Page 11 - Hekimce bakış 94. Sayı
P. 11
Yazıyı 1963 yılında OECD bilim bakanları toplantısı
öncesinde dönemin Hollanda Eğitim Bakanı’nın “Bilim
bilginin bir boyutudur ve bilim politikaları kültür politika-
larının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu politikaların ekonomik bir
ortamda tartışılması fuhuş yapmak anlamına gelir.” söz-
cükleri [11] ile tamamlamak istiyorum. Ne dersiniz üçün-
cü bin yılın “uygar” dünyasında bu sözler hepimiz için nos-
taljik bir şarkının güftesi gibi gelmiyor mu? Doğası gereği
kâr maksimizasyonu temelinde hareket eden endüstri her
alandaki bilimsel bilgi üretiminin ana sponsoru olmuş; fik-
ri mülkiyet hakları patentler sayesinde ticaretle bağlantılı
hale getirilmiş (TRIPS Anlaşması: Ticaretle Bağlantılı Fikri
Mülkiyet Hakları Anlaşması); “yayınla ya da kaybol” kıska-
cında can çekişen bilim insanlarının çoğu bilimsel camiada
ve dergilerde neyin geçer akçe olduğunu öğrenerek
akade- mik kariyerlerinde yükselmek amacıyla “özgürce”
belirli alanlarda gereksiz yere söz söyleyerek / çalışma
yaparak bil- gi kirliliğine neden olmuş ve en önemlisi
“modern” çağın dini olan piyasanın denetimine girmiş
tıp kurumu Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü’nün
önerdiği reformlar sonucunda -Ivan Illich’in yıllar önce
tanımladığı gibi- en- düstrinin daha fazla para kazanması
için hayatın kendisini tıbbileştirip [12] bir kazanç kapısı
haline getirmiş ise; bu endüstri iktidarının var ettiği bilim
[13] ve bilim insanın- dan dünyaya yarar gelir mi?
Hekimce Bakış 11