Kentte Yaşam: Kırdan Kente, Kentten Metakent’e
Geçmişin aksine günümüzde dünya nüfusunun çoğu kentlerde yaşıyor ve kentte yaşam eğilimi devam ediyor. Toplumun %5’inin kentlerde yaşadığı 19. yüzyıl başlarından günümüze büyük değişim yaşandı. Kentte yaşam oranı1950, 2000 ve 2018 yıllarında sırasıyla %30, %49 ve %55’e ulaşırken 2050 yılında %68 olması bekleniyor1,2.
1930’ların sonuna kadar nüfusu 10 milyonu aşan kentler için kullandığımız “megakent” tanımı henüz yapılmamıştı. Dünyada ilk olarak New York, 1940’larda “megakent” haline dönüştü3.1950 yılına gelindiğinde Tokyo’nun da eklenmesi ile dünyada megakent sayısı ikiye ulaştı. Kentlerde nüfus artışı devam etti ve nüfusu 20 milyonu aşan kentler için yeni bir tanımlamaya gereksinim doğdu. Yerkürede 2016 yılında nüfusu 20 milyonu aşan 8 “metakent” (Tokyo, Delhi, Shangai, Mumbai, Sao Paulo, Beijing, Mexico City, Osaka) bulunuyordu. 2030 yılında metakent sayısının Dhaka, Karachi, Cairo, Lagos’un eklenmesi ve Osaka’nın çıkması ile 11’e erişmesi bekleniyor.
Günümüzün en kalabalık kenti olan Tokyo, 37 milyon nüfusu ile çok sayıda ülke nüfusunu aşmış durumdadır1. Kısa bir süre sonra nüfusa dayalı yeni bir kent tanımına gereksinim doğacak gibi görünüyor.
Dünyada 2007 yılında 3,29 milyar kişi kentte 3,38 milyar kişi kırsalda yaşarken 2025 yılında sırasıyla bu sayıların 4,58 milyar ve 3,43 milyar olması bekleniyor. Önümüzdeki yıllarda kentsel nüfus artışının çoğu, az gelişmiş bölgelerde ve özellikle Asya kentlerinde yoğunlaşacak4. Bu durum gittikçe artan sayıda insanın yaşadığı, ekonomik, kültürel ve toplumsal değişimin odağı olan kentlere ve kentlerin insan sağlığı üzerine olan etkilerine odaklanmamızı ve süreci doğru değerlendirmemizi zorunlu kılıyor.
Grafik 1. Gelir düzeyine göre kentte yaşam yüzdesi 1950-2050 (Kaynak: (United Nations, 2019)
Ülkelerin gelir düzeyi arttıkça kentte yaşam oranı artmaktadır. Gelir düzeyi ile kentte yaşam arasındaki pozitif ilişki Grafik1’de görülmektedir. Benzer ilişki ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile de vardır. Gelişmişlik düzeyi arttıkça kentte yaşayan nüfusun oranı artar (Grafik 2).
Günümüzde kentte yaşam oranı Kuzey Amerika ve Avrupa’da en yüksek düzeydedir. Kentli nüfus oranı en gelişmiş bölgelerde %78,7 ve en az gelişmiş bölgelerde %33,6’dır1. Gelecekte kentte yaşamın, günümüz gelişmekte olan ülkelerinde daha fazla olmasının beklendiğini belirtmiştik (Grafik 3). Bu noktada kentleşme hızının kentler için tehdit oluşturacak düzeye ulaşma potansiyelinin göz ardı edilmemesi gerekir. Londra nüfusu 1 milyardan 8 milyara 130 yılda ulaşırken benzer artış Bangog’da 45, Dhaka’da 37 ve Seoul’de 25 yılda gerçekleşti3,5. Bu süreç iyi yönetilmeye ihtiyaç duymaktadır.
Grafik 2. Gelişmişlik düzeyine göre kentte yaşam yüzdesi 1950-2050 (Kaynak: (United Nations, 2019)
Kentleşme ile artan nüfus ve yanı sıra değişen nüfus ve toplum yapı kentlerdeki sorunları çeşitlendirmektedir. Kentleşme; ekonomi ile endüstri, tarım, teknoloji ve hizmet sektörüyle yakından ilişkilidir. Artan nüfusa koşut olarak önemli sağlık risklerini barındıran gecekondulaşma da artmaktadır. Günümüzde kalabalık yaşamın olduğu gecekondularda bir milyar kişinin yaşadığı ve bu sayının 2030 yılında çoğu Asya ve Afrika’da olmak üzere iki milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Hızlı göç, kalabalık ve kötü koşullardaki gecekondularda barınma, temiz suya, sağlık hizmetine erişim sorunları başta enfeksiyonlar olmak üzere birçok sağlık sorunu için risk oluşturur.
Grafik 3. Gelişmişlik düzeyine göre kentleşme hızı (%) 1950-2050 (Kaynak: (United Nations, 2019)
Kentleşme başarılı biçimde yönetilemediğinde konut, ulaşım, enerji, istihdam, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi temel hizmetlerde sorunların oluşmasına, sağlık sorunlarının çeşitlenmesi ve yaygınlaşmasına neden olacaktır. Bu nedenle doğru kent politikalarının oluşturulması ve uygulanması toplum sağlığı için kaçınılmazdır. Kent politikaları; ayrışmayı önleyen, hiç kimseyi dışlamayan, dezavantajlı gruplara hizmeti önceleyen, eşitlikçi ve adil politikalar üzerine kurulmalıdır.
Kaynakça
- United Nations. (2019). World Urbanization Prospects: The 2018 Revision. Department of Economic and Social Affairs, Population Division. New York: United Nations. https://doi.org/10.4054/demres.2005.12.9
- Vojnovic, I., Pearson, A., Asiki, G., DeVerteuil, G., & Allen, A. (2019). Handbook of Global Urban Health. Handbook of global urban health. New York: Routledge. https://doi.org/10.1017/CBO9781107415324.004
- Galea, S., & Vlahov, D. (2005). Handbook of urban health: populations, methods, and practice. New York: Springer Science.
- Kramer, A., Khan, M., & Kraas, F. (2011). Health in Megacities and Urban Areas. Health in Megacities and Urban Areas. New York: Springer-Verlag Berlin Heidelberg. https://doi.org/10.1007/978-3-7908-2733-0
- World Health Organization, The WHO Centre for Health Development, Kobe, and U. N. H. S. P. (2010). Hidden cities: Unmasking and Overcoming Health Inequities in Urban Settings. Evolutionary Ecology. Switzerland. https://doi.org/10.1373/clinchem.2011.163634