Page 61 - Hekimce Bakış 95. Sayı
P. 61

1996, 16 Nisan…                                         yığılıp kaldı bir kenarda.

        Odamda otururken kapı açıldı, ebe hanım sesleniyor:     -Anladım  ebe  hanım  anladım!  Cut-down  setini  hazırlasınlar
                                                                ameliyathanede, geliyorum ben de.
        -Doktor bey sancılı bir gebe geldi, bir de siz bakar mısınız?
                                                                Neyse  ki  bir  şekilde  damara  giriyorum.  Gulliver  abladan  çıt
        -Tabii, hazırladınız mı masaya?                         çıkmıyor  işlem  boyunca.  Metanetli  kadın  doğrusu!  Bundan
                                                                sonra olabilecekler hakkında aileyi bilgilendirmek için kocasını
        -Valla elimizden geldiği kadar hazırladık. Ama sizin istediğiniz   çağırttım.  Beş  on  dakika  sonra  kapı  çalınıyor.  Gulliver’in
        gibi olmadı sanırım.                                    kocasını hayalimde minik bir gök taşı falan gibi canlandırdığım
                                                                için  karşımdaki  insan  evladı  beni  o  anda  Dumurbeyoğlu
        -Nasıl ya? Yine mi bozuldu masanın ayaklıkları?         Dumurcan  Efe’ye  dönüştürüyor.  Akondroplazinin  sınırından
                                                                dönen abimiz yaklaşık 145 cm boyunda, 45 kg, kumral seyrek
        -Yok  hocam,  hasta  masadan  taştığı  için  denk  getiremedik   saçlı, yüzündeki sinsi tebessümle her an cüzdanınıza dalacak
        bacaklarını.                                            izlenimi veren, ince bıyıklı biri. “Oturun lütfen!”  diyebiliyorum.

        -Hasta obez mi demek istiyorsun yani?                   Sandalyeye oturduğunda bacakları yaramaz bir ilkokul çocuğu
                                                                gibi boşlukta sallanmaya başlıyor. Birdenbire deli bir kahkaha
        -Ben bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Siz gelip kendi   gelip  takılıyor  gırtlağıma  ama  çıkarmamak  için  direniyorum.
        gözlerinizle görseniz iyi olur.                         Hayalimde  hep  bebeğin  oluşum  öyküsünün  ilk  kareleri  var.
                                                                Adamı  takdir  etmeye  karar  vererek  durumu  anlatıp,  doğum
        Öfleye  pöfleye  doğumhaneye  girdim.  Hiç  abartmıyorum;   sırasında gelişebilecek olumsuzlukları hızla aktarıyorum.
        gördüğüm  manzara  aynen  şu:  Masa  ve  kadını  birbirlerine
        oranlayacak  olursak;  doğum  masasını  Barbie’nin  doğum   Adam  konuşmaya  başlayınca  her  şey  aydınlanıyor.  Doğada
        setindeki doğum masası kabul ettiğimizde, gebemiz kanlı canlı   her canlının üremek için bir silahı var gerçekten de. Abimizde
        bir ilkokul çocuğu kıvamında sayılır, oran aşağı yukarı böyle.   öyle bir ses var ki, yap ihtilâli, koy bunu radyonun başına, okut
        Hastanın perine bölgesini görebilmem için iki ebenin yanlardan   Çanakkale  kahramanlık  türkülerini,  bayrağı  eline  alan  ahali
        bacakları  ayırması  lazım.  Tabureye  oturunca  Gulliver  ve   çarşıyı  pazarı  doldurmazsa  hiç  bir  şey  bilmiyorum.  Yahu  ne
        cüceler ülkesi masalını bedavadan izlemiş oluyorsunuz. Kadın   davudi ses o öyle! Bacak kadar adam Gulliver yengeyi böyle
        sorularıma bulutların üzerinden yanıt veriyor gibi, kafasını o   aşık etmiş kendine demek ki.
        seviyeden görmek olanaksız yani, o derece. Ultrasona en son
        dört  ay  önce  girmiş.  Bebeği  incelemek  için  USG  yapmaya   “Ona bir şey olmaz evvelallah hocam, sen gerekeni yap. Gerisi
        çalıştım. Fakat probu karnına bastırınca prob, ellerim ve bileğim   Allah’a kalmış. Biz seni tanıyoruz. Elinden gelenin en iyisini
        yağların  arasında  kayboldu.  Görüntü  Hubble  teleskopuyla   yapacaksın biliyoruz. Bizi sevk edip de büyük şehirde hastane
        yapılan ilk uzay gözleminde elde edilen ne idüğü belirsiz bozuk   hastane  dolaştırıp  rezil  etme.  Benim  hanım  ağırdır  mağırdır
        görüntülerle bire bir aynı kalitedeydi. Zavallı probun kristali ne   ama  gayretli  kadındır.  Evvelallah  ikisi  de  sağlıklı  bir  şekilde
        yapacağını şaşırmıştı. Kara delikten canlı yayın yapsa bu kadar   çıkarlar buradan sayende inşallah!” diye gürlüyor.
        zorlanmayacak  alet.  Bebeğin  kafa  çapını  ölçtüğüme  kendimi
        inandırdım sonunda.                                     Gök gürlemesi bitince bana bir rahatlama geliyor. Gerçekten de
                                                                Gulliver abla üç saat içinde gayet rahat doğuruyor. Ertesi sabah
        Bu  dev  anaları  çok  sempatik  olurlar.  Tatlı  tatlı  gülümsüyor   kocasının getirdiği köy ekmeği ve on yumurtayı teşekkürlerle
        yattığı yerden. Hansel ve Gretel öyküsünde birlikte rol almışız   kabul edip taburcu ediyoruz dev anamızı. Gulliver abla giderken
        sanıyorum bir anlığına. Birazdan fırında nasıl pişirecek beni   elime  sarılıp  öpmeye  çalışıyor,  engelliyorum.  Az  daha  asılsa
        acaba? Ebe hanım yüzümdeki ifadeye bakıp bakıp bıyık altından   omzumu çıkaracak.
        -gerçekten  bıyıklı  bir  ablaydı  o  da  sağ  olsun-  gülümsüyor.
        “Doğum  başlamış  ebe  hanım.  Hastamızın  yatış  işlemlerini   Eskiden  tevekkül  diye  bir  şey  vardı.  Hastalarda  da  bizde  de.
        başlatalım” deyip odaya kaçıyorum. Birazdan aynı ebe hanım   Güzel zamanlarmış. Şimdi anlıyorum.
        yeniden geliyor:
                                                                Defteri kapatıp çekmeceye yerleştirdi. Meslekte yirminci
        -Doktor bey damar yolu bulmak için epey sondaj yaptık ama   yılı dolmak üzereydi. Ülkenin geldiği noktayla hekimliğin
        damara rastlayamadık. Ne önerirsiniz?                   geldiği  nokta  at  başı  yarışıyordu.  Önlüğünü  giydi,  yan
                                                                odada yatan genç annenin son durumunu kontrol
        -Anestezicileri arayın bakalım. Gelip bir de onlar baksınlar  etmek için odayı terk etti. Polikliniklerden yükselen
                                                                memnuniyetsiz uğultuyu duymadı bile.
        -Onlar da çok uğraştı. En son Songül abla fenalık geçirerek

                                                                                                    Hekimce Bakış  61
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66