Termik Santrallerin Sağlığa Etkisi

Enerjinin stratejik önemi ve kar maksimizasyonu, “her şeyin fiyatının bilindiği ancak neredeyse hiçbir şeyin değerinin bilinmediği” bu çağda; küresel kapitalizmin kar hırsı dinmeyen oyuncularını –elbette halk sağlığını tehdit etmesine aldırmadan- çevre ülkelerde termik santral kurmaya yöneltmektedir.

Elbette enerji çok önemli bir gereksinimdir. Ancak verimli kullanımını ve “yenilenebilir” kaynaklarını yok sayarak, daha fazla enerji üretmek için termik ve nükleer santraller de içinde olmak üzere her türlü girişimin ön plana çıkartılması doğru değildir. Bu yazıda ana hatlarıyla termik santrallerin sağlık etkilerine değinilecektir.

Küresel ısınmaya katkısı nedeniyle NASA 2030’a kadar kömür santrallerinin kapatılması gerektiğini dile getirirken; Türkiye 40 adet yeni kömür santrali kurmaya hazırlanmaktadır. “Kömürden kurtul, iklimi kurtar” sloganıyla bir kampanya başlatan Greenpeace’e göre, bu 40 santralin atmosfere salacağı yıllık karbondioksit miktarı 136 milyon tonu bulacaktır.

Batılı ülkelerde kömürle çalışan termik santraller genellikle arazinin maliyeti, yaratacağı kirlilik, gürültü, iklim değişiklikleri ve estetik kaygılar nedeniyle nüfusun yoğun olarak yaşadığı yerleşim yerlerinden uzağa kurulmuşlardır. Ülkemizde ise santral için arazi seçilirken, kömürün kolayca taşınabileceği ve yeterli miktarda su sağlanabilecek bir alan olması büyük önem taşımış ve Yatağan, Afşin-Elbistan, Çan örneklerinde olduğu gibi nüfusun kirlilikten etkilenme olasılığı göz ardı edilerek kömürle çalışan termik santraller yerleşim yerlerinin hemen yakınına rahatlıkla kurulabilmişlerdir.

Termik santrallerin yerleşim yerlerinin yakınına kurulması, geçen zamanla birlikte sağlık etkilerini de kamuoyunun gündemine taşımaya başlamıştır. Çünkü termik santrallerin sağlık etkisi yapılan bilimsel araştırmalarla birlikte gözle görülür biçimde ortaya çıkarılmıştır.

Kömürden elektrik üreten termik santrallerin sağlık etkilerini dört ana başlıkta incelemek olanaklıdır:

  • Hava kirliliği ile ilgili olarak sağlık etkisi,
  • Yüzey suları ile ilgili olarak sağlık etkisi,
  • Toprak kirliliği ile ilgili olarak başta gıda güvenliği olmak üzere sağlık etkisi ve
  • Doğanın zarar görmesi ile ilgili olarak sağlık etkisi.

termik-santralTermik santrallerin sağlık etkisi daha çok hava kirliliği nedeniyle özellikle solunum ve dolaşım sistemlerinde yol açtıkları rahatsızlıklar ve hastalıklarla ilişkili olarak gündeme getirilmektedir. Ancak termik santrallerin sağlıkla ilgili olumsuz etkisi bununla sınırlı değildir. Termik santral yakınlarındaki alanlarda yaşayan balıklarda cıva düzeyinin artması, arsenik maruziyetine bağlı melanom dışı cilt kanserlerinde gözlenen artış, termik santral çalışanlarında gözlenen sitogenetik hasar ve termik santral çevresinde erken doğumlarda görülen artış termik santrallerin olumsuz sağlık etkilerinden bazılarıdır. Bilim literatüründe termik santrallerin sağlık etkileri ile ilgili çok sayıda araştırma bulunmaktadır.

İsrail’de, termik santralden kaynaklanan hava kirliliğinin çocukların akciğer fonksiyonu gelişimini olumsuz yönde etkilediği bulunmuştur1. Türkiye’de Seyitömer’de yapılan bir çalışmada, termik santralden kaynaklanan hava kirliliğinin –özellikle sigara içmeyenlerde-  solunum fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilediği bulunmuştur2. Yine İsrail’de, termik santrale yakın (19 km alan içinde) yaşayan çocuklarda solunumla ilgili rahatsızlıklarda artış gösterilmiştir3. Meksika’da termik santralin, santralin yakınında yaşayanlarda halk sağlığına ve ekonomiye olumsuz etkileri olduğu saptanmıştır4. Tayland’da, termik santralden kaynaklanan hava kirliliğinin astımlı çocuklarda akciğer fonksiyonlarında azalmaya yol açtığı gösterilmiştir5. Yine Tayland’da, termik santralden kaynaklanan hava kirliliğinin ölümleri ve solunum ve kalple ilgili sorunlar nedeniyle hastaneye yatışları arttırdığı gösterilmiştir6.

