Page 7 - Hekimce Bakış Dergisi 96. Sayı
P. 7

sadece çalışabilmekti. Çok istememe rağmen bunu
                                                                asla başaramıyorum. Bu gece de öyle oldu. Tam
                                                                çalışmaya başlamıştım ki kızımın mırıltıları geldi. Biraz
                                                                sonra susacağını düşünerek çalışmaya devam ettim.
                                                                Lakin susacak gibi görünmüyordu üstelik kardeşini de
                                                                uyandırmıştı. Yanlarına gidip, kızımı kucağıma aldım. Ter
                                                                içindeydi. Hemen üstünü değiştirdim. Neyse ki oğlum
                                                                şimdilik yaygaradan vazgeçti. Kızımı uyutmak epey
                                                                zamanımı almış olsa da çalışmama geri döndüm. Çok
                                                                geçmeden varoluşun büyüsü uyku, kendi gönencine
                                                                buladı beni…
        …Anne olmak çok zormuş. Hele bir de üçüzleriniz
        varsa. Üstleri, başları, altları derken akşam oluveriyor.   Bu sene fizik ödülünü kocama layık gördüler. Dilerim
        Akşam olduğunda gün boyu hiç oturmadığım halde          ben de onun gibi başarılı olabilirim. Bunu en çok küçük
        birçok işin beni beklediğini görerek şaşırıyorum. Ertesi   kızlarım için istiyorum çünkü büyükbabam maalesef
        gün sil baştan aynı koşturmaca.  Lakin bir bakışları, bir   hayatta değil…
        gülüşleri var ki bütün zorlukları unutturuyor. Ne uykusuz
        geceler, ne geçmeyen yorgunluklar. Hiç bir şeyin önemi
        kalmıyor. Çiçek açmış cennet ağaçlarına dönüyorum.
        Şakrak kuşlarının dallarında neşeyle uçuştuğu… korunaklı
        gölgesinde mutlulukla büyüdükleri…

        …Bugün kızımın ateşi var, oğlum ise dünden beri yemek
        yemiyor. Ateşini düşür, yemeklerini yedir, uyut, kaldır.
        Bütün gün hiç mi hiç oturmadım. Kocamsa sadece bizim
        hayatımızı seyrediyor. Varsa yoksa bilimsel çalışmaları.
        Neredeyse bütün gününü üniversitede geçiriyor. Gece
        olunca kapanıyor odasına, sabahlara kadar çıkmıyor.
        Ahraz bir adam var artık bizimle yaşayan. Bu akşam da
        aynısını yaptı. Bu adam tam bir ahmak…

        …Çocukları yatırır yatırmaz soluğu kitaplarımın
        başında alıyorum. Biliyorum ki başarı, ondan asla       Dışarıda çokça düşsel, ılgın bir bahar… Mutfak camı açık,
        vazgeçmeyenlerindir. Tıpkı yaşlılıktan avı tutamayacak   içeriye yaseminlerin mistik  kokuları doluyor. Bense
        hale gelen gagaları  nedeniyle ölmek üzereyken,  onları
        kayalara vura vura söküp çıkartan ve bedenlerinden      yine masamda, bu sak gecelerde yılmadan çalışıyorum.
        yeniden doğan kartallar gibi…                           Günler süren uğraşlarımdan sonra oluşturduğum
                                                                teoremimi nihayet profesöre gönderebildim. Cevap
                                                                yazısında bir hata yapmış olduğumu, gözden geçirip
        …Dışarıda serpinti bir yağmur... Saklı ay çok ötelerde…
        Bense tahta masamın üzerinde daha önce defalarca        tekrar kendisine göndermemi istedi. Her şeye rağmen
        baktığım, bir türlü ilerleyemediğim teoremimi           öyle mutluyum ki…
        düşünüyorum. Bu akşam dünyadan tek isteğim
                                                                Bugün ebe kadına gittim. Yeniden hamile olduğumu
                                                                söyledi. Şaşkınlıktan dona kalmışım. Sırası mıydı şimdi
                                                                bunun? Tam da hocamın istediği düzeltmeleri yapıp
                                                                gönderecekken! Bana, istersem çocuğu aldırabileceğimi
                                                                ancak buna kalkışan pek çok kadının hayatını
                                                                kaybettiğini, bu yüzden çok iyi düşünmem gerektiğini
                                                                söyledi. Şunu biliyorum ki cennet ağaçları ölürse
                                                                cennete gider. Ya şakrak kuşları? Onlar aç kalır, yuvasız
                                                                kalır…

                                                                - Neden gelmedin? Seni bekledik. Gelmeyince
                                                                biz yedik. Büyükannenin defteri değil mi o?
                                                                Teyzen mi verdi onu?
                                                                                                    Hekimce Bakış  7
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12