmesini planlamış. Ancak Gerard ın Transilvan- ya ve Vlad Tepes ( bizde bilinen adıyla Kazıklı Voy- voda ) ile ilgili yazdıklarını okuyunca hikayenin Romanya da geçmesine karar vermiş. Günümüz- de her ne kadar aslı olmasa da Braşov da bir şato Drakula nın yaşadığı mekan olarak ziyarete açıktır.
Madem öyle ilk önce Kazıklı Voyvoda ile başlamak- ta fayda var. Old City sınırları içinde Vlad Tepes in
15. yy da yaptırdığı Curtea Veche yani eski soylu mahkemesi ziyarete açık. Dönemin ileri gelenle- rinin yargılanıp altındaki zindanlarda mahkum edildiği tarihi yapının hemen yanında da Curtea Veche kilisesi var. Kilise genelde vaftiz törenleri için kullanılmakta, eğer hafta sonu giderseniz bir tanesine rast gelmemeniz kaçınılmaz.
Biraz da Drakula yani Kazıklı Voyvodanın gerçek hikayesine değinelim; 1456 yılında Osmanlıla- ra esir düşen Vlad Tepes sonraki yıllarda sarayda yükselip ülkesi Eflak beyliğinin valisi olarak atan- mayı başarmış. Önceleri Osmanlılara vergisini düzenli ödemeye devam etse de sonraki yıllarda Avrupa ittifakına katılıp Osmanlı’ya baş kaldırmış ve tutsak ettiği askerleri türlü işkencelerle öldür- müş. Ona adını da veren en tanınmış işkencesi kazığa oturtma imiş. Kazık makattan sokulup sırt kısmından çıkarılırken hayati organları çok fazla zarar görmediği için hemen ölmeyen zavallı, ka- zığın ucunda bir gün içerisinde kan kaybı, açlık veya susuzluktan acılar içinde ölürmüş ( İvo And- riç in Drina Köprüsü romanını okursanız orada bu işkence tüm detayına kadar tasvir edilmiştir).
Yaklaşık 40 bin Osmanlı askerini kazıklara geçirip şehir girişleri ve ordu güzargahında sergileyerek kendisini ele geçirmeye çalışanlara korku sal- sa da tüm yaptıklarından sonra yakalan III. Vlad Osmanlı tarafından başı kesilerek idam edilmiş. Hikayeye göre Voyvoda öğrendiği kara büyü ve simya teknikleri sayesinde ölümden kurtularak vampire dönüşmüş ve 400 yıl hayatta kalmayı ba- şarmış.
Çoğunluğu ortodoks olan romenlerin kilise ayin- lerine denk gelirseniz mutlaka girip izleyin daha önce pek karşılaşmadığım tekrarlayan secdeye varmalar, haç çıkarmalarla karışan ilginç rituelleri var. 1722 de yapılmış Kretzulescu Kilisesi ve Patri- arhala Katedralini görmek için zaman yaratın.
Şehrin adeta simgesi olmuş yapılmasına sebep Çavuşeskunun da dramatik sonununu hazırlayan Parlamento Sarayını uzaktan da olsa görün, bana sorarsanız çirkinlik abidesi olma ötesi özelliği yok ama dönünce soranlara görmedim demezsiniz. Devasa boyutuyla Unirii meydanından bakınca Unirii bulvarının sonunda göreceğiniz bina yak- laştıkça haşmetini hissettiriyor. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre, dünyanın en büyük,en ağır ve en pahalı sivil yönetim binası olan yapının inşası için Çavuşeskunun ülkenin 10 yıllık bütçesini harca- dığı da iddia ediliyor. 6 yılda tamamlanan binada
1100 oda mevcutmuş. En acısı ise Sarayın yapımı için, 19 Ortadoks, 3 Protestan Kilisesi (8 kilise de başka yere taşınmış), 6 Sinagog ve 30,000 eski ev yıkılarak Bükreş’in tarihi dokusu tahrip edilmiş.
Bükreş’de geniş caddeler olsa da iş çıkışı saatlerin- de ciddi bir trafik oluyor hafta sonu boşalan kentte cuma gecesi epey hareketliyken hafta sonununu şehir dışında geçirmeyi seven Romenler nedeniy- le cumartesileri ortalık sadece turistlere kalıyor.
Kentin içinde bulunan bir çok parktan ikisini gör- mekte fayda var. Bunların en büyügü Parcul He- rastrau ya gitmek için metroda mavi hattı kullanıp Aviatorilor istasyonunda inmelisiniz. Biletler 2 li 5 lei 10 lu 20 lei. Gradina Çişmigiu (çeşmeci parkı) ise parlamento sarayının kuzeyinde Parcul Izvor un yanında.
Bükreş için doğunun Parisi dendiğini muhteme- len duymuşsunuzdur, İşte bunun sebebi 1. dünya şavaşında ölenleri onurlandırmak için 1922 de ah- şaptan yapılan, 1935 de betona dönüştürülen Arcul de Triumf. Yapı Pariste bulunan Arc de Triomphe un birebir kopyası. Aviatorilor istasyonunun 300 metre batısında ki yapı biz gittiğimizde maalesef onarım görüyordu.
Ulusal Müze, jeoloji Müzesi, Doğal tarih ve He- rastrau parkı içindeki köy müzesi meraklıları için değerlendirilebilir.
Ancak Teatrul Odeon önünde ki Atatürk büstü ile fotoğraf çektirmeden sakın dönmeyin. Bölge- deki Türk işletmeciler tarafından yaptırılan büs- tün çevresinde her zaman Türklerle karşılaşmak mümkün.
Sonuç olarak Bükreş geniş caddeleri, yeşil parkları, çoğunluğu eski şehirdeki tarihi binalarıyla ilgi çe- kici. Ancak sadece merkezde zaman geçirecekse- niz 2 tam günün yettiği bir kent. THY, Pegasus ve Tarom un direk uçuşları ile İstanbul’dan 50 dk da Otopeni’desiniz.