Page 60 - Hekimce Bakış 95. Sayı
P. 60

iÇiMiZE BAKIŞ


















        dr. ÖmEr lEVENT SoYdİNÇ             leventsoydin@yahoo.ca

                                                                                              www.hekimcebakis.org








        GEÇmİŞ zamaN olur Kİ




        HaYalİ CİHaN dEğEr





        Gecenin bir yarısında çağırmışlardı. Sabaha kadar süren   lemeyeceği bir neşeyle oradan oraya koşuşturan tombul
        ameliyat onu tüketmişti. Dağ köylerinden birinden getir-  çırağı Zeynel, tepsideki tost ve çayla içeri girdi. “Fuat abi,
        mişlerdi genç kadını. Dokuz ay boyunca hiç doktor yüzü   simit bitmiş. Ben de tost basıverdim sana. İyi etmiş mi-
        görmemiş. Kanaması başlayınca traktör tepesinde, üç sa-  yim, ehehe!” İtiraz etmesine fırsat vermeden tepsidekileri
        atlik yoldan gelmişler. “Plasenta biraz daha aşağıda olsaydı   masaya bırakıverdi. Tam çıkarken,”Haa, az daha unutuyor-
        bebek de anne de şimdi hayatta olmazdı” diye düşündü.   dum! Müdür muavini elime tutuşturuverdi bu zarfı. Sana
        Yan odadan bebeğin ağlamasını işitti. “Saat 04:30 ve ben,   mektup gelmiş ellaam!” Elinde sarı bir zarf tutuyordu.
        Dr. Fuat, bebek sesinden mutluluk duyuyorum öyle mi?     Bu kaçıncı sarı zarf? Fuat zarfın içinde yazılanları hiç mi hiç
        “Üç sene önce doğan kendi çocuğunun gece yarılarında    merak etmiyordu. Yine biri onun hakkında kaymakamlığa
        tutturduğu viyaklamalara tahammül edemeyişini anımsa-   şikâyette bulunmuş olmalıydı. Telaşlanmadan kahvaltısı-
        yıp utandı.                                             nı bitirdi. Yan odadaki bebek hala ağlıyordu. Acemi anne
                                                                emzirmeye çalışıyor olmalı ki, bebek ara sıra susuyor, son-
        Sızıp kaldığı divanda edepsiz kuş sesleriyle uyandı. Has-
        tane bahçesinin o bildik gürültüsü başlamıştı. Polikliniğe   ra daha şiddetli bağırıyordu. İşi bitince zarfı fare leşi tutar
                                                                gibi iğrenerek alıp açtı. “Bilmem ne tarihinde bilmem ki-
        uzanan koridorda sohbet eden sabırsız amcalarla, bütün   min muayenesini yaparken eşi odaya girince yüksek sesle
        iltimas kapılarının kendilerine açılmasını hak bilen teyze-  bağırarak odadan çıkmasını istemişsiniz. Eşinin yanında
        lerin kinaye yüklü serzenişleri pencereden girip kulaklarını   gururunu incittiğinizi, bu yüzden eşiyle aralarında evlilik
        tırmalıyordu. Kantini arayıp simitle çay söyledi. Yüzünü yı-  bağının zedelendiğini ifade eden bilmem kim efendi sizin
        karken fark etti. Saçları daha seyrekleşmiş, sakallarına tek   hakkınızda şikayette bulunmakla… En kısa sürede savun-
        tük kar taneleri yerleşmişti. Yüzündeki incelmeyi yorgun-  manızı bilmem ne, bilmem ne…” Zarfı buruşturup minik
        luğuna verdi. Giderek babasına benziyordu, yaşlı babası-  bir top yaptı. Kapı girişindeki çöp sepetine fırlattı. Tam isa-
        na.                                                     bet! Meslek anılarını yazdığı defteri çekmeceden çıkardı.
        Kantincinin ablak suratlı, sorsan nedenini kendisinin de bi-  Gelişigüzel bir sayfa açtı.





        60 Hekimce Bakış
   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65