Termik santrallerin çevresinde yaşayanlarda sağlıkları en çok bozulmaya aday olan risk grupları çocuklar, yaşlılar, astım hastaları, süreğen tıkayıcı akciğer hastalığı (KOAH) olanlar ve sosyo-ekonomik düzeyi düşük insanlar olarak saptanmaktadır.

ABD’de 2008 yılında, Georgia Devlet Mahkemesi karbondioksit sürümünü artıracağı gerekçesiyle kömür yakıtlı termik santralin yapımının durdurulmasına karar vermiştir7. Uzun bir süredir ABD’de küresel ısınmaya karşı uğraş veren çevre gönüllüleri için bu karar önemli bir zafer niteliği taşımaktadır.

Olası risk değerlendirme teknikleri kullanılarak yapılan bir analizde, termik santralden kaynaklanan sürümün yüzey sularındaki etkisi yüzünden termik santral çevresindeki alanlarda yaşayan balıklardaki metil cıva (MeHg) düzeyinin iki katına çıktığı gösterilmiştir8. Cıvanın insan sağlığı üzerindeki pek çok olumsuz etkisi bilinmektedir.

İnsanlar cıvayı; yiyeceklerden, çevresel ve endüstriyel ortamlardaki karşılaşmalardan  ve amalgam bileşiklerinden alırlar. Bazı mikroorganizmalar cıvayı daha zehirli bir hali olan metil cıvaya dönüştürür. Bu bileşik, çevrede en çok karşılaşılan organik cıva bileşiğidir ve besin zincirinde birikir. Cıvanın insanda birikmesi daha çok balık ve kabuklu deniz ürünleri tüketimi yoluyla olmaktadır. Sağlık hizmetlerinde kullanılan cıvalı ateş ölçerler ile cıvalı tansiyon aletleri, cıvanın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri yüzünden 2008 yılından itibaren gelişmiş ülkelerde terk edilmeye başlanmıştır.

Cıvanın sağlık üzerine olumsuz etkisi kimyasal formu (metil cıva, elementel cıva ve inorganik cıva bileşikleri), dozu, cıvayla karşılaşan kişinin yaşı (Yaş azaldıkça etkilenim artmaktadır), cıvaya maruziyet süresi, maruziyetin türü (Solunum maruziyeti, sindirim maruziyeti, cilt teması vb.) ve cıvaya maruz kalan kişinin sağlık durumu gibi pek çok etmene bağlı olarak değişmektedir.  Cıvanın en önemli sağlık etkisi fetüs, bebek ve çocuklarda nörolojik gelişimi olumsuz etkilemesidir. Gebe kadınların cıva maruziyeti sonucunda, bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişiminin olumsuz etkilendiği bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Çocuklarda cıvanın bilişsel düşünmeyi, belleği, dikkati ve dil becerilerini olumsuz etkilediği de bilinmektedir.

Slovakya’da yapılan bir çalışmada,  idrarda ortanca arsenik derişiminin termik santralden uzaklaştıkça azaldığı saptanmıştır. Bir başka deyişle termik santrale yakın yaşayanların idrarındaki arsenik konsantrasyonu, santrale uzak yaşayanlara göre daha yüksek bulunmuştur. Aynı araştırmada, melanom dışı deri kanserlerinin görülme sıklığı da, bölgede yaşayanlara göre, termik santral çevresinde %21 daha yüksek olarak bulunmuştur. Melanom dışı deri kanserlerine etki eden önemli etmenlerden birisinin de arsenik olduğu bilindiği için, termik santral çevresinde melanom dışı deri kanserlerinin daha fazla görülmesiyle, termik santral nedeniyle 1950’den bu yana çevreye yayılan üç bin tonu aşkın arsenik arasında ilişki olduğu düşünülmektedir9.

Türkiye’de Afşin-Elbistan Termik Santrali çalışanlarında yapılan bir araştırmada, kontrol grubuna göre termik santral çalışanlarında sitogenetik hasar anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Bu sitogenetik hasarın kömür, toz ve gaz emisyonlarına bağlı çeşitli kimyasallara uzun süre maruz kalmanın birikimine bağlı olabileceği düşünülmektedir10.

Yatağan’da yapılan bir çalışmada, termik santralin çevresinde yaşayanlarda solunum fonksiyonları kontrol grubuna göre anlamlı derecede azalmış olarak bulunmuştur. Bunun santralin yarattığı hava kirliliğinin yol açtığı tıkayıcı akciğer hastalıklarının bir sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir11. Bilindiği gibi, Yatağan termik santralden kaynaklanan hava kirliliği nedeniyle uzun zamandır kamuoyunun gündeminde olan bir ilçemizdir. Yatağan termik santralinin etkileri ile ilgili yapılan çalışmalar, santralin hem sağlık etkisini hem de çevre ile ilgili olumsuz etkisini ortaya koymaktadır.

Tayvan’da yapılan bir araştırmada, termik santrallerden kaynaklanan hava kirliliğinin termik santral çevresinde yaşayan gebe kadınlarda erken doğumların görülme sıklığını da arttırdığı bulunmuştur12.

Bursa’da Orhaneli’nde yürütülen bir araştırmanın sonucunda, Orhaneli Termik Santralı çevresinde yaşayanların, kontrol grubuna göre solunum fonksiyonlarında azalma olduğu saptanmıştır. Bu etkilenmenin sigara içmeyenleri daha yüksek düzeyde etkilediği anlaşılmaktadır13. Bu araştırmanın sonuçlarının kamuoyu ve yetkililer ile paylaşılmış olmasına karşın; bugün halen Bursa’ya yeni termik santraller kurma uğraşı içerisinde olunması düşündürücüdür.

Bu yazıda kısaca değinilmeye çalışılan sağlık etkileri, çok sayıda yeni termik santrallerin kurulumuna karar verilmesi aşamasında olan ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. Termik santrallerin sağlığı olumsuz etkilediği kesindir ve bir takım önlemlerle (Desülfürizasyon üniteleri, elektrostatik filtreler vb.) bu etkilerin tamamıyla ortadan kaldırılabileceğine ilişkin iddialar dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile kanıtlanamamıştır. “Sağlıklı yaşamak” en temel insan hakkı ise, bu hakkı kazanmak için toplumun bütün kesimlerinin dayanışma içinde enerjinin verimli kullanılması için girişimde bulunması, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının artırılmasını talep etmesi ve yeni termik santrallerin yapımına karşı çıkması gerekmektedir.

Kaynaklar

  1. Dubnov J, Barchana M, Rishpon S, Leventhal A, Segal I, Carel R, Portnov B. Estimating the effect of air pollution from a coal-fired power station on the development of children’s pulmonary function. Environmental Research, 2007; 103(1):87-98.
  2. Karavus M, Aker A, Cebeci D, Tasdemir M, Bayram N, Cali S. Respiratory Complaints and Spirometric Parameters of the Villagers Living around the Seyitomer Coal-Fired Thermal Power Plant in Kutahya, Turkey. Ecotoxicology and Environmental Safety, 2002; 52:214-220.
  3. Goren AI, Helman S, Goldsmith JR. Longitudinal study of respiratory conditions among schoolchildren in Israel: interim report of an epidemiological monitoring program in the vicinity of a new coal-fired power plant. Arch Environ Health, 1988 Mar-Apr; 43(2):190-4.
  4. Lopez MT, Zuk M, Garibay V, Tzintzun G, Iniestra R, Fernandez A. Health impacts from power plant emissions in Mexico. Atmospheric Environment, 2005; 39:1199–1209.
  5. Aekplakorn W, Loomıs D, Vıchıt-Vadakan N, Shy C, Wongtım S,Vıtayanon P. Acute effect of sulphur dioxide from a power plant on pulmonary function of children, Thailand. International Journal of Epidemiology,  2003; 32(5):854-861.
  6. Thanh BD and Lefev T. Assessing Health Benefits of Controlling Air Pollution from Power Generation: The Case of a Lignite-Fired Power Plant in Thailand. Environmental Management, 2001; 27(2):303-317.
  7. Court blocks coal-fired power plant , Chemical & Engıneering News, 2008; 86(27):19.
  8. Fthenakis VM, Lipfert FW, Moskowitz PD, et al. An assessment of mercury emissions and health risks from a coal-fired power-plant. Journal Of Hazardous Materials, 1995; 44(2-3):267-283.
  9. Thornton I, Farago ME, Keegan T, et al. Environmental impacts, exposure assessment and health effects related to arsenic emissions from a coal-fired power plant in Central Slovakia; the EXPASCAN study. Fifth International Conference on Arsenic Exposure and Health Effects, San Diego, California, USA, 14-18 July, 2002, Pages: 39-49.
  10. Celik M, Donbak L, Unal F, Yüzbasıoglu D, Aksoy H, Yılmaz S. Cytogenetic damage in workers from a coal-fired power plant. Mutation Research 2007; 627:158–163.
  11. Karavuş M, Çalı Ş, Bakırcı N, Save D, Aker A. Spirometric Parameters of the Villagers Living Around Power Plant in Muğla, Turkey. Turkish Respiratory Journal 2007; 8(2): 44-47.
  12. Tsai SS, Yu HS, Chang CC, Chuang HY, Yang CY. Increased risk of preterm delivery in women residing near thermal power plants in Taiwan. Archives of Environmental Health, 2004 Sep; 59(9):478-83.
  13. Pala K, Turkkan A, Gercek H, Osman E, Aytekin H. Evaluation of Respiratory Functions of Residents Around the Orhaneli Thermal Power Plant in Turkey. Asia-Pacific Journal of Public Health, 2012; 24(1):48-57.
Yazarın Diğer Yazıları
deneme bonusu veren siteler yeniokul.net casino deneme bonusu veren siteler